Yasalarımızdaki açıktan mı, yoksa uygulanamamasından mı; ülkemizde “mağdur kesim” eksik olmuyor. Sülün Osman’dan Banker Kastelli’ye, Selçuk Parsadan’dan Titancı Kenan’a, en son da 27 yaşındaki bir tosunun Çiftlikbank numarasıyla yüzlerce, binlerce insanın nasıl dolandırıldığına şahit olmuşuzdur.
Bu dolandırma işine son yıllarda bir de “devre mülk” yöntemi eklendi. Ve işin kötü yanı bu kategoride dolandırma işine soyunanların yaptıkları yanlarına kar kalıyor. Yukarıda saydığımız dolandırıcılar; foyası meydana çıkmadan yurt dışına kaçan tosunun (Çiftlikbank-Mehmet Aydın) dışında yakalanıp hapse atıldı ve cezalarını çekmiş oldular.
Ama “devre mülk” adı altında binlerce insanı dolandıran şahıslar hala ellerini kollarını sallayarak etrafta dolaşabiliyorlar. Toplumu, daha doğrusu mağdur yüzbinleri asıl inciten de işte bu sorun…
Hala anlamış değiliz; devlet bu mağduriyetin kökten çözülmesi için neden adım atmıyor?
A firması adıyla verdikleri vaatlerin çoğunu yerine getirmedikleri için itibar kaybeden daha doğrusu üç kağıtçılıkları ortaya çıkan şahısların, B firması adıyla yeniden toplumu kandırmasına neden izin veriliyor?
Müeyyide uygulanmadığı için gözü dönmüş dolandırıcılar hadlerini öyle aştılar ki, “Türkiye’nin Termal Şehri” denilen Afyonkarahisar, bugün “Termal Mağdurlarının Şehri” olmuş durumda. Kıt kanaat geçinen insanlar “aman kaçırmayan, bu fırsatı bir daha yakalayamazsınız, kira garantili, umre ile değişim fırsatı, seneye iki katı” gibi yalanlarla mağdur edilip ortada bırakıldı. “Ortada bırakıldı” çünkü devlet, sadece ferdi müracaatlarda soruna müdahil oluyor. Mahkemeye başvuruda bulunmayan, uğraşmak istemeyen, “Allah belalarını versin” diyerek zararlarını sineye çeken binlerce mağdur, devlet tarafından sorunlarıyla baş başa bırakılmış durumda...
Yarım-yamalak hizmete açılan bazı tesislerde ise “işletmenin istediği gibi at koşturmaya çalışması” yüzünden ortaya çıkan mağdurlar var. Buralarda da bakım, temizlik vs. hizmeti doğru dürüst yerine getirilmediği gibi sözleşmede belirtilen aidatlar anormal şekilde yükseltilebiliyor…
Oysa, görüşüne başvurduğumuz Tüm Hukukçular Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Dilara Özkul, sözleşmedeki aidatın değiştirilemeyeceğini, tüketicilerin böyle bir durumda mahkemeye müracaat ettiklerinde davanın lehlerine sonuçlanacağını söylüyor.
Dolayısıyla; bu uyanıklara meydanı boş bırakmamak için tüketiciler haklarını aramakta üşenmemeli. Bununla birlikte, devre mülk mağdurlarının “örgütlenerek mücadele etmesi daha başarılı sonuçlar alınmasına vesile olur” diye düşünüyoruz…