Mehmet CENGİZ
Köşe Yazarı
Mehmet CENGİZ
 

KARABETİMİZ KİME?

Karabet öz ifade ile yakınlık demektir. Kurban Bayramının yaklaşması ile bu kelime çok kullanılıyor. Her gün manşetlerde Kurban Allaha yakinliktir yazılı ifade doğrudur da Allaha yakin olmak sadece Kurban ile midir? Helal haramin karışımı bir dünya da yaşıyoruz. İslam Dini yaşamın tüm alanlarına kaide kural koymuştur. Evimize girerken sağ ayakla girmek, sol ayakla çıkmak, helâya girip çıkmak da ayni ilkeler doğrultusunda giriş çıkışı gibi. Her yapacağımız, kaçınacağımız ilkeler dini kitaplarımızda serd edilirken, gerçek hocalarımız kıt imkânlarla nefes tüketirken, bazıları dinde reform heveslisi. Dinde reform yapmak hevesi sapıklıktır Zamanın şartların değişmesi ile gerçek âlimler ancak öze dokunmadan, yorum farklılığını yapabilirler hepsi bu kadar. Dini konularda fakir olanlar yorum da yapamazlar. Tüm dini konularda olduğu gibi kurban konusu da hercu merc edilmiş. Şimdiden yurt içi yurtdışı fiyatları belirlenmiş, Bir kurban bağışı yapmakla cennetler vaat ediliyor. Namaz kılmış, kılmamış, helal haramı bilmiş bilmemiş, cihadı terk etmiş etmemiş, hiç kimsenin umurunda değil. Bir köyde, ilçede, İlde ve ülkede kurban etine ihtiyaç varsa bir kurban etinin dışarıya gitmesi ne derece sahihtir. Taksitlerle, kilo ile kurban kesimi kerih görülmüştür. Fıkıh kitaplarımızda kurbanın en faziletli yani kurbanı alan kişinin o kurbanı kendisinin kesmesidir. Kurban etini üçe bölüp fakirlere dağıtmasıdır… Dernekler, vakıflar, sivil toplum kuruluşu adi altında herkes vekâletle kurbana talip, Mahallemizde bir camii yapılıyor Cami dernek başkanı hocam şimdiden bize yardımcı ol kurbanlar Derneğimize verilsin, bu kadar iş çığrından çıkmış, hâlbuki kurban Derneğe vakfa, Camiye verilmez ki. Ülkemizde samimi olan, bir fakiri bulmak, açlığına tiryak olmak için fedakâr, cefakâr, hizmet ehli çok hayırsever sivil toplum kuruluşu ve hizmet aşığı insanın oluşu bir gerçektir. Yaş kuru iyi, kötü karışmış, onun için dikkat etmek mecburiyetindeyiz. Ta ki, sevap kazanayım derken gunah işlemeyelim. Basında bu işle uğraşanlarda bu kadar aşk, bu kadar ballandırma keşke başka konularda da olsa, ülkede zina furyası var, aileler dağılıyor, uyuşturucu beyinleri yıkıyor. Faiz her tarafı sarmış, Namazsızlık çığ gibi, helal harama riayet yok. Üretim yok Tüketim çılgınlığı var. Toplum da, keşke tüm çabalar, gündemler yazdıklarım olsa, birileri pembe tablolar çizse de toplumda dini yaşamama, seyirci kalma yangını var. Uyduruk din anlayışı, yaşayışı toplum fertlerini helake götürüyor. Suç oranları çok yükseklerde, cezaevleri yapmak, çoğaltmakla bu işler düzelmez. Caydırıcı müeyyideler gerekli. Eğitim alanında yeni bakanla ümitler var deniliyor. Eğitim bir toplumun hayat kaynağıdır. Suç oranı okuyanlarda daha fazla demek eğitimde bir sakatlık var. İsrail tüm Yahudilerin temsilcisi devletini tüm dünyaya deklare etti. Bizim meclisimiz bir ekime kadar tatilde, giderayak iki kanun çıkardı bedelli askerlik birde şans oyunlarında dağıtılan ikramiye oranının 59 dan, 83 e çıkarılması, Şans Oyunları kanunu yasal olarak iyi görülebilir. Dinen bir nevi kumardır. Haramdır. Bedelli Askerlik kanunu ise haksızlık kokan bir kanundur. Geleneklerimizde eskiden askerlik yapmayana kız bile verilmezdi. Kanun karşısında tüm vatandaşlar eşittir yalanı varsa bari parası olanlar hariç deyin. Bu arada büyük hizmetlerden biride Diyanet İşleri Başkanlığı levhası da değişmiş. Levha T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı olmuş, Fırıncılar odası ekmeğe 15 Zam yapmış. İktidar ekmeğe zam yok diyor. Tarım ülkesi iken, buğday, mercimek, saman, patates ithal eder duruma gelmişiz. Kurban mevsiminde kurbanlıklar da ithal edilecekmiş, yeni Türkiye de bunların oluşuna üzülüyorum. Tarsus ta şehir içi dolmuştayım hava çok sıcak ve nemli, dolmuş seyir halinde ayni zamanda tiklim dolu aniden yüksek bir ses sapıklar! Çılgınlık devam ediyor her kes tedirgin sesi bile duymak istemiyor. Şoför ne oluyor dedi, hemen durdu, açıkta olsa bir kız çocuğu cesurca görmüyor musun dolmuşta sapıklar var sen aynada görüyorsun bir sapık telefonla tüm kadınların fotoğrafını çekiyor. Dolaşma ulaşım hakkimiz hürriyet hakkimiz ayaklar altında tüm erkekler sapık dedi. O genci bir tekmeyle dışarı fırlattı, kimseden ses yok bu kadar. Yola devam o cesur kız dolmuştakilerden özür diledi herkese ders verdi. Bakin ben İslam’a göre giyimli değilim Namus toplumuzda açıkta olsak din gibidir. O sapığın yaptıklarına seyirci kalamazdım. İşte Yaşamada toplumun geldiği, getirildiği son noktada burasıdır. Allah’a yakın olmak sadece kurban bağışı, kesimi ile olmaz. Genel olarak ilahi emirlere yapışmak haramlardan kaçmak belki Allah’a yakinlik derecesini artırır... Vesselam.  
Ekleme Tarihi: 30 Temmuz 2018 - Pazartesi

KARABETİMİZ KİME?

Karabet öz ifade ile yakınlık demektir. Kurban Bayramının yaklaşması ile bu kelime çok kullanılıyor. Her gün manşetlerde Kurban Allaha yakinliktir yazılı ifade doğrudur da Allaha yakin olmak sadece Kurban ile midir? Helal haramin karışımı bir dünya da yaşıyoruz. İslam Dini yaşamın tüm alanlarına kaide kural koymuştur. Evimize girerken sağ ayakla girmek, sol ayakla çıkmak, helâya girip çıkmak da ayni ilkeler doğrultusunda giriş çıkışı gibi. Her yapacağımız, kaçınacağımız ilkeler dini kitaplarımızda serd edilirken, gerçek hocalarımız kıt imkânlarla nefes tüketirken, bazıları dinde reform heveslisi. Dinde reform yapmak hevesi sapıklıktır Zamanın şartların değişmesi ile gerçek âlimler ancak öze dokunmadan, yorum farklılığını yapabilirler hepsi bu kadar. Dini konularda fakir olanlar yorum da yapamazlar. Tüm dini konularda olduğu gibi kurban konusu da hercu merc edilmiş. Şimdiden yurt içi yurtdışı fiyatları belirlenmiş, Bir kurban bağışı yapmakla cennetler vaat ediliyor. Namaz kılmış, kılmamış, helal haramı bilmiş bilmemiş, cihadı terk etmiş etmemiş, hiç kimsenin umurunda değil.

Bir köyde, ilçede, İlde ve ülkede kurban etine ihtiyaç varsa bir kurban etinin dışarıya gitmesi ne derece sahihtir. Taksitlerle, kilo ile kurban kesimi kerih görülmüştür. Fıkıh kitaplarımızda kurbanın en faziletli yani kurbanı alan kişinin o kurbanı kendisinin kesmesidir. Kurban etini üçe bölüp fakirlere dağıtmasıdır… Dernekler, vakıflar, sivil toplum kuruluşu adi altında herkes vekâletle kurbana talip, Mahallemizde bir camii yapılıyor Cami dernek başkanı hocam şimdiden bize yardımcı ol kurbanlar Derneğimize verilsin, bu kadar iş çığrından çıkmış, hâlbuki kurban Derneğe vakfa, Camiye verilmez ki. Ülkemizde samimi olan, bir fakiri bulmak, açlığına tiryak olmak için fedakâr, cefakâr, hizmet ehli çok hayırsever sivil toplum kuruluşu ve hizmet aşığı insanın oluşu bir gerçektir. Yaş kuru iyi, kötü karışmış, onun için dikkat etmek mecburiyetindeyiz. Ta ki, sevap kazanayım derken gunah işlemeyelim. Basında bu işle uğraşanlarda bu kadar aşk, bu kadar ballandırma keşke başka konularda da olsa, ülkede zina furyası var, aileler dağılıyor, uyuşturucu beyinleri yıkıyor. Faiz her tarafı sarmış, Namazsızlık çığ gibi, helal harama riayet yok. Üretim yok Tüketim çılgınlığı var. Toplum da, keşke tüm çabalar, gündemler yazdıklarım olsa, birileri pembe tablolar çizse de toplumda dini yaşamama, seyirci kalma yangını var. Uyduruk din anlayışı, yaşayışı toplum fertlerini helake götürüyor. Suç oranları çok yükseklerde, cezaevleri yapmak, çoğaltmakla bu işler düzelmez. Caydırıcı müeyyideler gerekli.

Eğitim alanında yeni bakanla ümitler var deniliyor. Eğitim bir toplumun hayat kaynağıdır. Suç oranı okuyanlarda daha fazla demek eğitimde bir sakatlık var. İsrail tüm Yahudilerin temsilcisi devletini tüm dünyaya deklare etti. Bizim meclisimiz bir ekime kadar tatilde, giderayak iki kanun çıkardı bedelli askerlik birde şans oyunlarında dağıtılan ikramiye oranının 59 dan, 83 e çıkarılması, Şans Oyunları kanunu yasal olarak iyi görülebilir. Dinen bir nevi kumardır. Haramdır. Bedelli Askerlik kanunu ise haksızlık kokan bir kanundur. Geleneklerimizde eskiden askerlik yapmayana kız bile verilmezdi. Kanun karşısında tüm vatandaşlar eşittir yalanı varsa bari parası olanlar hariç deyin. Bu arada büyük hizmetlerden biride Diyanet İşleri Başkanlığı levhası da değişmiş. Levha T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı olmuş, Fırıncılar odası ekmeğe 15 Zam yapmış. İktidar ekmeğe zam yok diyor. Tarım ülkesi iken, buğday, mercimek, saman, patates ithal eder duruma gelmişiz.

Kurban mevsiminde kurbanlıklar da ithal edilecekmiş, yeni Türkiye de bunların oluşuna üzülüyorum. Tarsus ta şehir içi dolmuştayım hava çok sıcak ve nemli, dolmuş seyir halinde ayni zamanda tiklim dolu aniden yüksek bir ses sapıklar! Çılgınlık devam ediyor her kes tedirgin sesi bile duymak istemiyor. Şoför ne oluyor dedi, hemen durdu, açıkta olsa bir kız çocuğu cesurca görmüyor musun dolmuşta sapıklar var sen aynada görüyorsun bir sapık telefonla tüm kadınların fotoğrafını çekiyor. Dolaşma ulaşım hakkimiz hürriyet hakkimiz ayaklar altında tüm erkekler sapık dedi. O genci bir tekmeyle dışarı fırlattı, kimseden ses yok bu kadar. Yola devam o cesur kız dolmuştakilerden özür diledi herkese ders verdi. Bakin ben İslam’a göre giyimli değilim Namus toplumuzda açıkta olsak din gibidir. O sapığın yaptıklarına seyirci kalamazdım. İşte Yaşamada toplumun geldiği, getirildiği son noktada burasıdır. Allah’a yakın olmak sadece kurban bağışı, kesimi ile olmaz. Genel olarak ilahi emirlere yapışmak haramlardan kaçmak belki Allah’a yakinlik derecesini artırır... Vesselam.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.