Kemal Kılıçdaroğlu ikinci tura saatler kala, aşırı uçta bir milliyetçi olan Ümit Özdağ ile anlaştı. İkisi arasında yedi maddelik bir mutabakat metni imzalandı. İmzadan önce Özdağ’ın yaptığı paylaşımda “iç işleri bakanı” olacağını ifade etti. Mutabakatın 4. Maddesi de buna imkân veriyor. Madde şöyle: “Devletin varlığı ve bütünlüğünü hedef alan başta FETÖ, PKK, IŞİD olmak üzere bütün terör örgütleri ile etkin ve kararlı mücadele edilecektir.” Farz-ı muhal olarak Kılıçdaroğlu’nun kazanması halinde Abdullatif Şener’in dediği gibi hiçbir şey yapamaz, hatta bazı bürokratları bile değiştiremez ve ülkede kaos çıkar. Şöyle ki:
1) Her şeyden önce Kılıçdaroğlu PKK’nin meclisteki temsilcilerine verdiği sözleri yerine getiremez. Hani, “Demirtaş’ın ve Kavala’nın hapisten çıkarılmasını istiyorsanız bize katılın” demişti ya… Demirtaş’ın hapisten çıkarılması için aylardır Kılıçdaroğlu’na baskı yapan, PKK ve onun temsilcileri olan HDP’dir. Diğer taraftan Kavala’nın hapisten çıkarılmasını isteyen de ABD ve Batılı dostlarıdır. Meclisteki çoğunluk cumhur ittifakında olduğu için bunların hapisten çıkarılmaları söz konusu bile olamaz. Hele Ümit Özdağ iç işleri bakanı olursa, PKK ve KCK’ya yönelik gözaltılar bütün hızıyla devam eder.
2) Kılıçdaroğlu, “Bizim Suriye’de, Irak’ta, Libya’da ne işimiz var?” diyerek yurt dışına asker gönderme tezkerelerine, HDP ile birlikte “Hayır” demişti. Farz-ı muhal eğer kazanırsa ve Türk askerini Suriye’den çekmek isterse meclis onayı gerekir. Oysa mecliste yeterli oyları bulunmamaktadır. Demek, ortaklarının en temel arzularını yerine getiremeyecektir.
3) Gerek yurt dışında kaçak olarak yaşayan Fetöcüler gerek burada kalanlar, sırtlarını ABD’ye vererek ve umutlarını Kılıçdaroğlu’na bağlayarak millet ittifakı için canhıraş çalıştılar. Hatta beş vakit namazını kılan bir fetöcünün Kemal Kılıçdaroğlu için çalıştığını görünce kendisine, “Ya dostum, senin böyle bir adamı destekleyeceğin hiç aklıma gelmezdi” dedim. Fetöcü, “Bizim tek umudumuz Kılıçdaroğlu’dur. Kim olursa olsun, hatta en dinsiz-imansız bir adam
bile olsa, onu destekleriz. Yeter ki bizi Erdoğan’dan kurtarsın” dedi. Hatta bazı fetöcüler 15 Mayıs için bilet almışlardı. Ama seçim sonuçları onları inkisar-i hayale uğrattı ve biletlerini ya ertelediler ya da iptal ettiler.
Farz-ı muhal olarak eğer Kemal Kılıçdaroğlu kazanırsa Fetöcülerin yargı denetimi dışında kalarak serbest kalmaları mümkün müdür? Ya da eğer af çıkarılacaksa meclis çoğunluğuna ihtiyaç duymayacaklar mı? Demek her hal u karda Kılıçdaroğlu Fetöcüler için de hiçbir şey yapamayacak ve ABD’ye giderken onlara verdiği sözleri tutamayacaktır.
4) Bir gün önce bu konuyu bir dostumla konuştum, “Bu hale ne diyorsun?” dedim. Dostum şöyle dedi:
“Şu anda Kemal Bey denize düşen yılana sarılır, kabilinden bir ruh hali içerisindedir. Sağlığının da yerinde olduğunu sanmıyorum. O kadar çok kesime sözler vermiştir ki, ayrı ayrı incelediğimizde dehşet içinde kalırız. En son, birkaç oy alabilmek için en uçta bir milliyetçi olan Ümit Özdağ’ın şartlarını bile kabul edecek bir duruma düştü. Ümit Özdağ’a giderken moralinin ne kadar bozuk olduğu yüzünden okunuyordu. Benim kanaatime göre Kılıçdaroğlu ikinci turu kazanmak istemiyor. Çünkü verdiği bunca sözlerin ağırlığı altındadır ve hepsini yerine getiremeyeceğini çok iyi biliyor. Depremzedelere bedava 700 bin ev mi yapsın, Ümit Özdağ iç işleri bakanıyken Fetöcülere ve PKK’lılara verdiği sözleri mi tutsun, Parti programına koyduğu hedeflere ulaşmak için meclisten kanun tekliflerini mi geçirsin? Hangisini gerçekleştirebilir? Kanaatimce sırf, “çalışmadı, didinmedi, gayret göstermedi’ demesinler diye bu ziyareti yaptı. Kemal Bey yaptığı bu ziyaretle gemileri yaktı, diyebiliriz.”
Dostuma katılmamak mümkün değildir. Gerçekten Kemal Bey gemileri yakmış görünüyor.
5) Bazıları, “Kemal bey kazanmazsa 29 Mayıs’tan sonra baskılara dayanamaz, istifa eder veya partiyi kongreye götürür” derler. Ben
onlara katılmıyorum. . Bence merhum Deniz Baykal’in kasetiyle Parti başına geçen Kemal Bey 28 Mayıs’tan sonra partisinin başında kalmaya devam eder; çünkü partinin başında kalmak konusunda oldukça deneyimli ve antrenmanlıdır.
Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler.