Karaca kadar başınıza taş düşsün desem. Bu nereden çıktı dersiniz değil mi ? Hemen şöyle anlatayım ;
Gazetecilik hayatımda sevdiğim bir tek konu var o da siyasi fikrimin dışında ya da hoşlanmadığım bir insanın yaptığı doğruları görüp bunu yazmak , alkışlamak çok hoşuma gidiyor.
Şanlıurfa eşrafı ve basın mensupları şunu iyi bilmelidir ki ilgili özel kalem müdürü ,belediye başkanının önüne sadece listeyi götürüp sayın başkan bu kişilerin sizlerle görüşme talebi var diyerek konuyu iletir .Son noktada takdir elbette başkana aittir .
Urfa’da ise bütün suç özel kalem müdürüne yüklenir.Bu Şanlıurfa Valiliği özel kalemi için de geçerlidir.Çünkü böylesi daha kolayına gelir herkesin. Resimdekini değil de gölgedekini dövmeyi seviyoruz.
Vatandaşın biri WhatsApp dan bir yazı yazmış.Zeynel Abidin Beyazgül ve İbrahim Halil Karaca arasında bir benzetme sanatında bulunmuş.
Sözümona bu eleştirel vatandaş İstanbul Ankara -Şanlıurfa kültür etkinliklerinde Urfa’nın adını kullanarak tanıtım plaketlerini satışa çıkaran biri de olabilir.
Çünkü bu şehirde artık gazeteciliği körler yapabiliyor sadece .Körler derken sadece işine geleni görebilen işine gelmeyeni göremeyenleri işaret ediyorum.
İftira atarak belden aşağıya vurmak ise onursuzluğun en büyüğüdür. Tüm bu iftiraları atanlara demek istiyorum ki Karaca kadar başınıza taş düşsün.
Zira kendini bilen o arkadaş için diyorum ki WhatsApp’ta yazdıklarını biri annen içinde da kız kardeşin ya da senin için yazsa acaba sen ne cevap verirsin ?
Gerisini Allah’a ve siz kıymetli okuyuculara havale edip Zeynel Abidin Beyazgül ve İbrahim Halil Karaca’ya belki de en uzak noktadan sabır ve sağduyu diliyorum.