Güven bunalımı yaşayan toplumların iflah olması mümkün değildir,güven vermeyen toplumlar çürmeye yüz tutmuş demektir.Güven toplumların mayasıdır,tılsımıdır.
Güven toplumu, güvenilir insanlardan oluşan toplumdur. Bu toplumda zulüm, fitne ve fesat olmaz, bu toplumda kimse kimseyi aldatmaz, hile ve sahtekarlık yapmaz, bu toplumda terör, ahlaksızlık, hırsızlık, fuhuş ve edepsizlik olmaz, olmaması gerekir. Bu toplumda can, mal namus, iş, eğitim ve seyehat güvenliği olur, barış olur, kardeşlik olur, huzur olur.
Güven toplumunda bütün insanlar, insanlık onuruna yakışır bir şekilde temel hakları korunarak barış, huzur ve mutluluk içerisinde yaşarlar. Allah katında yegane hak din olan İslam'ın amacı da budur.
Güven toplumunu oluşturmak amacı ile herkesin, barış, huzur ve güveni sağlamak; zulmü, fitne ve fesadı önlemek için çalışması gerekir. Aksi takdirde toplumda güven, huzur ve barış yok olur, zulüm, fitne ve fesat ortaya çıkar. Bu sebeple olmalı ki, yüce Rabbimiz; "Sakın zalimlere en küçük bir meyil göstermeyin, yoksa size ateş dokunur." Peygamberimiz (s.a.s) "Zulümden sakının, çünkü zulüm, kıyamet gününde insanı karanlıklarda bırakır." buyurmuştur.
İlahi iradeye uygun olmayan her inanç, söz, eylem ve davranış zulümdür. İnkar etmek Allah'a ortak koşmak ve münafıklık yapmak zulüm olduğu gibi, içki ve zina, hırsızlık ve gasp gibi büyük günahları işlemek de zulümdür.
"Islah edilmesinden sonra yeryüzünde fesat çıkarmayın."
Toplumda bozgunculuk yapmak, kargaşa çıkarmak, barış, sükun güven ve huzuru bozmak, cana, mala, namusa, nesle, çevreye, devlete, millete ve vatana zarar vermek fesattır. Fesat; zulüm, haram ve büyük günahtır.
"Öyle bir fitneden sakının ki, bu fitne, içinizden yalnızca zulmedenlere dokunmakla kalmaz zararı genel olur." (Enfal.25)
Kur'an'a ve Sünnet'e uygun olamayan bütün söz, eylem ve davranışlar, "fitne" kavramına dahildir. Dolayısıyla terör, katliam, hırsızlık ve gasp, içki, fuhuş, kumar ve zina gibi cana, mala ve ırza tecavüz suçları, din özgürlüğüne müdahale, insan haklarını ihlal, çevre kirliliği, sosyal ve siyasal karışıklılıklar, fert, aile ve toplumun güven ve huzurunu bozan her türlü olay, suç ve günahlar fitnedir. Her fitne zulümdür. Zulümden sakınmak ve zulmü önlemek gerekir. Peygamberimiz (s.a.s), şöyle buyurmuştur.
"İnsanlar, zalim kimseyi görüp onu zulümden men etmezlerse Allah, en yakın zamanda herkesi zalimi de zulme engel olmayanları da cezalandırır."
Aile, iş ve toplum hayatında Müslümanların birlik ve beraberlik, barış, güven ve huzur içinde yaşayabilmeleri için karşılıkları görev ve sorumluluklarını yerine getirmeleri, ahlak ve hukuk kurallarına uymaları gerekir.
Güven toplumu, güvenilir insanlardan oluşan toplum demektir.
Güvenilir insan, dürüst, kamu ve kul haklarına saygılı olan, aile fertlerini, devletini, vatanı ve milletini seven, görev sorumluluklarını yerine getiren, maddi ve manevi emanetlere riayet eden; verdiği sözü tutan, sözleşmelerini yerine getiren; zulüm, fitne, fesat, yalan, hile ve sahtekarlıktan sakınan insan demektir.
Mümin; iman edip salih ameller işleyen, haramlardan sakınan, Allah'a güvenen, insanlara güven veren, insan haklarına saygı gösteren, ilahi nimet ve ikazlara karşı korku ve ümit arasında yaşayan ahlaklı insandır.
İnsan dünyada ve ahirette güven içerisinde olabilmesi için, mümin, salih ve muttaki olması, haramlardan sakınması ve bu dünyadan imanla ayrılması gerekir.
"Kim ahirete iman ile gelirse, ona imanı sebebiyle cennet vardır. Müminler, o gün korkudan emindirler.
" Muttakiler, cennetler içinde ve pınarlar başındadırlar. Onlara, "Girin cennete esenlik ve güven içinde",denir."