Müslümanlar için İslamsız hayat olmaz. Müslümanlarda İslami yaşayış olursa Müslüman olmayanlarında kurtuluşuna vesiledir. Toplumları ayakta tutan Adil bir düzenin oluşumuna bağlıdır. Gücü elinde bulunduran, haksızda olsa, ben haklıyım anlayışı İnsanlığa bir şey veremez, vermemiştir. İslam coğrafyasında akıtılan kanın failleri ceza almaktan muaftır. Milyonlarca insan öldürülmüş, Ülkeler işgal edilmiş, sömürülmüş, Milyonlarca insan sakat kalmış iş yapamaz duruma düşmüş, öz yurtlarından göçe zorlanmış, Canını kurtarmak için zalimlerin zulmünden kurtulmak için binlerce insan Deniz sularında boğulmuş, geride dul yetimler bırakılmış, bu olanların hepsi kanunsuz, hukuksuz yapılmış, yapanların hiç biri ceza almamış, hala adaletten, özgürlükten, insan haklarından, yalancı Demokrasiden bahsediyorlar batsın bu anlayışın adaleti.
Yalan, talan üzerine kurulmuş bir düzen mazlumları öğütme makinesi gibi öğütüyor.Halen adaletten bahsediyorlar.Toplumları idare etmede hukuklar çok olmakla beraber (Kralların,diktatörlerin hukuku gibi) Asıl üç çeşit Hukuk vardır.Roma Hukuku,İslam Hukuku bu iki hukuk Dine dayanır. Laik hukuk ise (Ladin)Akıl ürünü bir hukuk anlayışıdır. Ülkemiz dahil yer yüzünde genellikle uygulanan hukuk bu laik hukuktur. Ne yazık ki, uygulanan bu hukuk anlayışı insanlığa bir şey vermemiş, geride açlık, yokluk, Hukuksuzluk talan, gözyaşı bırakmıştır. Tüm İnsanlığın kurtuluş reçetesi İslam Hukukudur. Sıcak gündemlerden örnekle, bazıları beşeri siyasette Ömerler istemekte olsalar bile, ifade çok doğru, ancak Dini düzen olarak kabul etmedikten, uygulamadıktan sonra Ömerler olsa ne değişir ki, Ömer’i anlayışta gerçek adalet vardır. Adil paylaşım vardır. Helal haram karışımı bir düzenin içinde dini düzene değil, düzeni dine uyarlama vardır. Ömerleri gündeme alan Sayın ERDOĞANDI. Bir yazar (Mehmet GÖKTAŞ) O, Ömer siz olun Sayın ERDOĞAN demişti, bende aynı kanattayım. Bir taraftan haramlar devlet eliyle zirvede iken, kaç Ömerler lazım ki, bu habis, Allahlık taslayan batıl düzeni değiştirsin.
Fazla izaha gerek yok. Din düzen olarak kabul edilir, uygulanırsa gerçek Ömerler çoğalır… Ladin eğitim sisteminde, atölyesinde Ömerler çıkmaz. Geçmişte Müslümanların korkulu rüyası 163 maddeydi, şimdi başka maddelerle dokunulmazlık zırhları olduğu halde, eleştiriye bile tahammül edemiyorlar. Konuşanları, eleştirenleri susturuyorlar. Mahkemelerde süründürüyorlar. Ülkemizde bir zihniyet değişikliği oldu. Daha düne kadar karşı oldukları, özgürlükleri kısıtlama dediklerini şimdi kendileri aynısını yapmaktan çekinmiyorlar. 15 Temmuz Hain darbe sonrası bazı ekâbirler şahıslarına ait çok davadan vazgeçmişti bu eylemi alkışlamıştım. Ömerleri istemek kolay da, O Ömer ki, Camide sahabelerce Namaz kılarken eleştiriliyordu. Bir mahkemede Ömer’de sanık, kadı Ömer için ayrı bir yer hazırlıyor Ömer bunu kabul etmiyor. Denetiminde malum bir kadının üç çocuğu ile ne halde olduğunu görünce sorumlu benim dedikten sonra kadının evine sırtına bir çuval un alarak götüren yine Ömer’dir. Yazmakla bitiremeyiz.
Ömerlerin yaşayış tarzında Dine teslimiyet vardır. Kenarı Dicle’de kurt kapsa bir koyunu sorumlusu Ömer’dir ifadesini dillendirenler bilin ki, ne koyun, ne kuzu, ne küçük nede büyük baş hayvanlar, hatta kümesteki tavuklar bile kurtların, aslanların, ayıların korkusundan Sırtlanların, emici, öldürücü vampirlerin, zararından korunmak için delik arıyorlar. Siyaset beşeride olsa adil olmalıdır. Bülent ARINÇ Hem Dindar hem de kibar bir siyasetçidir. Bir konuşmasını dinledim. İnsanları Kucaklamak, bazı boş boğazlar gibi onları (Ayrılanları) kötü
sıfatla anamam demesi, tek tip anlayışın panzehiridir. Kutluyorum Sayın ARINÇ’I şu an ülkemizin en büyük sorunu yoksulluktur, yolsuzluk ve terördür. Enflasyonla topyekûn mücadele afişlerini yazmakla ne enflasyon düşer nede ekonomi düzelir. Kalkınmanın tek yolu üretimdir. Topyekûn birlik ve beraberliktir. Tek akıldan sıyrılmaktır. İstişareye, ortak akla önem vermektir.
Herkes terör allamesi kesiliyor. Terörü doğuran sebepleri kimse irdelemiyor. Kadına şiddetten bahsediliyor şiddeti doğuran sebepleri kimse ağzına almıyor. Mazlum Suriye halkının ızdırabı dinmeden devam ediyor. Anayasalarını başkaları yazacakmış, Suriye şu an bir bataklık en çok zararı biz çektik çekiyoruz. Çözüm için çaba gösterenlere Allah yardım etsin. Birleşmiş Milletlerde Sayın ERDOĞAN’IN Ümmetin dertlerine TERCUMAN olması takdire şayandır. BM. AB. ABD. NATO, Avrupa İnsan hakları mahkemesi, batı ve batıl tarafından oluşturulan ne varsa hepsi bahane, vurgun, sömürü, öldürme, işgal, hukuksuzluk, ezme ise şahanedir. Terör yuvalarını kuluçkalandıran Amerika ve Rusya’dan dost olacağına inanmıyorum. Yanlış dış politikanın bedelini hep beraber çekmek kalıyor bize nasıl olsa büyüklerimiz bizden daha iyi bilir yetiyor. Türkiye bostanında bir ot veya çiçek hoşumuza gitmiyor diye onu koparacak değiliz. Suya havaya toprağa her canlının ihtiyacı var dertlerin devası kurtuluşun ilacı İslam’dır… Vesselam.