NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

ACAYİP DURUMLARIMIZ

Avrupa uygarlığı ve kültürünün bize bazı ters gelen yanlışlarına rağmen dünya halkları için ders alınması gereken olumlu örnekleri vardır. Avrupa, pozitif, olumlu  durumuna elbette çabuk gelmedi. Orta çağın bilime, düşünmeye, yeniliğe düşman Hristiyan taasubundan, ancak okumayla, araştırmayla, cehaletin kabuğunu kırmakla, rönesans (Yeniden diriliş), reform (Yenilik) sayesinde gelmiştir. Dünyayı, toplumu, insanı inceleyerek gelmiştir. Konumuzla ilgili olan, aydınlanma çağının başlangıcı, 16. Yüzyılın ünlü düşünürü Montaigne, (Montayn) yazdığı denemeler kitabı insanın acayip bilgisiz, halleri üzerinedir. İnsanların yanlışlıklarını, tutarsızlıklarını konu eder. Avrupa halkları yanlışlıklardan ders alarak, doğruyu bularak, uygulayarak ilerleme sağlamışlardır.  Dünya devamlı bir gelişme,  değişme hareket halindedir. Bilim insanlarına göre dünya'nın bir bakıma benzeri olan insanın farklı biçimlerde olsa'da kendilerini geliştirme, hatta dünyayı değistirme gibi potansiyeli olan bir varlıktır.  Acı olan, bizim gibi doğu toplumları maalesef gelişmeden, dijital çağdan, pozitif kültürden nasibini yeteri ve gerektiği kadar almamıştır. Belki bilinçli olarak alınmiyor, cehalette israr ediliyor.  Zira okumayan araştırmayan, hatta gerekli ve yeteri kadar düşünmeyen birey gerçekliğimiz vardır. Acı olan dedik doğrudur, tam da bu konuyla ilgilidir. Bu uzay, teknik çağda, uygarlığın teknik ve kültür olarak çok gerisinde kalmışız. İslam aleminin bu anlamda geri kalmasınının en önemli nedeni, kutsal kitap Kur'an'ın ilk ayeti, emri oku demesine rağmen genel olarak okunmuyor. Hazreti Muhammed'in (İlim çin'de bile olsa gidin okuyun) araştırın demesine rağmen, araştırma ilerleme rastlanmamıştır. Geri kalmanın nedeni yalnız okuma değil, kitlesel düzeyde  tembellik, dedikodu, giybet, yalan söylenmesi, kıskançlıktır. Yazının başlığı olan acayip durumlarımız demem tam da bu konuyla ilgilidir. Kabuğunu kırmamak, Gelişmenin çok uzağında kalmak, deryayı bilmeyen balık misali, yenileşmeyi bilmemek, yenileşmeden haberi olmamak, ısrarla yeniye uyum sağlamamak, varsa yoksa paraya odaklanmak, buna cehalet  hastalığı dememiz gerekir. Bu konu ile ilgili bir çok misal verilebilir. Örneğin paradan sıfırlar atılalı uzun yıllar oldu. Bir milyon tl altı sıfır atılınca bin lira oldu. Başka bir yerleri bilmem, ama  bizim Urfa'da genci yaşlısı nüfusun yüzde sekseni beki daha fazlası hala bin lira degil bir milyon der. Milyar diyenler de vardır.  Bence bu para misali basit bir durum degildir. Işte böylesi bir mantık, böylesi bir düşünce tarzı, zamanın, çağın gerisinde kalma örneğidir, gelişmenin dışında kalmaktır. Bilinçli bir cahil olma halidir. Bir zavvalılıktır. Öyle bir sosyo psikolojik bir durum var ki olumlu yönde bir gelişme, değişme sanki istenmiyor. Bir şairin dediği gibi insanların çoğuna cehalet tatlı geliyor,  Böylesi durumlarla ilgili eskilerin küfri inadi dedikleri diger cehalet örneklerini verelim: şehrimiz Urfa'nın belediye otobüslerinin toplandıkları alanın adı, yolcuların otobüs değiştirdikleri yer olduğundan dolayı ve resmi ve anlam olarak aktarma merkezi olmasına ragmen halkımızın çoğu ısrarla askeri bir terim olan toplama merkezi der. Bir türlü aktarma merkezi denilmez. Bundan sanki değişme, ilerleme sevilmiyor, istenmiyor, mantığı çıkartılır. Benzer bir konu bilgisizliğin, aldırmazlığın örneği, Karaköprü ilçesinin bir semtinin adı Balıkayağıdır. Bu ismin bir hikayesi olsa bile sonuçta saçma bir isimdir. Digeri Çardakkaya adlı bir bulvar ismidir. Örnekleri çoğaltmak mümkündur. Ancak bir köşe yazısının sınırlarını çok aşar. Sonuç olarak insan cahil kalmamalı. En iyisi  Konumuzu Mevlana hazretlerinin bir dörtlüğü ile bitirelim, böylece umarım meramizi anlatmış oluruz. Hergün bir yerden geçmek ne güzel. Hergün bir yerden göçmek ne güzel. Bulanmadan donmadan akmak ne ala. Dünle beraber gitti cancağızım. Şimdi yeni şeyler sòylemek lazım.
Ekleme Tarihi: 26 Eylül 2024 - Perşembe

ACAYİP DURUMLARIMIZ

Avrupa uygarlığı ve kültürünün bize bazı ters gelen yanlışlarına rağmen dünya halkları için ders alınması gereken olumlu örnekleri vardır. Avrupa, pozitif, olumlu  durumuna elbette çabuk gelmedi. Orta çağın bilime, düşünmeye, yeniliğe düşman Hristiyan taasubundan, ancak okumayla, araştırmayla, cehaletin kabuğunu kırmakla, rönesans (Yeniden diriliş), reform (Yenilik) sayesinde gelmiştir. Dünyayı, toplumu, insanı inceleyerek gelmiştir. Konumuzla ilgili olan, aydınlanma çağının başlangıcı, 16. Yüzyılın ünlü düşünürü Montaigne, (Montayn) yazdığı denemeler kitabı insanın acayip bilgisiz, halleri üzerinedir. İnsanların yanlışlıklarını, tutarsızlıklarını konu eder. Avrupa halkları yanlışlıklardan ders alarak, doğruyu bularak, uygulayarak ilerleme sağlamışlardır.
 Dünya devamlı bir gelişme,
 değişme hareket halindedir. Bilim insanlarına göre dünya'nın bir bakıma benzeri olan insanın farklı biçimlerde olsa'da kendilerini geliştirme, hatta dünyayı değistirme gibi potansiyeli olan bir varlıktır. 
Acı olan, bizim gibi doğu toplumları maalesef gelişmeden, dijital çağdan, pozitif kültürden nasibini yeteri ve gerektiği kadar almamıştır. Belki bilinçli olarak alınmiyor, cehalette israr ediliyor.
 Zira okumayan araştırmayan, hatta gerekli ve yeteri kadar düşünmeyen birey gerçekliğimiz vardır. Acı olan dedik doğrudur, tam da bu konuyla ilgilidir.
Bu uzay, teknik çağda, uygarlığın teknik ve kültür olarak çok gerisinde kalmışız. İslam aleminin bu anlamda geri kalmasınının en önemli nedeni, kutsal kitap Kur'an'ın ilk ayeti, emri oku demesine rağmen genel olarak okunmuyor. Hazreti Muhammed'in (İlim çin'de bile olsa gidin okuyun) araştırın demesine rağmen, araştırma ilerleme rastlanmamıştır. Geri kalmanın nedeni yalnız okuma değil, kitlesel düzeyde  tembellik, dedikodu, giybet, yalan söylenmesi, kıskançlıktır.
Yazının başlığı olan acayip durumlarımız demem tam da bu konuyla ilgilidir. Kabuğunu kırmamak, Gelişmenin çok uzağında kalmak, deryayı bilmeyen balık misali, yenileşmeyi bilmemek, yenileşmeden haberi olmamak, ısrarla yeniye uyum sağlamamak, varsa yoksa paraya odaklanmak, buna cehalet  hastalığı dememiz gerekir. Bu konu ile ilgili bir çok misal verilebilir. Örneğin paradan sıfırlar atılalı uzun yıllar oldu. Bir milyon tl altı sıfır atılınca bin lira oldu. Başka bir yerleri bilmem, ama  bizim Urfa'da genci yaşlısı nüfusun yüzde sekseni beki daha fazlası hala bin lira degil bir milyon der. Milyar diyenler de vardır.
 Bence bu para misali basit bir durum degildir. Işte böylesi bir mantık, böylesi bir düşünce tarzı, zamanın, çağın gerisinde kalma örneğidir, gelişmenin dışında kalmaktır. Bilinçli bir cahil olma halidir. Bir zavvalılıktır. Öyle bir sosyo psikolojik bir durum var ki olumlu yönde bir gelişme, değişme sanki istenmiyor. Bir şairin dediği gibi insanların çoğuna cehalet tatlı geliyor,  Böylesi durumlarla ilgili eskilerin küfri inadi dedikleri diger cehalet örneklerini verelim: şehrimiz Urfa'nın belediye otobüslerinin toplandıkları alanın adı, yolcuların otobüs değiştirdikleri yer olduğundan dolayı ve resmi ve anlam olarak aktarma merkezi olmasına ragmen halkımızın çoğu ısrarla askeri bir terim olan toplama merkezi der. Bir türlü aktarma merkezi denilmez. Bundan sanki değişme, ilerleme sevilmiyor, istenmiyor, mantığı çıkartılır.
Benzer bir konu bilgisizliğin, aldırmazlığın örneği, Karaköprü ilçesinin bir semtinin adı Balıkayağıdır. Bu ismin bir hikayesi olsa bile sonuçta saçma bir isimdir. Digeri Çardakkaya adlı bir bulvar ismidir. Örnekleri çoğaltmak mümkündur. Ancak bir köşe yazısının sınırlarını çok aşar. Sonuç olarak insan cahil kalmamalı. En iyisi  Konumuzu Mevlana hazretlerinin bir dörtlüğü ile bitirelim, böylece umarım meramizi anlatmış oluruz.
Hergün bir yerden geçmek ne güzel. Hergün bir yerden göçmek ne güzel. Bulanmadan donmadan akmak ne ala. Dünle beraber gitti cancağızım. Şimdi yeni şeyler sòylemek lazım.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.