31 Mart yerel seçimleri bitti bitmesine ama tartışması hala devam ediyor.
Türkiye’nin birçok yerinde itirazlar var ancak kamuoyu İstanbul’a kilitlenmiş durumda. Zira İstanbul demek Türkiye demek. 10 milyondan fazla seçmene sahip İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanlığı, bu özelliğiyle tabii ki bütün partilerin hayali olacak.
Bu hayali çeyrek asırdan beri muhafazakar görüşlü partiler gerçeğe dönüştürdü.
Ankara’da da durum farklı değildi. 25 yıldan beri Ankara sağ görüşlü başkanlar tarafından yönetildi.
31 Mart’ta ise büyük bir değişim yaşandı. Ankara’yı Millet İttifakı’nın desteklediği CHP’nin Adayı Mansur Yavaş kazandı. Yavaş’la Özhaseki arasındaki oy farkı tartışmaya mahal vermediği için burası hazmedilmiş durumda. Dolayısıyla Ankara limanı sakin…
Ama İstanbul’a baktığımızda hala fokor fokur kaynıyor. Öyle ki 1 Nisan’da İBB, 3 başkana birden kavuşmuşmuş oldu! Mevlüt Uysal’ın başkanlığı devam ederken önce Binali Yıldırım sonra da Ekrem İmamoğlu başkanlığını ilan etti.
Okumakta olduğunuz yazının kaleme alındığı an itibariyle belirsizlik hala devam ediyor. Son sözü YSK söyleyecek. Bu bölümü burada noktalayıp gelelim seçimin galibine…
ÖNCE AK PARTİ’DEN BAŞLAYALIM
Rakamsal olarak baktığımızda AK Parti’nin kaybı yok. Olmadığı gibi, bir önceki yerel seçimlerde yani 2014 yılında aldığı yüzde 43 oranındaki oyunu bir puan daha yükseltmiş.
Bir önceki seçimde HDP’nin kazandığı Şırnak, Bitlis, Ağrı, Muş gibi illerde başkanlık seçiminde ipi önde göğüslemiş.
Ancak bu başarı, Ankara ve özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok önem verdiği İstanbul’da alınan sonuçların gölgesinde kaldı.
Oyların sayımı devam ediyor, nasıl bir sonuç çıkar bilemiyoruz ancak hangi sonuç olursa olsun İstanbul’da AK Parti’ye verilen mesaj çok net; Ayağını denk al…
CHP SAĞA KAYDIKÇA OYLARI ARTIYOR
Dikkat etmişsinizdir, CHP’nin söylemlerinde, hal ve hareketlerinde eskiye göre çok fark var. Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun göreve gelmesiyle birlikte CHP’de ‘sağa açılım’ hareketi başladı. Artık muhafazakar görüşteki insanlara ‘öteki gözle’ bakmak yerine sempatiyle yaklaşıldı.
Bu durum daha önce CHP’ye “dinsiz, imansız, kitapsız” gözüyle bakan insanlarda karşılık buldu. Bu süreç başörtülü, sakallı vatandaşların CHP mitinglerine gelip konuşmacıları dinlemeye, alkışlamaya sonra da sandıkta oy vermeye kadar gitti.
Hatta ve hatta CHP, aday seçiminde de bu yaklaşımını sergileyerek Ankara ve İstanbul’da sağ görüşüyle bilinen isimlerle yola çıktı.
Hem İmamoğlu’nun hem de Yavaş’ın sözleri, üslupları, her görüşten seçmene karşı gösterdikleri hal ve hareketleri de mutlaka sandığa pozitif bir şekilde yansımıştır.
CHP’nin oylarını yüzde 30’lara çıkaran seçmen burada verdiği mesaj da şu olmuştur: İstanbul; Bakırköy, Kadıköy, Beşiktaş veya Şişli’den ibaret değil. Sen de ayağını denk al, muhafazakar insanları geçmişte yaptığın gibi sakın ötekileştirmeye kalkma!
Unutmadan söyleyelim; CHP’nin oylarına ‘mutfaktaki yangın’ da ayrıca katkı sağlamıştır.