Ameliyat ekibinde bir doktor olsanız, hastaya yapılan operasyon sırasında nasıl davranırsınız?
1-Hastanın sağlığına kavuşması için elinizden ne geliyorsa esirgemeyip ameliyat ekibinin başkanına yardımcı olursunuz.
2- “Hastayı bu hale sen düşürdün, yanlış ilaç verdin, önlem almadın, ameliyat masası iyi değil, masken kalitesiz, malzeme yetersiz” gibi gereksiz, zamansız, saçma sapan sorularla ameliyatı gerçekleştiren doktorun motivasyonunu bozarsınız. Tabii ki hastanın yaşamını da tehlikeye atarsınız.
CHP, Türkiye’nin ciğerlerinin yandığı bir zamanda aynen ikinci şıktaki gibi davranmış ve buradan siyasi bir rant elde etmeye çalışmıştır.
CHP’den koro halinde günlerce şu iddialar ortaya atılmıştır:
-THK’daki uçaklar niye kullanılmıyor?
-Yanan ormanlar imara açılacak.
-Bizi yangınla ilgili koordinasyon toplantılarına almıyorlar.
-TOMA’lar yangın söndürme çalışmalarında niye yok?
-Kızılay nerede, TSK neden devrede değil?
Vs. vs.
Utanmasalar, “Devlet nerede” diyecekler…
GÖREVLERİNİ YAPAN GAZETECİLERE MÜDAHALE
THK meselesi uzun bir konu ama şunu belirtmeden geçmeyelim: İflas eden ve artık yerinden kımıldayacak hali kalmadığı için kayyum talebinde bulunan THK himmete muhtaç durumdayken devasa yangına nasıl müdahale edecek?
Zaten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, sonunda THK uçaklarıyla ilgili iddiaların gerçek olmadığını ve THK’nın uçacak uçağının bulunmadığını itiraf etmedi mi?
Ama bunlar illa bardağın boş tarafını gösterecekler ya, başladılar bahaneler uydurmaya…
Kimisi, vızır vızır havada uçan uçakları görmedi, kimisi markasını, kimisi rengini, kimisi modelini beğenmedi!
Kimisi “taşıdığı su az” dedi, kimisi uçakların milli olmamasından şikâyet edip “bizim niye yok” dedi…
Bahane bulamayan kimileri de, yangınlara müdahale eden uçaklarla ilgili haberleri yapan gazetecilere saldırdı.
CHP Antalya Milletvekili Rafet Zeybek, Ülke TV ekibiyle tartıştı, gerçekleri kamuoyuna aktaran muhabirin kadın olmasını bile umursamadı.
Bununla da kalınmadı, yanındaki kişi kadın gazetecinin üzerine yürüyüp efelik tasladı.
Bütün bunlar kameralar kayıtta iken ve diğer gazetecilerin gözleri önünde gerçekleşti.
Ya kameralar olmasaydı?
TEK VUKUATI DEĞİL
Tabii bu CHP’nin tek vukuatı değil…
Datça Belediye Başkanı Gürsel Uçar’ın, Genel Başkan Yardımcısı olduğum Tüm İnternet Gazeteciliği ve Gazeteciler Derneği (TİNGADER)’nin Muğla Temsilcisi Gazeteci Sebiha Arslan hanımefendiye karşı söylediği iddia edilen çirkin sözler de medyada yer aldı. Dernek olarak kınamıştık ama buradan bir kez daha şiddetle kınıyorum…
Ya gazeteci kökenli Milletvekili Tuncay Özkan’a ne demeli?
Karton üzerinde yatıp 4 günden beri aynı çorapla sahada görev yapan ve yangına müdahaleyi havadan görüntülemek için helikoptere binen gazeteciyi “yalakalıkla” suçladı.
Bu nasıl mantık, bu nasıl tahammülsüzlük?
Hükümeti dolayısıyla Türkiye’yi, “yangınları söndürmekten aciz” konumuna düşürmek kime, ne fayda sağlayacak?
Gerçekten anlamakta güçlük çekiyoruz.
Haydi hükümetin olağanüstü çalışmalarını görmemezlikten geliyorsunuz bari, canlarını ortaya koyan orman işçilerinin, itfaiyecilerin, gönüllü vatandaşların emeklerine saygı gösterin de söndürülen yangınlar için birer tebrik mesajı yayınlayın.
YANAN ORMANLAR İMARA AÇILACAKMIŞ
“Yanan ormanların yerine otel yapılacağı” iddiasına gelince.
Hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem de diğer yetkililer tarafından Anayasa’nın 169.maddesi uyarınca, yanan alanların tekrar ağaçlandırılacağı, başka amaçla kullanılmayacağına ilişkin defalarca açıklama yapıldı…
Orman yangınlarıyla mücadele için gerçekleştirilen koordinasyon toplantılarına CHP’li belediye başkanlarının çağrılmadığı söylendi.
Bu söylem de, CHP’li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile gerçekleştirdikleri toplantının fotoğrafını bizzat paylaşmasıyla çürümüş oldu…
Bu iddiaların dışında TOMA’ların da, askerlerin de, Kızılay’ın da yangınlara müdahale için görevlerinin başında olduğu, belgeleriyle birlikte ilgili kurumlar tarafından ifade edildi.
İYİ PARTİ TEMKİNLİ DAVRANDI
Yangına körükle giden sadece CHP mi sanki?
İYİ Parti hariç, muhalefetteki irili ufaklı malum partiler CHP korosunun birer solisti gibi davranıyorlar.
Meral Akşener hiç olmazsa, ameliyata başlamış doktorun motivasyonunu bozmak istemiyor ve söyleyeceklerini yangın sonrasına bırakıyor.
Yeri gelmişken Meral Ablamıza tekrar bir hatırlatmada bulunmak istiyorum: Bakın size “abla” diyoruz. Sizin yeriniz karşı mahalle değil. Lütfen baba ocağına dönün ya da baba ocağınıza zıt siyaset üretenlerin ekmeğine yağ sürmekten vazgeçin. Şunu unutmayın; siz orada bulunmasanız inanın onlar iktidara gelmenin hayalini bile kuramazlar.
Gittiğiniz yerlerde vatandaş sizi açık açık uyarıyor. Vatandaşla tartışarak, birbirinize hakkınızı haram ederek daha nereye varacaksınız?
***
Özetlemek gerekirse; muhalefet “yangınla imtihanda” sınıfta kalmıştır. Dünyanın birçok yerinde çıkan orman yangınları öyle “ha” deyince söndürülemiyor. Gelişmiş ülkelerde bile haftalarca, aylarca devam eden yangınlar var. Ve hiç kimse “Help” diyerek ülkesini aciz göstermiyor.
Türkiye’de kayıtlara “en büyük orman yangını” olarak geçen Manavgat’taki yangın dâhil 200’den fazlası 10 gün içerisinde söndürülmüştür.
Bu başarıyı görmezlikten gelenlere, çeşitli yalanlarla toplumu yanıltmaya çalışanlara “davul zurna az” ama biz yine de bir hatırlatmada bulunalım: Yalancının mumu artık yatsıya kadar yanmıyor…