NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

YUNUS EMRE'DEN SEÇMELER

 13. Yüzyılda yaşamış, Türk ve İslam dünyasının en önde gelen, tasavvuf, halk şairi, hak dostu Yunus Emre'nin doğduğu yer ile öldüğü yer hakkında çeşitli söylentiler vardır. Bu durum çok sevilen tarihi ve dini şahsiyetler için geçerlidir.  Örneğin Veysel Karani ile Hallacı Mansur için bir çok doğum, ölüm yerleri söylenir. Yunus Emre, Abdulkadir Gölpınarlı gibi uzman tarihçilerin tespitlerine göre Eskişehir Sivrihisar ilçesinin sarıköy'de  1238 yılında doğmuştur. 1320 yılında Eskişehir'in Mihaliççık ilçesinde vefat etmistir. 82 yıl yaşamıştır. Ümmi okur yazar olmadığı söylensede, şiirlerinden anlaşıldığı üzere iyi bir egitim görmüştür. Mevana, Hacı Bektaşi Veli, Ahmet Yesevi'den etkilenmiştir. Devrin önemli İslam şehirlerini gezmiştir. Ümmi olarak anılmasının nedeni kendisinde kibir, seçkinci bir anlayışın olmadığı, halkçı bir kişiliği oluşudur.  Îslam ve Türk aleminde, tarihi, ermiş kişilerin, eğitim öğrenim dışında mutlaka bir mürşitleri, şeyhleri bulunmaktadır. Yunus Emre'nin şeyhi iki gözü görmeyen, ama, kalp gözü açık olan, anadolunun ermiş bir kişisi Tabduk Emredir. Otuz seneden fazla onun hizmetinde bulunmuş, ders ve feyiz almış, tekkesine odun taşımıştır. Yunus o kadar doğruluğa önem veren bir şahsiyet'ki getirdiği odunların egri olmamasına doğru olmasına bile dikkat etmiştir.   Birgün mürşidi Yunus oğlum der, getirdiğin bütün odunların hepsi doğru oluyor, nedendir sorusuna verdiği yanıtta, "Şeyhim bu dergaha eğri odun yakışmaz." cevabını verir. Bazı kaynaklar, Tabduk Emre'nin kızını Yunus Emre'ye verdiğini, damadı olduğunu söylemektedir.  Yazdığı şiirlerinde doğruluk, adalet, iyilik, hoşgörü, Allah ve insan sevgisi, cömertlik, yardımlaşmadan söz etmiştir.Yaşadığı zaman Farsçanın ve Arapçanın etkin olduğu bir dönemde şiirlerini Türkçe  yazmıştır. Yunus Emre bir bakıma Türk milli şiirinin öncüsü sayılır. Ama milliyetçilik yapmamıştır. "Yetmiş iki milleti bir gözle görmedin mi kıldığın namaz, namaz degildir." Yaradılanı hoşgör yaradandan ötürü."  Evrensel bir şair denilebilir. Ilmin önemini, bunun yanı sıra kendini bilmeyi belirten bir şiiri:  "İlim ilim bilmektir,  ilim kendini bilmektir.  Sen kendini bilmezsen,  ya nice okumaktır. Okumaktan mana ne, Kışi hakkı bilmektir. Çün okudun bilmezsin, Ha kuru bir emektir. "Dünyanın gelip geçiçi fani olduğunu veciz bir şekilde mısralara dökmüştür. "Mal sahibi mülk sahibi,  hani bunun ilk sahibi,  mal da yalan mülkte yalan,  Gel de biraz sen oyalan.  Allah sevgisi hakkında içten gelen bir serzenişi: Canlar canımı buldum, bu canım yağma olsun. Ballar balını buldum, Kovanım yağma olsun. Diyerek hakka ulaşmayı derin bir şekilde arzular. Bir ben var benden içeri, Ete kemige büründüm yunus diye göründüm. Yüce bir gücün sanatını anlatır. Doğruluk, dürustlük onun yaşamının amacıdır. "Derviş Yunus sözü egri bügrü söyleme seni sigaya çeken bir molla kasım gelir."  "Çok mal haramsız, çok söz yalansız olmaz." Fazla konuşma hakkında: Az söz erin yükü, çok söz hayvan yükü" derken, koca yunus sözde maksadın, amel uygulama olduğu mesajını verir. Yunus Emre dünyanın fani gelip geçici, çünkü ölümün mukadder olduğunu şiirlerinde sık dile getirir. Bir garip ölmüş diyeler, Üç gün sonra duyalar, Soğuk suyla yuyalar, Şöyle garip bencileyin Sabah mezarlıga vardım, Baktım herkes ölmüş yatar Kimi yigit kimi hoca kimi vezir. Yunus Emre bu ölümlü dünya'da erdem olanın sevgi ve barış olduğunu şiirlerinde anlatır.  Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için. Dostun bağı gönülerdir, Gönüller yapmaya geldim.  Sevgiye o kadar önem vermiştir'ki en büyük ibadet sevebilmektir. demiştir.  Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı. söz ola agulu asi, bal ile yağ ede söz.  Savaşsız sömürüsüz bir dünya özlemiyle adalet sevgi şaiiri Yunus emreyi rahmetle anmak gerekir.
Ekleme Tarihi: 10 Ekim 2024 - Perşembe

YUNUS EMRE'DEN SEÇMELER

 13. Yüzyılda yaşamış, Türk ve İslam dünyasının en önde gelen, tasavvuf, halk şairi, hak dostu Yunus Emre'nin doğduğu yer ile öldüğü yer hakkında çeşitli söylentiler vardır. Bu durum çok sevilen tarihi ve dini şahsiyetler için geçerlidir.  Örneğin Veysel Karani ile Hallacı Mansur için bir çok doğum, ölüm yerleri söylenir.
Yunus Emre, Abdulkadir Gölpınarlı gibi uzman tarihçilerin tespitlerine göre Eskişehir Sivrihisar ilçesinin sarıköy'de  1238 yılında doğmuştur. 1320 yılında Eskişehir'in Mihaliççık ilçesinde vefat etmistir. 82 yıl yaşamıştır. Ümmi okur yazar olmadığı söylensede, şiirlerinden anlaşıldığı üzere iyi bir egitim görmüştür. Mevana, Hacı Bektaşi Veli, Ahmet Yesevi'den etkilenmiştir. Devrin önemli İslam şehirlerini gezmiştir.
Ümmi olarak anılmasının nedeni kendisinde kibir, seçkinci bir anlayışın olmadığı, halkçı bir kişiliği oluşudur. 
Îslam ve Türk aleminde, tarihi, ermiş kişilerin, eğitim öğrenim dışında mutlaka bir mürşitleri, şeyhleri bulunmaktadır. Yunus Emre'nin şeyhi iki gözü görmeyen, ama, kalp gözü açık olan, anadolunun ermiş bir kişisi Tabduk Emredir.
Otuz seneden fazla onun hizmetinde bulunmuş, ders ve feyiz almış, tekkesine odun taşımıştır. Yunus o kadar doğruluğa önem veren bir şahsiyet'ki getirdiği odunların egri olmamasına doğru olmasına bile dikkat etmiştir.  
Birgün mürşidi Yunus oğlum der, getirdiğin bütün odunların hepsi doğru oluyor, nedendir sorusuna verdiği yanıtta, "Şeyhim bu dergaha eğri odun yakışmaz." cevabını verir. Bazı kaynaklar, Tabduk Emre'nin kızını Yunus Emre'ye verdiğini, damadı olduğunu söylemektedir.
 Yazdığı şiirlerinde doğruluk, adalet, iyilik, hoşgörü, Allah ve insan sevgisi, cömertlik, yardımlaşmadan söz etmiştir.Yaşadığı zaman Farsçanın ve Arapçanın etkin olduğu bir dönemde şiirlerini Türkçe  yazmıştır. Yunus Emre bir bakıma Türk milli şiirinin öncüsü sayılır. Ama milliyetçilik yapmamıştır. "Yetmiş iki milleti bir gözle görmedin mi kıldığın namaz, namaz degildir." Yaradılanı hoşgör yaradandan ötürü."  Evrensel bir şair denilebilir. Ilmin önemini, bunun yanı sıra kendini bilmeyi belirten bir şiiri: 
"İlim ilim bilmektir, 
ilim kendini bilmektir. 
Sen kendini bilmezsen,
 ya nice okumaktır.
Okumaktan mana ne,
Kışi hakkı bilmektir.
Çün okudun bilmezsin,
Ha kuru bir emektir. "Dünyanın gelip geçiçi fani olduğunu veciz bir şekilde mısralara dökmüştür.
"Mal sahibi mülk sahibi, 
hani bunun ilk sahibi,
 mal da yalan mülkte yalan,
 Gel de biraz sen oyalan.
 Allah sevgisi hakkında içten gelen bir serzenişi:
Canlar canımı buldum,
bu canım yağma olsun.
Ballar balını buldum,
Kovanım yağma olsun. Diyerek hakka ulaşmayı derin bir şekilde arzular. Bir ben var benden içeri, Ete kemige büründüm yunus diye göründüm. Yüce bir gücün sanatını anlatır. Doğruluk, dürustlük onun yaşamının amacıdır. "Derviş Yunus sözü egri bügrü söyleme seni sigaya çeken bir molla kasım gelir."  "Çok mal haramsız, çok söz yalansız olmaz." Fazla konuşma hakkında: Az söz erin yükü, çok söz hayvan yükü" derken, koca yunus sözde maksadın, amel uygulama olduğu mesajını verir.
Yunus Emre dünyanın fani gelip geçici, çünkü ölümün mukadder olduğunu şiirlerinde sık dile getirir.
Bir garip ölmüş diyeler,
Üç gün sonra duyalar,
Soğuk suyla yuyalar,
Şöyle garip bencileyin
Sabah mezarlıga vardım,
Baktım herkes ölmüş yatar
Kimi yigit kimi hoca kimi vezir.
Yunus Emre bu ölümlü dünya'da erdem olanın sevgi ve barış olduğunu şiirlerinde anlatır. 
Ben gelmedim dava için,
benim işim sevi için.
Dostun bağı gönülerdir,
Gönüller yapmaya geldim.
 Sevgiye o kadar önem vermiştir'ki en büyük ibadet sevebilmektir. demiştir. 
Söz ola kese savaşı,
söz ola kestire başı.
söz ola agulu asi,
bal ile yağ ede söz. 
Savaşsız sömürüsüz bir dünya özlemiyle adalet sevgi şaiiri Yunus emreyi rahmetle anmak gerekir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.