BİLMEZLERMİ BİZİM BURALARI

Selam verdiğinizde selamınıza karşı ayağa kalkıp, dudaklarını kıpırdatmadan selamını aliyorsa, bir daha oraya selam vermeyin. Yani değersiz hissettiğiniz bir yerde durmayın. Kapıyı çaldığınızda annesi hactan gelmiş gibi sizi karşılamiyorsa, gözlerinde ışık, dudağında gülümseme yoksa, bir de kapıyı niye caldın der gibi bakiyorsa, bir daha o kapiyi asla çalmayın. Küfür, hakaret ve çirkin sözlerine pişmanlık duymayıp devam ediyorsa, düzelir diye beklemeyin asla düzelmez. Küstüğünde senin sevmediğin hal ve hareketleri yapıyorsa yanında kalman bile yanlıştır. Çevrimiçi olduğu halde, yarım saat önce mavi tık yapmıyorsa, mavi tık olduktan sonra yarım saat sonra cevap veriyorsa, ya da hiç cevap yazmiyorsa, ya da verdiği cevap bir halta yaramıyorsa, siz de bir daha ona mesaj yazmayın. Sözlerin doğru olsa bile hep yanlıştır diye kabul etmeyip hep kendi sözlerini üstün tutuyorsa, şunu iyi bilin ki o bencildir, sadece kendini düşünüyordur. Sadece kendini düşünen bir arkadaş yada bir eşle asla yol alamazsın. Seni yarı yolda bırakırlar, sonra sana saf derler ve alay ederler. İlgi duyup, sevgi içerikli sözler kullanmıyorsa, asla onun sevgisine inanma, çünkü en büyük yanlışı verdiğimiz sevgiyi almaya çalışırken yaparız. Verince geri alırız hakkımız vardır umuduyla sevgi bekleriz. Ama bir güzel söze, bin cefa çektirirler. Bir gül verseler, bir bahçe isterler. Bir adım atarsam o, on adım bana gelir diye şımartırsan, kendini vazgeçilmez kılar. Çingeneye paşalık vermişler meselesi misali gibi ilk önce babasını asar. Aslında bilmezler mi bizim burada on adım gelene bir adım bile gitmezler, Yetmiş can alırlar ama bir can vermezler, Dört yanda gösteri yapılırsa bir kere gülmezler. Bilmezlermi bizim buraları, değer görmediği bir yerde durmazlar.