Zekât konusu çok geniştir. Âlimlerimiz Zekâtın ne şekilde verileceği, neden verileceği, kimlere verileceğini detaylı bir şekilde anlatmışlar. Kıt şartlarına rağmen, bize düşen ise okumaktır. Zekat hakkında çok ayeti kerime ve hadisi şerifler var. Ramazan Ayına az bir zaman kaldı her yıl bu konuyu yazmaya çalışırım. Bizim görevimiz tebliğdir. Tüm ibadetlerde Kur’an dışı, sünnet dışı yaşantımız olmakla beraber zekât konusu da bunlardan biridir. Yapacağımız her ibadetin gerçek Dine uygunluğu esastır. Fani tapınaklara göre ibadetler yapılmaz. İslam’ın beş şartından biri olan Zekât, mana itibarı ile Temizlik, bereket, artma, çoğalma, iyi hal ve övgü anlamlarına gelir. Zekâtın geniş manası Nisaba malik olan zenginin Fakire servetinin kırkta birini verdiği meblağdır. Fakirin zenginde olan hakkıdır. Zengin Malının zekâtını vermez, İslami kurallara uymazsa fakirin hakkını gasp etmiş olur.
Zekât zenginle fakir arasında ülfet köprüsüdür. Rabbimiz Kur’an-ı kerimde şöyle buyurur: “Namazı kılın, zekâtı hakkıyla verin. Rükû edenlerle beraber rükû edin.”El Bakara suresi Ayet 43.İkinci ayette “Onlar Zekâtı vermezler Ahireti inkâr edenler de onlardır.” El Fussilet suresi ayet 7. Hadisi şeriflerde zekâtla ilgili Allah resulü SAV. Şöyle buyurur. “Malının zekâtını verdiğin zaman, üzerine gereken borcunu ödemiş olursun.” Tirmizi Zekât 2. Başka bir hadiste “Veren el alan elden üstündür.” Buhari Zekât 18. Hz. Ebubekir RA İse, Namaz kılıp zekât vermeyenlerle savaşırım buyurmuş. Zekât ilahi bir emirdir. Terki, inkârı küfürdür. Zekâtın verileceği sınıflar bellidir. Zekâtla ilgili Kur’an-ı kerimde 8 sınıf insana zekât verilir emri var. Bazı sınıflar bugün yoktur. Zekât toplama memurları gibi. Zekât fakire, Miskine, borçluya, kalbini İslam’a ısınacaklara, yolda kalmışa nakit olarak verilmelidir. Fakir, Miskin, borçluda insandır onunda manavdan, bakkaldan, giyimciden eşya alma hakkı var zekât nakit olarak verilirse fakir eliyle bunları temin eder mutluluk duyar.
Asrımızda zekât hırsızları bile türemiş. Zekât Camiye, derneğe, medreseye, vakfa, sendikaya verilmez. Rast gele ne yaptığı belli olmayan her sakallıya cübbeliye de zekât verilmez. Zekât en başta yakınlara verilir. Zekât teşvik amacı ile açıktan, sadaka ise gizli verilir. Ülkemizde ki, zenginler gerçekten fakirlere zekâtlarını verseler yeryüzünde fakir kalmaz. Dünya düzeninin bozulması zenginlerin cimri olması ile eş anlamlıdır. Bazıları basında zenginleri, milyarderleri manşet yapar şu kadar zenginler artmış diye, birde bu zenginler her biri şu kadar zekât fakirlere verdi dense, o zenginleri ben alkışlarım. Her Yıl Ramazan ayı yaklaşınca bazıları Ramazan paketleri ile nam salmaya, zenginlerden zekât bile almaya çalışırlar güya fakirlere gıda paketleri verilecek. Bu gıda paketleri sadaka, hayır, hasenat ise diyeceğim bir şey yok. Fakat zenginlerden zekât paraları alınıp, bu zekât paraları ile gıda paketleri alınıyor fakirlere dağıtılıyorsa işte bu olmaz. Zekât zengininin fakire nakit olarak vermesi gerekir.
Yetim, Dul, fakir insanlara samimi el uzatan tüm kuruluşlardan Allah razı olsun. Yaş kuru karışmış bunu ayıklamak lazım ki, verilen hayırlar yerini bulsun. Zekât mali bir ibadettir fakire verilmesinde büyük yaraların devasıdır. İslam devletinde zekâtlar için ayrı fon açılır. Fakirler tespit edilir görevlilerce fakirlere ulaştırılır. Ülkemizde belki bazı vakıflar bunu yapsada çoğunlukla kayıt dışı, denetimsiz olduğundan çok yaralara merhem olmamaktadır. Ömer İbni Abdülaziz döneminde yönetim o kadar adilmiş ki, zekât memurları zekât verecek fakirleri çoğu zaman bulamamışlar. Bir toplumun hepsi ne fakir nede zengin olur. Toplumlarda zenginde fakirde olacaktır. Zenginlik ve fakirlik insanı azdırmamalıdır. Asrımızda zenginliğin ölçüsü güçlü olmak, alın teri dökmeden zengin olmak var. Ahiret olduğuna göre herkes Mahkemei Kübra da yaptıklarının hesabını verecektir. Zekât büyük bir müessesedir Allahtan korkanlar zekâtlarını Kur’an ve sünnete göre verirler. Vesselam…