5 Şubat pazar sabahı gözlerimi açtığım da her yer ben beyaz olmuştu.
Antep’ e kar yağıyordu.
Kahvemi aldım pencere'nin kenarından muhteşem karın yağışını sevinçle seyrettim.
beyaz örtünün büyüleyici manzarası eşliğinde kahvemi yudumlarken ve dedim ki...
BUGÜN ANTEP’ E KAR YAĞIYOR bir gazete yazısını yazdım.
Yazı yazarken sokakta
kar topu oynayan çocuklar, kardan adam yapanlar, beyaz örtünün büyüleyici manzarasını ölümsüzleştirmek için fotoğraf çekenler, mutluluklarına pencereden bakarak dahil oldum.
Sonrada ailece mangalda sucuk yaparak keyifli bir gün geçirdik.
Böyle keyifli bir günün gecesinde bir felaket yaşayacağımızı bilmiyorduk.
6 Şubat Saat 04: 17.
Hepimiz uykudaydık.
Hem de uykunun en derininde.
Derinden güm,güm bir sesle yataktan fırladık ve uykulu, korkulu bir şekilde hepimiz dış kapıya doğru koşmaya başladık.
Dışarıya çıktık ama Deprem devem ediyordu, duracağı da yok gibiydi.
Karanlık, yağmur, dondurucu bir hava var.
Ayaklarımız çıplak su içinde.
Etraf toz bulut, sağa sola kaçışan insanlar, acıklı çığlık sesleri, korku, panik adeta ortalık bir mahşer günü gibiydi.
Nasıl bir depremdi ?... Allah’ım ilk defa böyle şiddetli ve uzun bir deprem yaşadım.
Sarsıntı bittikten sonra hemen yıkılan binaların yanına gittik.
Elektrik yok, karanlık hiç bir şey görünmüyor sadece yıkılan binaların çatısını görebiliyoruz.
Elimizden hiç bir şey gelmedi çaresiz kaldık, buda bizi kahretti.
6 Şubat nasıl bir geceydi?... anlatamam.
Bizzat yaşadım, felaket içindeydim.
Rabbim bir daha göstermesin.
Binlerce vatandaşımızı kaybettik.
Acımız büyük.
Bugün de depremin yıldönümü.
Yine hüzünlüyüz.
6 Şubat depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralı olanlara acil şifalar ve yakınlarına da sabırlar diliyorum.
Rabbim bir daha 6 Şubatı bize yaşatmasın.