Halepçe Irak Kürdistan bölgesinde, İran sınırında bir ilçedir. Halkın nerdeyse tamamı Kürt'tür. 1980 tarihinde başlayan 8 yıl süren İran Irak savaşında, Irak Kürtleri kendilerine zulüm yapan Arab baas milliyetçisi, bir nevi nasyonal sosyalist Saddam Hüseyin rejimine karşı, haklı olarak İran'ı desteklemişlerdir.
Bundan dolayı ırkçı Baas iktidarı, Irak Kürt halkına karşı Kur'an'da bir süre olan Enfal adını ( Ganimet) verdikleri bir soykırım hareketini 12 Mar 1986 de başlatmışlardır.
7 Haziran 1989 tarhinde sona eren bu soykırım hareketinde 182 bin Kürt öldürülmüştür. Enfal adlı mezalim hareketin doruk noktası Halepçe olmuştur. Saddam yönetimi, Halepçe'yı tümüyle yok etme kararı vermiştir. Canavarca, zalimce imha kararının nedeni, Irak Kürt halkının köle olmadan, özgürce yaşama iradesidir.
Halepçe'de savunmasız sivil Kürt halkına karşı, 20. yüzyılın Hiroşima ve Nagazaki'si yaşanmıştır. Hemde sözde müslüman Arab yönetimi tarafından, yine bir müslüman halk olan, Abdul Kadir Geylanin'in, Selahaddin Eyyübi'nin, Eba Müslimi, Horasan'ın, Said Nursin'in torunları olan Kürt halkına karşı bir soy kırım yapılmıştır.
Saddam Katliam için kuzeni Hasan Ali el Mecid'i görevlendirmiştir. Sonra adı kimyasal Ali olan, el Mecid, katliamın planlamasını yapmış, 16 Mart 1988 de, 8 tane Rus yapımı Mıig - 23 uçakları beş saat boyunca Halepçe'ye Kimyasal bombalar yağdırmışlardır.
Bombardıman sonucu, anneleriyle birlikte kundaktaki bebekler dahil, çoluk çocuk binlerce insan, zehirli gazlar sonucunda, nefes alamaz duruma gelip, acı çekerek ölmüştür. Binlerce suçsuz insan yaralanmış, sakat kalmıştır. Ölenlerin çoğu, kadın, çocuk, yaşlı, savaşla ilgileri olmayan masum insanlardır.
Kimyasal bombalar atıldıktan sonra, Halepçe'ye giden İngiltere haber ajansı BBC savaş muhabiri gördüğü imha jenosid karşısında şaşkına döner, şok geçirir. Şunları söyler: "Halepçe'ye yapılan kimyasal silahlı saldırı sonucunda ortaya
çıkan görüntü, hayatımda gördüğüm en kötü görüntüydü. Sokaklar, duvar dipleri kıvrılmış cesetlerle doluydu.
Yakından baktığımda çoğunun birini korumaya çalışırken öldüğünü görmüştüm. Korumaya çalıştıkları bebekler, çocukları ya da eşleri olmuştu. Daha önce İran Irak savaşında askerlere karşı kullanılan kimyasal silah saldırısı sonucunda ortaya çıkan dehşetli manzaraya tanık olmuştum. Ama bu sinsi zalim gazların savunmasız kadın, erkek ve çocukları ne hale soktuğunu görmek daha kötütdü." açıklamasında bulunmuştur.
Hiç bir savaş kuralına uymayan, yeri olmayan, bu hareket tam bir soykırım olmuştur. Atlılan çok öldürücü, yakıcı bombalar, modern dünya tarihinde bir ilk olan, Japonya'ya atılan atom bombası ile eş değer tutulmuş, Halepçe Ortadoğunun Hiroşiması olarak tanımlanmıştır.
Dünya kamuoyu bu katliamı insanlığa karşı bir suç saymışlar. Bazı Avrupa ülkeleri bunu Bir Kürt soykırımı olarak kabul etmişlerdir. Sert tepki göstermişlerdir.
Saddam yönetimi, Birleşmiş milletler BM tarafından yasaklanmış, kimyasal bombaları bir savaş suçu olarak ilan etmesine rağmen, Faşist Irak yönetimi en öldürücü kimyasal gazları Kürtlere karşı kullanmışlardır. Bunun sonucunda anında ölen masum insanlar dışında şimdiye kadar, dünya sağlık Örgütü VHO raporlarına göre, giderek, peyder pey, 43 bin 753 aşkın insanın ölümüne 61 bin fazla kişinin de sakat kalmasına sebep oldu. denilmiştir.
Enfal Kürt yok etmee hareketinin en acımasız olanı Hlalepçe Kimyasal katliamından üç gün sonra Kuvvet'te 53 İslam ülkesinin devlet başkanları İslam zirvesi için toplanıyorlar. Böylesi zirvelerin amacı ne olur? müslümanların maddi ve manevi sorunlarına çare aramaktır. Olayın en acı en düşündürücü tarafı, bu kadar sözde İslam ülkesi başkanları yanı başlarında yok edilen bir müslüman halk hakkında bir kelime, bir cümle dahi söylenmemiş olmalarıdır.
Biz de haklı olarak hangi insanlık, hangi müslümanlık diyoruz. Böyle bir şey olamaz. Bunu akıl, mantık, strateji kabul etmiyor. Böyle bir anlayıs, doğrusu buna anlayışlıksız demeliyiz. Günümüzde Filistin halkının ırkçı siyonist İsrail tarafından binlerce masum insanın katline neden oluyor, desek doğru olur. Kürt halkına karşı yapılan Enfal hareketi benzeri zalim hareket Sudan ırkçı Arab
yönetimi Ömer el Beşir döneminde Afrikalı müslüman Darfur halkına karşı yapılmıştır. Yüz binlerce insan öldürülmüştür. Yine çok acıdır, hiç bir müslümam ükle temsilcileri bir şey dememişlerdir.
Şimdi sayıları ortalama 60 olan müslüman ülke böylesi sistemli Filkistin katliamına dur diyemiyor, esaslı sonuç olıcı bir tepki veremiyor. Sadece iç kamuoylarına yönelik tepki gösteriliyor. Tek kelimeyle yazıklar olsun demek gerekiyor. Halepçe katliamının 36. yıl dönümü münasabetiyle yazılan bu yazının amacı böylesi insani islami konularda gayet duyarlı olmak, bir daha böylesi mezalimlerin yaşanmaması için hatırlamak gerkiyor. Dileğimiz kirli savaşlarda ölen insanların ruhları şad olsun, Allah ailelerine sabır ihsan etsin. yapılacak başka bir şey yoktur.