NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

11 NİSAN 1920 URFA KURTULUŞUNUN BİLİNMEYEN YÖNLERİ

Birinci dünya savaşına, dönemin süper devletleri olan Avrupa devletleri arasında buna dünyaý'ı payaşım savaşı da denilebilir.  Zira Avrupa'da gelişen sanayı ham madde ve yeni pazarlar bulmak için bu devletler bir rekabet içerisine girdiler. İtilaf ve ittifak devletleri olmak üzere iki karşıt güç olarak iki bloka ayrıldılar.  Osmanlı devleti zayıf bir devlet olarak Almanya liderliginde bulunan  İttifak devletleri yanında yer aldı.  Sonuçta ittifak devletleri Ingiltere ve Fransa liderliğinde bulunan İtilaf devletleri karşısında yenildiler. Böylece Osmanlı devleti de yenilmiş oldu. Anadolu topraklarını aralalarında paylaştılar. Batı Anadolu Yunanlara verildi. Güney Anadolu Akdeniz bölgesi Italyanlara, Güneydoğu anadolu Ingiltere ve ve Fransızlara verildi. Sömürgeci, isgalci devletler,  Sykes ve Picot adlı Ingiliz ve Fransız yüzbaşılar kendi adlarıyla bir anlaşma imzalayarak Suriye ve Urfayı paylaştılar. Bunun sonucunda  Urfa ile Suriye arasına sınır çizildi. Akraba köyleri halkı ikiye bölündü.  Urfa'yı önce 24 Ekim 1919 da İngilizler işgal ettiler. Doğru bilginin bilinnmesi gereği tarihi gerçekleri tarafsız, objektif yazmak gerekiyor. Zira bugünü bilmek için dünü bilmek, tarih bilinci önem teşkil ediyor. Böyle yapılırsa hatalar ve sevaplariyla birlikte ileriye yönelik doğru bir yol yöntem izlenir. Bu düşünceyle çoğu kimsenin bilmedikleri bazı önemli ayrıntıları belirtmek gerekiyor.  Urfalı yaşlı büyüklerin anlattıklarına göre İngiliz güçleri şehirde centilmen bir şekilde hareket etmişler. Bazı evleri, asker barınma yerlerini zorla almamışlar, kiralamışlar, üstelik kira paralarını fazla bile vermişlerdir. Ingiliz askerleri temiz elbiselerle ikişerli olarak  sarayönünden aşağı çarşıya kadar intizamlı bir şekilde gidip gelirler, halkı rahatsız etmezlermiş. Yine yaşlı kişilerin anlattıklarına göre bazı Urfa eşrafı ve tüccarları, bunlara burjuva demek mümkün.  Hasan paşa camisinde toplanmışlar.  Ingilizlerin bu kibar davranışlarından dolayı tepki göstermemek, hatta destek vermek gerektiğine dair bir karar vermişler. En azindan böyle bir fikir teatisinde bulunmuşlardır. Ancak İngiltere ve Fransa arasında daha önceki anlaşma şartları gereği Fransızlar daha çok sömürgelerin'den  topladıkları bazıları müslüman olan 500 sayıda  askerle 30 Ekim 1919 da urfa'ya girerek işgal ettiler.  Fransız askerleri çarşı kontrol ve gezilerinde halka iyi davranmadılar. Bundan dolayi Urfa eşrafından 12 kişi Fransız isgalcileri Urfa'dan çıkartmak için anlaştılar, karar aldılar. On ikiler diye bilinen bu direnişçi güçleri Urfa'ya jandarma komutanı oarak yeni atanmış İrak Kürt bölgesi Revanduz şehri doğumlu, yüzbaşı Ali Saip bey örgütlemiştir. Bunun  Urfa'nın kurtuluşunda büyük katkısı olmuştur.  Ali saip bey Siverek"e giderek orada Kürt aşiretlerini Fransızlara karşı birleştirmiştir. Anlatılana göre orada şimdiki belediye başkanımız Kasım Gülpınar'ın dedesi Şeğ Eyyüp'ün Urfa kurtuluşunda  önemli katkısı olmuştur.  7 Şubat 1920 de Yüzbaşı Ali Saip bey, Fransız komutanlarına bir ültimatom vererek Urfa'yı dehal 24 saate terketmesini bildirmiştir. Düşman güçleri bunu kabul etmemişler. Bunun üzerine Siverek'te hazırlanan Kürt süvarileri 9 Şubatta Urfa'ya gelmişler. Urfa merkezi ve Suruç güçleri ile birlikte Fransız güçlerine savaş açmışlardir. Yerel güçler büyük bir kahramanlık göstererek yüzlerce şehit verilerek Fransızlar 11 Nisan 1920 de Urfa'dan çıkartılmıştır. Urfa kurtuluşunun önderi Ali Saip beye Atatürk tarafından Urfa savaşçısı anlamına gelen Ursavaş soyadı verilmiştir. Ayrıca 12'ler olarak bilinen kişilere altin madalya verilmiştır. 22 Haziran 1984 tarihinde Türkiye büyük millet meclisi Urfa'ya Şanlı ismini vermiştir. Böylece Şanlıurfa olmuştur. Doğru bilgi vermek, adını koymak gerekirse Urfa'nın kuruluşunda şehir merkezi olmak üzre özelikle Siverek ve Suruç ilçe güçlerinin büyük katkısı olmuştur. Suruç'un katkısı da çoktur. Belki daha önemlidir. Zira Urfa'da Fransızlara yardım olarak gelecek lojistik destek, askerler ve askeri malzemeler, Suruç Mürşitpinar tren hattındaki çatışmalardan sonra engellenmiştir. Oradaki çatışmalarda Suruç aşiretleriyle birlikte özelikle Berazi ve Şeddadi aşiretinin önemli katkısı olmuştur. Suriye'de bulunan Fransız birligi komutanı Berazi aşireti reisi Bozan beye giderek, Urfa'yı birlikte alarak, oranın yönetimini size verelim teklifini komutanın elini sıkmayarak sert bir tepki göstererek biz Osmanliyiz müslümanız, siz ecnebisiniz, biz Türklerle kardeşiz diyerek red etmiştir. Aslında Urfa kurtuluşunun kırılma noktası Suruç direnişi olmuştur. Orada Şeddadi aşiretine mensup Halil ağa öncel büyük bir kahramanlık göstermiştir. Fransız komutanın elinde bulunan dönemin en etkili silahi mitaralyozü almış, bir çok Fransız askerini öldürmüştür. Diğer bir Şeddadi bu satırların yazarının dedesi Hacı Hüseyin Öncel cesur bir şekilde savaşmıştır.  Ama sonra ne yazık ki Urfa'yı düşmandan kurtaran çoğunluğu Kürt olan bir halkın kimliği, dili, varlığı, Türkiye cumhuriyetini kuran Atatürk tarafından inkar edilmiş, yasaklanmıştır. Bu da tarihin acı ironik bir gerçeğidir. Oysa Osmanlı devletinde böyle bir ayrım ve inkar yoktu. Müslüman ümmeti birliği vardı. Türkiyenin birligi ve beraberligi gerçek bir manada isteniyorsa tek yanlı milliyetçi bir anlayışla olmaz. Kardeşlik deniliyorsa, birlik deniliyorsa hak ve hukuk eşitlikle doğrulukla olur.
Ekleme Tarihi: 10 Nisan 2025 - Perşembe

11 NİSAN 1920 URFA KURTULUŞUNUN BİLİNMEYEN YÖNLERİ

Birinci dünya savaşına, dönemin süper devletleri olan Avrupa devletleri arasında buna dünyaý'ı payaşım savaşı da denilebilir.
 Zira Avrupa'da gelişen sanayı ham madde ve yeni pazarlar bulmak için bu devletler bir rekabet içerisine girdiler.
İtilaf ve ittifak devletleri olmak üzere iki karşıt güç olarak iki bloka ayrıldılar.  Osmanlı devleti zayıf bir devlet olarak Almanya liderliginde bulunan  İttifak devletleri yanında yer aldı.
 Sonuçta ittifak devletleri Ingiltere ve Fransa liderliğinde bulunan İtilaf devletleri karşısında yenildiler. Böylece Osmanlı devleti de yenilmiş oldu. Anadolu topraklarını aralalarında paylaştılar. Batı Anadolu Yunanlara verildi. Güney Anadolu Akdeniz bölgesi Italyanlara, Güneydoğu anadolu Ingiltere ve ve Fransızlara verildi. Sömürgeci, isgalci devletler, 
Sykes ve Picot adlı Ingiliz ve Fransız yüzbaşılar kendi adlarıyla bir anlaşma imzalayarak Suriye ve Urfayı paylaştılar. Bunun sonucunda  Urfa ile Suriye arasına sınır çizildi. Akraba köyleri halkı ikiye bölündü. 
Urfa'yı önce 24 Ekim 1919 da İngilizler işgal ettiler. Doğru bilginin bilinnmesi gereği tarihi gerçekleri tarafsız, objektif yazmak gerekiyor. Zira bugünü bilmek için dünü bilmek, tarih bilinci önem teşkil ediyor. Böyle yapılırsa hatalar ve sevaplariyla birlikte ileriye yönelik doğru bir yol yöntem izlenir. Bu düşünceyle çoğu kimsenin bilmedikleri bazı önemli ayrıntıları belirtmek gerekiyor.
 Urfalı yaşlı büyüklerin anlattıklarına göre İngiliz güçleri şehirde centilmen bir şekilde hareket etmişler. Bazı evleri, asker barınma yerlerini zorla almamışlar, kiralamışlar, üstelik kira paralarını fazla bile vermişlerdir. Ingiliz askerleri temiz elbiselerle ikişerli olarak  sarayönünden aşağı çarşıya kadar intizamlı bir şekilde gidip gelirler, halkı rahatsız etmezlermiş.
Yine yaşlı kişilerin anlattıklarına göre bazı Urfa eşrafı ve tüccarları, bunlara burjuva demek mümkün. 
Hasan paşa camisinde toplanmışlar.  Ingilizlerin bu kibar davranışlarından dolayı tepki göstermemek, hatta destek vermek gerektiğine dair bir karar vermişler. En azindan böyle bir fikir teatisinde bulunmuşlardır.
Ancak İngiltere ve Fransa arasında daha önceki anlaşma şartları gereği Fransızlar daha çok sömürgelerin'den  topladıkları bazıları müslüman olan 500 sayıda  askerle 30 Ekim 1919 da urfa'ya girerek işgal ettiler. 
Fransız askerleri çarşı kontrol ve gezilerinde halka iyi davranmadılar. Bundan dolayi Urfa eşrafından 12 kişi Fransız isgalcileri Urfa'dan çıkartmak için anlaştılar, karar aldılar. On ikiler diye bilinen bu direnişçi güçleri Urfa'ya jandarma komutanı oarak yeni atanmış İrak Kürt bölgesi Revanduz şehri doğumlu, yüzbaşı Ali Saip bey örgütlemiştir. Bunun  Urfa'nın kurtuluşunda büyük katkısı olmuştur. 
Ali saip bey Siverek"e giderek orada Kürt aşiretlerini Fransızlara karşı birleştirmiştir. Anlatılana göre orada şimdiki belediye başkanımız Kasım Gülpınar'ın dedesi Şeğ Eyyüp'ün Urfa kurtuluşunda  önemli katkısı olmuştur. 
7 Şubat 1920 de Yüzbaşı Ali Saip bey, Fransız komutanlarına bir ültimatom vererek Urfa'yı dehal 24 saate terketmesini bildirmiştir.
Düşman güçleri bunu kabul etmemişler. Bunun üzerine Siverek'te hazırlanan Kürt süvarileri 9 Şubatta Urfa'ya gelmişler. Urfa merkezi ve Suruç güçleri ile birlikte Fransız güçlerine savaş açmışlardir. Yerel güçler büyük bir kahramanlık göstererek yüzlerce şehit verilerek Fransızlar 11 Nisan 1920 de Urfa'dan çıkartılmıştır. Urfa kurtuluşunun önderi Ali Saip beye Atatürk tarafından Urfa savaşçısı anlamına gelen Ursavaş soyadı verilmiştir. Ayrıca 12'ler olarak bilinen kişilere altin madalya verilmiştır. 22 Haziran 1984 tarihinde Türkiye büyük millet meclisi Urfa'ya Şanlı ismini vermiştir. Böylece Şanlıurfa olmuştur.
Doğru bilgi vermek, adını koymak gerekirse Urfa'nın kuruluşunda şehir merkezi olmak üzre özelikle Siverek ve Suruç ilçe güçlerinin büyük katkısı olmuştur.
Suruç'un katkısı da çoktur. Belki daha önemlidir. Zira Urfa'da Fransızlara yardım olarak gelecek lojistik destek, askerler ve askeri malzemeler, Suruç Mürşitpinar tren hattındaki çatışmalardan sonra engellenmiştir. Oradaki çatışmalarda Suruç aşiretleriyle birlikte özelikle Berazi ve Şeddadi aşiretinin önemli katkısı olmuştur. Suriye'de bulunan Fransız birligi komutanı Berazi aşireti reisi Bozan beye giderek, Urfa'yı birlikte alarak, oranın yönetimini size verelim teklifini komutanın elini sıkmayarak sert bir tepki göstererek biz Osmanliyiz müslümanız, siz ecnebisiniz, biz Türklerle kardeşiz diyerek red etmiştir. Aslında Urfa kurtuluşunun kırılma noktası Suruç direnişi olmuştur.
Orada Şeddadi aşiretine mensup Halil ağa öncel büyük bir kahramanlık göstermiştir. Fransız komutanın elinde bulunan dönemin en etkili silahi mitaralyozü almış, bir çok Fransız askerini öldürmüştür.
Diğer bir Şeddadi bu satırların yazarının dedesi Hacı Hüseyin Öncel cesur bir şekilde savaşmıştır. 
Ama sonra ne yazık ki Urfa'yı düşmandan kurtaran çoğunluğu Kürt olan bir halkın kimliği, dili, varlığı, Türkiye cumhuriyetini kuran Atatürk tarafından inkar edilmiş, yasaklanmıştır. Bu da tarihin acı ironik bir gerçeğidir. Oysa Osmanlı devletinde böyle bir ayrım ve inkar yoktu. Müslüman ümmeti birliği vardı.
Türkiyenin birligi ve beraberligi gerçek bir manada isteniyorsa tek yanlı milliyetçi bir anlayışla olmaz. Kardeşlik deniliyorsa, birlik deniliyorsa hak ve hukuk eşitlikle doğrulukla olur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.