Din garip gelmiş, garip gidecektir. Dinden kastım hak Din İslam Dinidir. Kıyametin kopacağı ana kadar başka bir Din gelmeyecektir. İslam Dini son İslam Dinidir. Bu hak Dini en başta Peygamberler, sonra Peygamberlerin varisleri olan gerçek âlimler bu dini bedeller ödeyerek tebliğ etmişlerdir. Bu tebliğ hali kıyametin kopacağı ana kadar da devam edecektir. Bu gün ben Müslüman’ım diyebiliyorsak bunların sayesindendir. Bu Din anlaşılsın diye kütüphaneler, raflar tefsir, hadis, fıkıh kitapları ile doludur. Asrımızda çok nadir gerçek âlimler olduğu için, yorumdan kaynaklanan bazı anlayışlar ümmet fertleri arasına bazen nifaklar sokabiliyor. Bu nifakları sonlandıracak olanlar ise, gerçek âlimlerdir. Mevcut âlimlerimizde geçmiş âlimlerin eserlerine bakarak konular hakkında ancak izahta bulunabilirler.
Dini konuları açıklamada bana göre olmaz. Hele beşeri siyaset, mevki makam, sömürü uğruna dinde esneme, rotasından çıkarma hiç olmaz. Hüküm ne ise anlatılır. Nasibini alan alır. Osmanlıların bazı dönemlerinde Dinin, din adamlarının toplum yararına dine uyumlu çok icraatları olmuştur. Menfi tarafları da mevcuttur. Osmanlı ulemalarından Zembilli Ali Efendi dinde hiç taviz vermemiş, devrin yöneticilerine boyun eğmemiştir. Ayni dönemde Ebu SUUD Efendi ise maslahat için yöneticiler istikametinde bazı fetvalar vermiş ise de, kitlelerce eleştiriye maruz kalmıştır. Âlimin görevi dinin emir ve yasaklarını kişilere, sistem anlayışına göre fetvalar vermek değil, Dinin emir ve yasakları ne diyorsa onu haykırmaktır. Fıkhi konularda zaman ve mekân toplum yapısına uygun olarak geçmişte bazı âlimler bir önceki yorumuna, fetvaya zıt bazı izahatlar olmuşsa da, zaruretler ön plana alınmıştır.
İslam Dininde helal haramlar bellidir. Bazı haramlar var ki, yoruma bile gerek yoktur. Faiz, zina, uyuşturucu, adam öldürmek gibi haramlar. Bu haramların zarureti bile olamaz. Güncellerden basında diyanetin konutlarda kredi almak helal fetvası tartışılıyor. Karşı çıkanlar var. Alkışlayanlar var. Kesilmemiş murdar bir leşin (Sistemin) bir bölümüne helaldir demek din dışıdır. Az çok yüzdelikle haram helal olmaz. Toplum içindeyiz Diyanetin fetvasının eleştirisi iki yöndedir. Verilen fetvada siyasetin iz bırakması, ikincisi ise verilen fetvanın birilerinin telkini ile olmuş anlayışıdır. Fetvalarda fert ile yani tekil ve çoğul ile sorunlara yanaşmak çıkış bulmak değişkendir. Öyle bir izlenim bırakılmış ki, katılım bankalarından kredi almak helal, diğer bankalardan almak ise haram. Böyle saçmalık olmaz.
Toplum fertleri zaten dini yaşamada bigâne, bir de bu mu eksikti? Başımıza gelsin. Dar gelirliye çıkış yolu gösteriliyor. Öyle ise Devlet karzı hasan(Faizsiz borç vermek) ile dar gelirlinin imdadına koşsun, sosyal devlet anlayışını göstersin. Öyle Çelişkili bir durum var ki, ihtiyaca göre dar gelirli, o zaman hacca da, kurbanda da ve evlilik ihtiyacına da diğer havaici asliyelerde de bu pisliğe bulaşma, bulaştırması olur ki, yapanlar, yaptıranlar günah hamalı olurlar. Dinimizde faiz büyük günahlardandır. Azı çoğu fark etmez. Faiz Mazlumları sömürü aracıdır. Zengini zengin, fakiri fakir eden, kapitalizmin emici hortumudur. Faizin zerresi Allah’a karşı Savaş açmadır, isyanıdır. Adil devlet yönetenlerini haramlara bulaştırmaz. Haramları işlemek için teşvik etmez. Diyanetin verdiği fetva da kendini istenilen düzeyde izah edememiş, anlatamamıştır kanaatindeyim. Kurtuluş dini düzen olarak kabul etmek ve mücadelesini vermektir. Dini kendimize uydurmak değil, bizler Dine uymak mecburiyetindeyiz. Vesselam…