Fuat GEMALMAZ
Köşe Yazarı
Fuat GEMALMAZ
 

SERBEST EKONOMİ PİYASASI ÜLKEDE KAOS YARATMAKTA

 Ülkede kaos yok. Ülkede ekonomi güzel işliyor. İhracat yükselmede ithalat düşmede ülkede üretim ve dış pazara açılımlar çok güzel devam etmededir.  Ülkemizde en büyük sorun ne biliyor musunuz nedir?  Hiçbir iş yapmadan kan emici olan özel sektörün adeta kanını emen mülk sahipleridir. Ülkede öyle ki bir kaos içinde üretici, çalışan, kazanan her kesim kazançlarının en büyük gelirini bu mülk sahiplerine vermek zorunda kalmaktadır. Ülkede öyle bir serbest ekonomi piyasası olmuş ki resmen şaşırıyorum. Bakın bir kısa örnek bir şişe su marketlerde 50 kuruş büfede 1.50 kuruş çayhanede lokantada 2 lira kafelerde bu su yerine göre 5 lira böylesi bir serbest ekonomi piyasasına şaşıyorum.  Çay yine öyle normal bir çayhanede içersen 1.50 kuruş sıradan bir kahvehanede 2 lira kafe de içersen 5 lira yıldızlı otellerde içersen bu 50 liraya kadar çıkıyor. Ülkede böyle bu kadar serbest piyasa olmuş ki resmen kazıklama yarışına gidilmektedirler. Tabi bu işletmecilere gidip neden böylesi bir fahiş fiyatlar dersen hemen yakınıyor işletmemde bu kadar eleman bu kadar masraf ve hepsinden önemlisi bu iş yerin kirası gerçekten astronomi fiyatlara kiralanmış işletmeler büyük kazançlara göz diken mülk sahipleri.  Ülkemde üç ilin büyük bir kalkınma ve imalat üretim gelişim göstermekte bunların başlıca nedeni işte kiracılıktan çok mülkiyetleri kendi mülkiyetleri olmasından dolayı kalkınmaktadır. Bir üretici İstanbul başta olmak üzere bakın bir üretici kardeşimin bir makine koyacak yerin aylık kirası 10.000 tl on bin liradan başlıyor. Bu kardeşimizin bu işletmede maksimum üç eleman çalıştırdığını düşün oda günün şartlarında 15.000 tl on beş bin liraya tekabül ediyor. Bu kardeşimizin maliye ve giderler, elektrik, su, sigorta pirimi ile bakıldığında bu işletme günlük en az bin lira gelir elde etmeli ki sadece işletmesini masrafları elde etmesini sağlamış olacaktır. Kendi kasasına bir lira kar koymuş olmayacaktır.  Böylesi bir işletme sahibi oraya koymuş olduğu sermaye bir başka yere koymuş olsa ülkemde ki zahmetsiz kazanların olduğu bir ülkede bir mülkiyet alıp kiraya vermekle elde edeceği kazanç tamamen vergisiz, götürüsü olmayan bir gelir elde etmiş olmakta olur.  Böylece ülkede üretimden çok yatırımcılık ön plana çıkmaktadır.  Ülkemizin özelikle hükümeti çok acilen üretici toplum kuruluşlarına yeni iş üretim sanayileşme alanları açması ve bu iş yerlerinin gerçek üretici sahiplerine istihdam edilmesini sağlayıp üretime geçilmeyi sağlayacak alternatifleri sağlayacak girişimlerde önderliği başlatarak böylesi faaliyetlere hız vermesi gerekmektedir. Ülkemizin ekonomi çitasını daha çok yükseltmemiz için acil eylem planı olarak böylesi bir girişime girip üretici ve iş istihdamı sağlayan sivil toplum kurumlarına birlik ve derneklerine odaları toplayıp bu konuda fikir alış verişinde bulunup iş yatırımcıların önünü açmalıyız. Özelikle İstanbul gibi bir metropol şehirde mega kentte yarımcıların önünü açmamız için siteler kurdurup iş alanları yeni iş sahaları kazandırmamız gerekmektedir. Tabi ki İstanbul derken merkezden uzak olan yerlerin işin durumuna göre yön verilmesi gerekmektedir.  Siteleşerek büyük iş sahalarını kazandıralım üreticilerin önünü açalım işletmeci kardeşlerimizi rantçı yatırımcı sermaye sahiplerine köle ettirmekten kurtarıp kenedi kazançlarını kendi işletmelerine sermayelerine güç katmasını sağlayıp mülk sahiplerinin rantçılıklarına karşı da en büyük tedbiri almak için asla kiralama ruhsatlarına müsaade etmeyelim. İş yerin olarak mülkiyeti olan sermaye sahipleri zorunlu olarak ya işletme vergilendirmesini yapsın ya da o işgal ettiği mülkiyeti elinden çıkarıp gerçek üretici kardeşime satmak zorunda kalmasını sağlamalıyız. Böylece sermaye sahibi sokak diliyle para babası gelip oradaki dükkanı mülkünü alıp üretici kardeşim, işletmeci kardeşim gidip orayı kiralayıp bir başarıya imza atmak için gecesini gündüzüne katsın sonrası da tüm kazandığını mülk sahibine aylık kira olarak ödemesini yapsın. Mülk sahibi de ülkeye hiçbir katkısı olmadan vergisi yok sigorta primi yok. Aldığı kirayı lük bir sefa içinde yemeye devam etsin böyle bir durumu başta Allah kabul eder mi? Gecesini gündüzüne katsın alnın teriyle kazanç elde etmeye didinsin sonra o alın teri olan parayı mülk sahibi barlarda pavyonlarda yesin kusura bakma bunu Allah ta kulda kabul etmez. İşte bu ülkede bunun önüne geçilmediği müddetçe asla biz bir ilerleme kayıt edemeyiz.
Ekleme Tarihi: 06 Eylül 2021 - Pazartesi

SERBEST EKONOMİ PİYASASI ÜLKEDE KAOS YARATMAKTA

 Ülkede kaos yok. Ülkede ekonomi güzel işliyor. İhracat yükselmede ithalat düşmede ülkede üretim ve dış pazara açılımlar çok güzel devam etmededir. 
Ülkemizde en büyük sorun ne biliyor musunuz nedir? 
Hiçbir iş yapmadan kan emici olan özel sektörün adeta kanını emen mülk sahipleridir. Ülkede öyle ki bir kaos içinde üretici, çalışan, kazanan her kesim kazançlarının en büyük gelirini bu mülk sahiplerine vermek zorunda kalmaktadır.
Ülkede öyle bir serbest ekonomi piyasası olmuş ki resmen şaşırıyorum. Bakın bir kısa örnek bir şişe su marketlerde 50 kuruş büfede 1.50 kuruş çayhanede lokantada 2 lira kafelerde bu su yerine göre 5 lira böylesi bir serbest ekonomi piyasasına şaşıyorum. 
Çay yine öyle normal bir çayhanede içersen 1.50 kuruş sıradan bir kahvehanede 2 lira kafe de içersen 5 lira yıldızlı otellerde içersen bu 50 liraya kadar çıkıyor.
Ülkede böyle bu kadar serbest piyasa olmuş ki resmen kazıklama yarışına gidilmektedirler. Tabi bu işletmecilere gidip neden böylesi bir fahiş fiyatlar dersen hemen yakınıyor işletmemde bu kadar eleman bu kadar masraf ve hepsinden önemlisi bu iş yerin kirası gerçekten astronomi fiyatlara kiralanmış işletmeler büyük kazançlara göz diken mülk sahipleri. 
Ülkemde üç ilin büyük bir kalkınma ve imalat üretim gelişim göstermekte bunların başlıca nedeni işte kiracılıktan çok mülkiyetleri kendi mülkiyetleri olmasından dolayı kalkınmaktadır.
Bir üretici İstanbul başta olmak üzere bakın bir üretici kardeşimin bir makine koyacak yerin aylık kirası 10.000 tl on bin liradan başlıyor. Bu kardeşimizin bu işletmede maksimum üç eleman çalıştırdığını düşün oda günün şartlarında 15.000 tl on beş bin liraya tekabül ediyor. Bu kardeşimizin maliye ve giderler, elektrik, su, sigorta pirimi ile bakıldığında bu işletme günlük en az bin lira gelir elde etmeli ki sadece işletmesini masrafları elde etmesini sağlamış olacaktır. Kendi kasasına bir lira kar koymuş olmayacaktır.  Böylesi bir işletme sahibi oraya koymuş olduğu sermaye bir başka yere koymuş olsa ülkemde ki zahmetsiz kazanların olduğu bir ülkede bir mülkiyet alıp kiraya vermekle elde edeceği kazanç tamamen vergisiz, götürüsü olmayan bir gelir elde etmiş olmakta olur. 
Böylece ülkede üretimden çok yatırımcılık ön plana çıkmaktadır. 
Ülkemizin özelikle hükümeti çok acilen üretici toplum kuruluşlarına yeni iş üretim sanayileşme alanları açması ve bu iş yerlerinin gerçek üretici sahiplerine istihdam edilmesini sağlayıp üretime geçilmeyi sağlayacak alternatifleri sağlayacak girişimlerde önderliği başlatarak böylesi faaliyetlere hız vermesi gerekmektedir.
Ülkemizin ekonomi çitasını daha çok yükseltmemiz için acil eylem planı olarak böylesi bir girişime girip üretici ve iş istihdamı sağlayan sivil toplum kurumlarına birlik ve derneklerine odaları toplayıp bu konuda fikir alış verişinde bulunup iş yatırımcıların önünü açmalıyız.
Özelikle İstanbul gibi bir metropol şehirde mega kentte yarımcıların önünü açmamız için siteler kurdurup iş alanları yeni iş sahaları kazandırmamız gerekmektedir. Tabi ki İstanbul derken merkezden uzak olan yerlerin işin durumuna göre yön verilmesi gerekmektedir. 
Siteleşerek büyük iş sahalarını kazandıralım üreticilerin önünü açalım işletmeci kardeşlerimizi rantçı yatırımcı sermaye sahiplerine köle ettirmekten kurtarıp kenedi kazançlarını kendi işletmelerine sermayelerine güç katmasını sağlayıp mülk sahiplerinin rantçılıklarına karşı da en büyük tedbiri almak için asla kiralama ruhsatlarına müsaade etmeyelim. İş yerin olarak mülkiyeti olan sermaye sahipleri zorunlu olarak ya işletme vergilendirmesini yapsın ya da o işgal ettiği mülkiyeti elinden çıkarıp gerçek üretici kardeşime satmak zorunda kalmasını sağlamalıyız. Böylece sermaye sahibi sokak diliyle para babası gelip oradaki dükkanı mülkünü alıp üretici kardeşim, işletmeci kardeşim gidip orayı kiralayıp bir başarıya imza atmak için gecesini gündüzüne katsın sonrası da tüm kazandığını mülk sahibine aylık kira olarak ödemesini yapsın. Mülk sahibi de ülkeye hiçbir katkısı olmadan vergisi yok sigorta primi yok. Aldığı kirayı lük bir sefa içinde yemeye devam etsin böyle bir durumu başta Allah kabul eder mi? Gecesini gündüzüne katsın alnın teriyle kazanç elde etmeye didinsin sonra o alın teri olan parayı mülk sahibi barlarda pavyonlarda yesin kusura bakma bunu Allah ta kulda kabul etmez. İşte bu ülkede bunun önüne geçilmediği müddetçe asla biz bir ilerleme kayıt edemeyiz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.