Türkiye, 14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı ve 28. dönem milletvekili genel seçimleri için sandığa gitmeye hazırlanıyor.
Sandıkta halk Cumhurbaşkanı'nı ve milletvekillerini seçecektir.
Bu seçim sürecinde Cumhurbaşkanı adayları ve milletvekili adayları seçim propağandalarına başlaması haliyle doğaldır.
Mitingler büro açılışları ve ev toplantıları vs.
Dolayısıyla miting ve büro açılışlarında yaptığı konuşmalarından yaptığı ve yapacağı olan icraatlardan bahsetmek gerekirken, karşı partiyi aşağılayıcı ve nefret dolu konuşmaları tercih ediyorlar.
Özellikle bazı adaylar sahneye çıkıp mikrofonu eline aldığında, barbar bir duruşla, gür bir sesle, sanki savaşa gidiyor gibi karşı partiyi aşağılayıcı sözlerle vatan düşmanı ilan ediyor.
Tabii karşı parti duruyor mu?
Tabii ki durmuyor. O, da daha ağır sözlerle karşılık veriyor ve ortalık savaş alanına dönüyor.
Demekki seçime değil, savaşa gidiyoruz sözümde haksız değilim.
Bu davranış bir particilik zihniyeti, bu zihniyet çok tehlikelidir.
Vatandaşın arasına ayrım, kin ve nefret tohumları ekmektedir.
Vatandaş sen bu partidesin, ben bu partideyim diyerek bir birlerine düşmanlık beslemeye başliyor.
Bu da vatandaşların arasında bir kaos oluşturmaktadır.
Zehir zemberek sözlerle Parti propağandalığını sürdüren sayın adaylara... biz seçime gidiyoruz, savaşa değil.
Biz demokratik bir ülkede yaşıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrağının altında yaşayan tüm insanlar eşittir, kardeştir.
Bu nedenle halk huzurlu bir şekilde herhangi bir baskıya maruz kalmadan kendi iradesini ve oyunu kullanmak istiyor.
Türk halkı, özgürlüğü ve eşitliği sever.
Çünkü türk halkı barışçı, katılımcı, hoşgörülü, dürüst ve birbirini sevip sahip cıkandır.
6 Şubat'ta yaşadığımız depremde görmedik mi?
Tüm Türkiye tek türek olmuştu.
Karadeniz'de, Doğuda, Ege'de, Trakya'da herkes deprem bölgesine yardıma koştu.
Böyle sevgi bağı güçlü olan bir milleti, particilik yapıp milletin arasına fitne tohumları ekmek, demokratik bir siyasetle bağdaşmıyor.
Demokratik bir siyaset karşı partiyi aşalayıcı sözlerle kötülemez.
Sadece kendi icraatlarından ve yapacaklarından bahseder.
Kendine oy veren vatandaşlara vatan savdalısı, karşı partiye oy verenlere de vatan düşmanı denilmez.
Bu konuşmalar vatandaşı birbirine düşmanlaştırıyor.
Daha barışçı ve halkı bir araya getirmek, sevdirmek konuşmaları ve davranışları yapmak gerek.
Gerektiği zaman karşı partinin adayına selam da verir, tebrikte eder ve seçim bürosuna gidip bir çay da içer.
Madem hepimiz ülke için mücadele ediyorsak, demokratik bir seçim propağandasını yapalım.
Seçimler böyle olmalı.
Bu ülke hepimizindir.
Kim bu ülke için çaba gösteriyorsa kim olursa olsun, saygımız sonsuzdur.
Particilik yapıp milleti bölmek isteyen, kaos yaratan adaylara...
Yapmayın, seçimlere gölge düşürmeyin.
Milleti galeyana getirmeyin.
Bu nefret dolu davranışlar, milleti karşı karşıya getirmeye, kin, nefret, ve düşmanlığa yol açmaktadır.
Biz savaşa değil seçime gidiyoruz.