İnsanlar sürekli temel ihtiyaçlarını gidermek için dahi olsa konuşurlar.
"Bana bir bardak su getir" "Annen eve geldi mi?" "Şu mesajı atar mısın" en basit faaliyetler dahi konuşma gerektirir.
Çoğu insan günümüzün haz merkezli yaşayış felsefesine binaen 2. pragrafta örneklendirdiğimiz cümlelerle yetinmez konuşmalarında. İnsanlar kendisini sevsin, beğensin, üstün görsün veya korksun diye abartır sohbetlerini.
Öyle ki kalabalık gruplar bir bakmışsınız ki ya kendini öven ya başklarını aşağılayan insanlarla dolu.
Eskiden dedikodu diye yumuşatılırdı, başkalarını çekiştirmek; şimdi ise direk gıybet saati veya gıybet keyfi diyorlar.
İşte konuşmaların, sohbetlerin yozlaştığı, maneviyattan uzaklaştığı çağımıza 1400 yıl öncesinden Kur'an ayar veriyor:
"1- Asra yemin olsun ki, 2- İnsan mutlaka ziyandadır. 3- Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır."(Asr Süresi)