Din ve Bilim her şeyi tespit etmiyor, cevabını veremiyor. Bilimin tespit ettiği somut bazı gerçekler vardır. Ama varsayımları da vardır. Bilimin Evren’inin oluşumunu büyük patlama ile açıklaması kesin değildir, bir varsayımdır. Zaten kozmosun sonsuzluğu akıl alacak bir durum değildir.
İnsan aklı Evren’in, Dünya’nın, hatta kendisinin nasıl yaratıldığını şimdilik anlayacak bir yapıda değildir. Bir insan 400 milyonda bir zerrecikte nasıl yaratılmıştır, akıl alacak bir durum değildir.
İnsan homo sapiens, maymundan türemiştir, bence bilimsel olamaz. Dini kitapların belirttiği insan topraktan yaratılmıştır, deyimi daha mantıklı daha tutarlıdır. 80 kilo bir toprakta tüm insani maddeler olduğunu yanılmıyorsam bilim tespit etmiştir. İnsan evrenin ve Dünya’nın özüdür gerek din, gerek bilimde genel kabul gören bir gerçektir. Evren'i ve insanı inceleyen bilim insanları Evren’inin haritasıyla insan beynin şekilleri birbirlerine çok benzediklerini tespit etmişlerdir. Bu durum çok acayiptir. Maddesel bir organ olan beyin dışında bilimin henüz saptamadığı insanların ruh denilen bir gücü olma ihtimali vardır. Evren'i, dünyayı, İnsan denilen meçhulü anlamak çözmek öyle çok kolay değildir. Bu anlamda dine, efsanelere, mitolojilere inanmak insana biraz rahatlık verir.
Çünkü akıl ve bilimle âlemlerin sırlarını çözemeyiz. Din kim ne derse desin, insani bir ihtiyaç ve gerçekliktir. Batılı bazı filozofların din karşıtı söylemlerini genelleştirmek doğru bir düşünce olmaz.
Düşünürlerin din konusunda olumsuz yargıda bulunmaları o dönemlerde Hıristiyan din adamlarının yanlış tutumları, halkı aldatmalarına karşı dine bir tepki olarak olmuştur.
Filozof ve sosyolog Marks, " Din halklar için afyondur" söylemini iyice incelersek, afyon denilen uyuşturucu dozunda kullanılırsa insan yaşamı için çok gereklidir sonucuna varabiliriz.
Nitekim, Marks bu cümlenin sonunda " Din vicdansız bir dünyanın vicdanı, halkın sığınacağı bir limandır." demiştir. Bilim ve din insan yaşamı için gerekli iki değerdir. Bilimin açıklayamadığı konularda din devreye girer. Bu anlamda din ile bilimin çeliştiği kadar örtüştüğü tarafında olması gerekir. Bilim deney ve gözleme dayanır. Din ise bilimin henüz ispatlamadığı, ama ileride bir bilimsel açıklaması olacak alanlarda öngörüde bulunur. Örneğin kader konusu, nazar, velilerin kerametleri gibi olağanüstü durumlar dinlerin öne sürdüğü gizemlerdir. Dinlerin arasında okumaya, bilime, düşünmeye en fazla yer veren din İslam dinidir. Kutsal kitap Kur’an’ın yüzlerce ayetinde düşünün,
Bu kainat nasıl yaratıldı der. Deveyi misal verir deve nasıl yaratıldı misalini verir. Bir hadiste bir saatlik düşünme ilim çalışması 70 yıllık ibadetten daha hayırlıdır diye buyurur. İlim derken yalnız dini bilgiler değil, genel bilgiler kast edilir. İslam dinin bilimle bir çatışması yoktur. Araştırmaya incelemeye verdiği önemi bir hadiste " İlim Çin’de bile olsa gidin tahsil edin." Diye belirtir. Din ve bilim sonuçta insanların manevi ve maddi ihtiyaç ve mutlulukları için çaba gösteren kurumlardır.