Güzel bir söz değil mi?
Dalgınlığına gelir bir şeyi unutursun ya da yaptığın bir şeyi eksik yaparsın ya da istemeden bir hata yaparsın karşıdaki kişi sana kızacağını beklerken sana şöyle diyor... üzülme bitanem senin canın sağ olsun.
Bu söze mutlu olursun değil mi?
Kim olmazki.
Bu güzel sözden sonra bir daha hata yapmamaya çalışırsın sana bir şey söylediğinde daha dikkatli yapmaya çalışırsın.
O zaman biz bu sözle mutlu oluyorsak ve daha da dikkatli davranıyorsak bilin ki başkası da aynı şekilde olacaktır.
Bu kişi arkadaşınız olabilir kardeşiniz olabilir eşiniz olabilir bir hata yaptığında senin canın sağ olsun deyin.
İnan bu sözle daha sağlıklı sonuçlar ortaya çıkacaktır.
Neticede insanız unutabiliriz hatamız olur önemli olan hoş görmek.
Örneğin akşam eve geldiğinizde eşiniz size güzel bir sofra hazırlamış fakat çorba'nın tuzu az olmuş.
Kızacağınıza ve onun eksikliğini yüzüne vuracağınıza şöyle deseniz... hanım ben zaten çorbayı tuzsuz seviyorum çok güzel olmuş hayatımda böyle güzel bir çorba içmemiş tim eline sağlık.
Bu güzel sözden sonra sonuç ne olur?
Tabii ki eşinizin size olan sevgisi iki katına çıkar ve bir daha çorbanın tuzunun ayarlamasını dikkat edecektir.
Erkek sabah işe giderken tabii ki kadın evde oturmuyor ev işleri çocuk varsa çocukların bakımı ilgilenmesi derken o gün akşam yemeği yapmaya fırsat bulmamış
Olamaz mı? Tabii ki olur.
Ama akşam erkek eve geldiğinde yemek yok mu neden yemek yapmadın sabahtan akşama kadar oturuyorsun bağırıp çağırma yerine şöyle dese... Hanım ev işleridir çocuklar durmuyor çocuklarla ilgilenmen çok yoruluyorsun nasıl yemek yapacaksın ben zaten bu akşam filan Restaurant da yer ayırtmıştım hadi hazırlan akşam yemeğine gidelim.
İşte sevgi budur, eş budur, aile budur.
Ben biraz kendimden bahsetmek istiyorum.
fakat kendimden bahsetmeden önce
Kainatın efendisi örnek aile reisi Efendimiz (Sav) den bahsetmek istiyorum.
Efendimiz (Sav) evin içinde bir şey isterken direk o şeyi istememiş. Örneğin Hırkasını istediğinde hırkamı verin dememiş. Ya Aişe dışarı çıkacağım sanırım hava soğuktur diye buyurmuş.
Ben de evin içinde şahsi işimi kimseye yaptırmadım, kimseden bir şey istemedim.
Örneğin bana bir bardak su getirin, çay yapın, kahve yapın, terliğimi getirin, çoraplarımı getirin, gömleğimi ütüleyin asla buna benzer isteklerden bulunmadım.
Evlendikten sonra da eşimden de istemedim.
Fakat ben istemesem de eşim bana getirdi ve getiriyor sağ olsun.
Eşim düzenli bir kadındır çokta hamaratlıdır.
Güzel yemekler yapar yemekten sonra söylemeye gerek kalmaz hemen çayı hazır, kahvesi de meşhurdur.
Sunumu da mavi fincan altın tepside yapar.
Özellikle elbise ütüleme konusunda çok titizdir.
Elbiseleri yıkadıktan sonra ütüler askılara takıp dolaba yerleştirir. Her şeyi tertiplidir.
Bir şeyi İstemeden farkına varan bir eşe sahip olmak büyük bir nimettir.
İşte mutlu bir aile davranışı.
Birbirini düşünmek ben sen değil biz varız diyerek.
Hz. Peygamber (Sav), Hz. Aişe'nin "Beni ne kadar seviyorsun?" sorusuna mukabil "kör düğüm gibi" cevabını vermiş ve daha sonra "Kördüğüm nasıl?" diye sorduğunda "İlk günkü gibi..." cevabını vermiştir.
Efendimizin (Sav) hayatını hayatımıza yerleştirelim.
Eşler güzel sözle beden diliyle davranışıyla sevgilerini her zaman dile getirilmeli.
Birbirini açığını kapatmak, birbirine güzel sözler söylemek.
Affedici ve hoşgörü göstermek.
Yazının başında söylediğim gibi eşinizin bir hatası olduğunda birtanem..... senin canın sağ olsun söyleyebilmek.