Bu iki kelime Allahın güzel isimlerindendir. Hayırlı işlere başlanirken, Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla başlarız. Rahman ve Rahim; Esirgeyen ve bağışlayan demektir… Rahman kelimesi; iyilere, kötülere, yarattıklarının hepsine merhamet eden, acıyan, veren, ayırım yapmayan anlamındadır. Dünyada kim çalışırsa Allah ona verir, inanan inanmayan farketmez. Allahın Adil sıfatı da başlı başına bir hukuk ilkesidir. Yağmur yağdırırken ayırım yapmaz. Rızık verirken yine ayırım yapmaz. Dünyayı aydınlatan güneşle de her kesimi aydınlatır. Asrımızda insan insanın katilidir. İnsanın rızkı şükür ki insanin elinde değildir. Dünya da zenginde fakirde olacaktır. Karun da olacak Harun da, Müslüman için helal belli haram bellidir. Beşeri sistemler helal haram karışımı ile Müslüman’ın, mide ve kanını bozdular. Testinin içinde ne olursa dışına o sızar. Numune insan tipine hasret kaldık. İnsanlık, adalet, adil paylaşım, can güvenliği, mal güvenliği, Din güvenliği, ırz güvenliği için çareler arıyor.
Gâvurlarca BM kurulmuş ifsat, imha, ayırım makinesi, İnsan hakları mahkemesi kurulmuş, ayırım zulüm makinesi, Dünya Bankası kurulmuş, Sömürü aracı, NATO kurulmuş, Siyonizm’e hizmet eden bir güç ve din düşmanı, AB kurulmuş, şeytan ve deccal topluluğu, İnsanlık bunlardan adalet, insan hakları bekliyorsa narkozludur demektir. Ta uyanıncaya kadar çok bedeller ödenecektir. Günümüzde Allahlık taslayanların imha silahları yazdıklarımdır. Kurtlar dumanlı günleri bekler. Müslümanların başına gelenler Amellerinin karşılığıdır. Müslüman’ım diyeceksiniz, tüm haramları işleyeceksiniz, Doğru çalışmayacaksınız. Kandıracaksınız, yalanınızı örtmek için meddahlar kullanacaksınız, Dini beşeri sistemlere uyduracaksınız, paralı belam kılıklı hocalar bulup, haramlara fetva çikaracaksiniz. Başınıza bir şey gelince Allahımız var diyeceksiniz. Allahtan uzak olanların akıbeti dünyada berbat olduğu gibi Ahrette de akıbetleri çok çetin olacaktır. Güncel gündem, ekranlar, yazılı basın dolar molarla meşgul, Geçen hafta Cuma Namazını Siverek’te bir Camide kıldım hoca efendi doların düşmesi için dua ediyor cemaatte âmin diyordu. Ülkemiz Allahın nimetleri ile doludur. Yanlış yönetimler hayvancılığı bitirmiş, et ithal ediyoruz. Tarım ülkesiyiz buğday, mercimek, Patates, ayçiçeği tohumu ithal ediyoruz. Elektronik cihazlar, çocuk oyuncakları bile ithaldir.
Ülkemiz yer altı yer üstü zenginlikleri ile dünya’da belki bir numaradir. İktidar başta Sayın Başkan yerli, milli açılımlara öncelik veriyor, çaba gösteriyorsa da ortada somut bir şey yok. At görülmeden ahir yapmak, su görünmeden paçaları sıvamak gösteriş ifadesidir. Harp hiledir, düşmanın silahı ile silahlanın hadis mealleri Müslümanlara şuur vermesi gerekir. Dolarla ilgili son sözüm halk burada bedel ödüyor, bedel ödemeye hazır, dolar severler nerede? Dolarla keseleri kabarık olanlar, fırsat kollayıp dolarları dışarıya uçuranlara kim su taşımış korumuş, kollamışsa oda onların suç ortağıdır. Gerçi bazı hırsızlara soruşturmalar açılmış sevindiricidir. Hepimiz ayni gemideyiz Gemi kaptanı rotayı şaşırmamalı, ikaz edilince kızmamalı birisi gemiyi deliyorsa mani olmak her kesin görevidir. Gavur dediğimizde Allahın kuludur çalışmış, velev ki sömürmüş, zengin olmuş, güç oluşturmuş, üstünlük taslamışsa, suç Müslüman’ın ataletindendir. Senelerdir ekonomist ithal Kemal dervişin programı ekonomimize uygulanıyor. Fakiri fakir, zengini zengin eden kapitalist bir anlayış, emek vermeden faiz düzeni ile servete servet katma anlayişi, bunca mazlumiyet yetmiyor mu? Sayın Erbakan’ın havuz sisteminden, denk bütçesinden kimse nem kapmıyor. Gerçek ekonomistlerin görüşü bir ülke, üretir, istihdam, israfı önleme kalkınmanın vazgeçilmezleridir. Dolarda çok inatla laf dinlemiyor yükselmeye devam ediyor.
İkinci güzel kelime Rahim’dir. Ahrette Rahman isminin zıddı insanlara muamele edilir. Dünya ya geliş boşuna mıdır? Ahrette mahkeme-i Kübra var. Her kes ameli ile baş başadır, dolar molar mevki makam sökmez. Cennet cehennem insanların ebedi durak yerleridir. Yeryüzünde ubudiyetle, ulûhiyet çatışması var. Kula kul olmak, fanileri kurtarıcı bellemek cehalet girdabıdır. Yazımı üstad Bediüzzaman’ın bir anısı ile bitireyim. Üstad mahkemede ifade vermeyi bekliyor. O sırada ezan okunuyor. Üstad hemen bulunduğu yerde namaza başlıyor. Namaz bitiminde mahkeme hâkimi sen ne yapıyorsun karşında koskoca devletin hâkimi var diyor. Üstad şamar gibi ifadelerle hâkime haykırıyor hâkim bey! Gece olunca göz kapaklarına hâkim olamıyor hemen yatıyorsun. Yemek yedikten sonra bağırsaklarına hâkim olamıyor, tuvalete koşuyorsun sen neyin hâkimisin? Hâkim olan ANCAK Allah’tır. Anlayana… Vesselam.