Koronavirüs salgınından ve Ukranya-Rusya savaşından bu yana tüm dünyada enerji, gıda, akaryakıt fiatları yükselişe geçti.
Ülkemizde ise zincir marketler arasında, doğrudan veya ortak tedarikçiler aracılığıyla dolaylı temaslar yoluyla, satış fiyatlarının ve fiyat artışlarının sistematik olarak her ay bazen 3-5 tl bazından bazen de kuruş olarak arttığı ve bugüne kadar devam ettiği gözlenmektedir.
Çoğunlukla akaryakıt veya dövizin yükselmesini bahane eden firmalar son 3 ayda akaryakıt ve dövizin yatay seyir etmesine rağmen zam yapmaktan geri kalmadılar.
Bazı illerde 4054 sayılı Kanun'un 16'ncı maddesi uyarınca idari para cezası uygulanması da bu artışın önüne geçmedi.
Zincir marketlerdeki benzer ürünlerin fiatların aynı veya kuruş bazında farklılık göstermesi, aralarındaki iletişim ile anlaşarak olduğu kanaatine varılıyor.
Edinilen bilgiye göre “A market kendisine bağlı şirket vasıtasıyla fabrikadan aldığı ürünü, yine kendisine bağlı ikinci şirkete ordan da markete satışı olduğunda 2 tl.lik ürünün 7-8 tl.ye çıktığını görüyoruz.” Bu tedarik sürecinde herşey yüzde artış olarak yasal olduğundan Ticaret Bakanlığı fazla bir şey yapamıyor.
Peki bu durdurulamayan market fiatlarını dizginlemek mümkün mü..?
Radikal kararlar alarak önlemek olabilir.
Başta gıda da olan % 8 lik kdv tutarını % 4-5 e çekilebilinir.
Devlet kendi market zinciri kurabilir, 2-3 mahalleye veya ortalama 25 bin nüfusa 1 adet Toprak Mahsülleri Ofisini açıp % 2-3 oranında kar koyarak satış yapması enflasyon ve zincir market artışlarının önüne geçebilir.
Bu yapıldığı takdirde diğer zincir marketler mecburen ayak uydurmak zorunda kalacağı için gelişigüzel fiat artışları yapamayacaklar ve enflasyon kısa bir sürede düşecektir.