Mehmet CENGİZ
Köşe Yazarı
Mehmet CENGİZ
 

Laiklik Kalkarsa Ne Olur?

Dinle, İmanla, İnançla alakası olmayan, hatta uygulamalarda dine karşı kullanılan terim, cümle, ifadeleri bir Müslümanın Diline dolaması, savunması, konuşması boş bir işle iştigaldir. Dün İnancı gereği Laikliğe karşı olanlar, bugün Laikliğin toplum fertlerini kurtarıcı bir şeymiş gibi bazen yazıyorlar, bazen de dillendiriyorlar. İnsan İlkelerinde zikzaklı olmamalıdır. Laiklik dini, yerli bir kelime değil, yabancı bir kelimedir. Müslümanlar bu Laiklik kelimesinden çok çektiler. Laikliğin varlığı yokluğu bir hiçtir. Laiklikten anladığım egemenlerin, sömürücülerin, koruma kalkanıdır. Sayın Meclis başkanımız Yeni Anayasada Laiklik olmamalıdır. Demiş ise de egemenlerin baskılarından olacak ki, hemen söylediklerinden nadim olmakla yanlış anlaşıldım demiştir. Sayın Kahramanı çok iyi tanırız. Oda geçmişte Laikliğin hem karşıtı hem de mağdurlarındandır diyebiliriz. Anayasa Dini olmalıdır demesi alkışlanacak bir söylemdir. Karşı taraf ise bu yerinde olan halktan yana olan söylemlere var güçleri ile saldırıyorlar. Ben laikliğe inanmıyor ve sevmiyorum. Laiklik yasalara konduğu günden beri sanki, Ülkede Teknoloji zirve yapmış, insanlar kanunlar karşısında eşitlenmiş, veya insanlar arasında adil paylaşım olmuş, sanki her kes inancında hürce yaşamış, inancını ifade edebilmiş bunları çoğaltabiliriz. Hiç bir şey olmamış ve olmayacak, Zenginin malı fakirin çenesini yormaktan başka. Faiz, Zina, Adaletsiz paylaşım, cehalet, İbadetsizlik, uyuşturuculuk, haksız kazançlar, Üretmeden israf furyası, adaletsiz adalet anlayışı, Kayırmacılık, hırsızlık, arsızlık insanlığı kavururken, Laiklik gündemi ile gündem değiştirmek, zaman harcamak insana en büyük hakarettir. Bu söylediklerim son hız devam ederken, desteklenirken Laikliğin oluşu, yok oluşu neyi değiştirir. Toplumu kemiren, insanı insanlıktan çıkaran, insanı ifsat vasıtalarını dava erleri çekinmeden anlatmalıdırlar. Yazımı pekiştirmek için İslam Âlimlerinin dört görüşünü istifadenize sunuyorum. Mevlam tesirini halk eylesin. İslam âlimleri diyorlar ki, Şu dünyanın düzeni bozulmaz, dört şey bozulursa dünyanın düzeni bozulur. Bu bozulma insan huzuru, yaşantısı ile ilgilidir. İşte O altın sözler. 1.) Âlimler ameli bırakmadıkça, 2.) Zenginler cimri olmadıkça 3.) Fakirler zenginler gibi olalım diye zenginlere özenmedikçe,4.) Cahiller bilmediklerini öğrenmedikçe, öğrenmek için kibirlenmedikçe, İşte bunlar bir islam toplumu için en büyük hastalıklardır. Âlim olacak ameli olmayacak, İlmini anlatmayacak, insanları uyarmayacak, kendisi dünyevileşecek işte o zaman toplumda huzur olmaz, etin kokmaması için tuz et için ne kadar lazımsa toplum fertlerinin kokmaması, için hem âlim hem ilmi ile amel eden, bildiklerini anlatan âlim o derece ehemdir. Asrımızda insanlık buhranlarla kavruluyorsa Gerçek âlimlerin hiç çekinmeden hakkı haykırmamalarındandır. Bunun başka izahı yoktur. Ramazan ayında tüm Camilerde Mukabele okunacak hafız veya din görevlileri tarafından, okunan Kuran anlatılmayacak, bu nasıl bir din anlayışıdır anlamakta zorlanıyorum. İkinci madde Toplumdaki zenginlerin cimri olmalarıdır. Toplum zenginleri cimri olur, Harun değil, Karunlaşırlarsa o toplumda huzursuzluk olur. Kapitalist sistem zengini daha zengin, fakiri ise daha fakir ediyor. Zengin zenginliğini insanlık faydasına değil, genel olarak egosunu tatmin için kullanıyor. Helal haram demeden emen, zengin olan, Yat katlarda hayat sürüyorsa, toplumda huzursuzluk olur. Bu Karun gibi zengin, tutunmak için bazen süper hac veya süper Umre bile yapabiliyor. O haram para ile Cami bile inşa ediyor, Sayın Müftüde açılışını yapıyor. Her sene bu ayda yazıyorum yine yazayım Ramazan ayı yaklaşıyor. Televizyon vaizleri bar bar bağırıyor Ramazan ayı zekât veya sadaka paketleri, paketi 50-100 TL. Şu dernek veya şu vakfa karşılığını verirseniz biz fakirlere dağıtacağız. Diyorlar Benim okuduğum dinde böyle bir hayır anlayışı yoktur. Parayı veren hayır sahipleri paketlere o parayı vereceklerine, verecekleri parayı fakire nakit olarak versinler hapsi bu kadar. Din yaşantısında bir yozlaşma var. Toplumda hem fakir olur hem zengin. Fakir zengine özenmemeli, elindekine kanaat etmelidir. Kapitalizmin hırsı ile fakir zengin gibi olayım derse hayatı boyunca borçlardan. Haramlardan kurtulamaz. Cehalet Dinimizde çok kötü bir haslettir. Her mümin din dünyasını öğrenmelidir. Hem bilmiyor hem de bilmediklerini öğrenmekten kibirleniyorsa insan, o toplumda huzur olmaz. Televizyon, internet, mevcut materyalist eğitim sistemi ne yazık ki, insanı cehaletten kurtarmıyor. Bir yığın cehenneme odun cuhulunu yetiştiriyor. Çıkış önce ahlak ve Maneviyattır. Koyun can derdinde Laik severler Laiklik derdinde, Laiklik palavra gömleği Müslüman toplum fertlerine uyuşmuyor. Laik severlere ders olsun...
Ekleme Tarihi: 11 Mayıs 2016 - Çarşamba

Laiklik Kalkarsa Ne Olur?

Dinle, İmanla, İnançla alakası olmayan, hatta uygulamalarda dine karşı kullanılan terim, cümle, ifadeleri bir Müslümanın Diline dolaması, savunması, konuşması boş bir işle iştigaldir. Dün İnancı gereği Laikliğe karşı olanlar, bugün Laikliğin toplum fertlerini kurtarıcı bir şeymiş gibi bazen yazıyorlar, bazen de dillendiriyorlar. İnsan İlkelerinde zikzaklı olmamalıdır. Laiklik dini, yerli bir kelime değil, yabancı bir kelimedir. Müslümanlar bu Laiklik kelimesinden çok çektiler. Laikliğin varlığı yokluğu bir hiçtir. Laiklikten anladığım egemenlerin, sömürücülerin, koruma kalkanıdır. Sayın Meclis başkanımız Yeni Anayasada Laiklik olmamalıdır. Demiş ise de egemenlerin baskılarından olacak ki, hemen söylediklerinden nadim olmakla yanlış anlaşıldım demiştir. Sayın Kahramanı çok iyi tanırız. Oda geçmişte Laikliğin hem karşıtı hem de mağdurlarındandır diyebiliriz. Anayasa Dini olmalıdır demesi alkışlanacak bir söylemdir. Karşı taraf ise bu yerinde olan halktan yana olan söylemlere var güçleri ile saldırıyorlar.
Ben laikliğe inanmıyor ve sevmiyorum. Laiklik yasalara konduğu günden beri sanki, Ülkede Teknoloji zirve yapmış, insanlar kanunlar karşısında eşitlenmiş, veya insanlar arasında adil paylaşım olmuş, sanki her kes inancında hürce yaşamış, inancını ifade edebilmiş bunları çoğaltabiliriz. Hiç bir şey olmamış ve olmayacak, Zenginin malı fakirin çenesini yormaktan başka. Faiz, Zina, Adaletsiz paylaşım, cehalet, İbadetsizlik, uyuşturuculuk, haksız kazançlar, Üretmeden israf furyası, adaletsiz adalet anlayışı, Kayırmacılık, hırsızlık, arsızlık insanlığı kavururken, Laiklik gündemi ile gündem değiştirmek, zaman harcamak insana en büyük hakarettir. Bu söylediklerim son hız devam ederken, desteklenirken Laikliğin oluşu, yok oluşu neyi değiştirir. Toplumu kemiren, insanı insanlıktan çıkaran, insanı ifsat vasıtalarını dava erleri çekinmeden anlatmalıdırlar. Yazımı pekiştirmek için İslam Âlimlerinin dört görüşünü istifadenize sunuyorum. Mevlam tesirini halk eylesin.
İslam âlimleri diyorlar ki, Şu dünyanın düzeni bozulmaz, dört şey bozulursa dünyanın düzeni bozulur. Bu bozulma insan huzuru, yaşantısı ile ilgilidir. İşte O altın sözler. 1.) Âlimler ameli bırakmadıkça, 2.) Zenginler cimri olmadıkça 3.) Fakirler zenginler gibi olalım diye zenginlere özenmedikçe,4.) Cahiller bilmediklerini öğrenmedikçe, öğrenmek için kibirlenmedikçe, İşte bunlar bir islam toplumu için en büyük hastalıklardır. Âlim olacak ameli olmayacak, İlmini anlatmayacak, insanları uyarmayacak, kendisi dünyevileşecek işte o zaman toplumda huzur olmaz, etin kokmaması için tuz et için ne kadar lazımsa toplum fertlerinin kokmaması, için hem âlim hem ilmi ile amel eden, bildiklerini anlatan âlim o derece ehemdir. Asrımızda insanlık buhranlarla kavruluyorsa Gerçek âlimlerin hiç çekinmeden hakkı haykırmamalarındandır. Bunun başka izahı yoktur. Ramazan ayında tüm Camilerde Mukabele okunacak hafız veya din görevlileri tarafından, okunan Kuran anlatılmayacak, bu nasıl bir din anlayışıdır anlamakta zorlanıyorum.
İkinci madde Toplumdaki zenginlerin cimri olmalarıdır. Toplum zenginleri cimri olur, Harun değil, Karunlaşırlarsa o toplumda huzursuzluk olur. Kapitalist sistem zengini daha zengin, fakiri ise daha fakir ediyor. Zengin zenginliğini insanlık faydasına değil, genel olarak egosunu tatmin için kullanıyor. Helal haram demeden emen, zengin olan, Yat katlarda hayat sürüyorsa, toplumda huzursuzluk olur. Bu Karun gibi zengin, tutunmak için bazen süper hac veya süper Umre bile yapabiliyor. O haram para ile Cami bile inşa ediyor, Sayın Müftüde açılışını yapıyor. Her sene bu ayda yazıyorum yine yazayım Ramazan ayı yaklaşıyor. Televizyon vaizleri bar bar bağırıyor Ramazan ayı zekât veya sadaka paketleri, paketi 50-100 TL. Şu dernek veya şu vakfa karşılığını verirseniz biz fakirlere dağıtacağız. Diyorlar Benim okuduğum dinde böyle bir hayır anlayışı yoktur. Parayı veren hayır sahipleri paketlere o parayı vereceklerine, verecekleri parayı fakire nakit olarak versinler hapsi bu kadar.
Din yaşantısında bir yozlaşma var. Toplumda hem fakir olur hem zengin. Fakir zengine özenmemeli, elindekine kanaat etmelidir. Kapitalizmin hırsı ile fakir zengin gibi olayım derse hayatı boyunca borçlardan. Haramlardan kurtulamaz. Cehalet Dinimizde çok kötü bir haslettir.
Her mümin din dünyasını öğrenmelidir. Hem bilmiyor hem de bilmediklerini öğrenmekten kibirleniyorsa insan, o toplumda huzur olmaz. Televizyon, internet, mevcut materyalist eğitim sistemi ne yazık ki, insanı cehaletten kurtarmıyor. Bir yığın cehenneme odun cuhulunu yetiştiriyor.
Çıkış önce ahlak ve Maneviyattır. Koyun can derdinde Laik severler Laiklik derdinde, Laiklik palavra gömleği Müslüman toplum fertlerine uyuşmuyor. Laik severlere ders olsun...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.