Bediüzzaman Van'a tekrar geldikten sonra köyleri aşiretleri gezerek durmadan yorulmadan İslam dinini ve çağdaş bilgileri meşrutiyeti, insan haklarını, özgürlükleri halka anlatıyordu.
Dünya malına zerre kadar önem vermiyordu. Benim bütün meselem milleti şuurlu yapmaktır anlamına gelen çalışmalar yapıyordu.
Aşiretleri gezerken şöyle diyordu: "Ey göçerler! sizde olan yarı hürriyettir. diğer yarısı da başkasının hürriyettini bozmamaktır."
Soru- Hürriyet nasıl imanının özeliğidir? cevap - "İman bağı ile şuurlu bir şekilde evreni bilen inceleyen insan nasıl ki başkasının emrine ve baskısına girmiyor, haklarının çiğnenmesini istemezse, başkalarının hürriyet ve hukukuna da saygılı olur, ihlal etmez.
Evet, bir padişahın doğru bir çalışanı, bir çobanın haklarına riayet eder, onu sömürmek gibi bir alçaklığa girmez. Demek iman ne kadar mükemmel olursa, 0 derece hürriyet parlar. İşte asrı saadet!..." örneği.
Soru- Bir büyük adama, bir veliye, bir şeyhe, bir büyük alime karşı nasıl özgür olacağız. Onların özelikleri için bize baskı yapmak haklarını kendilerinde görüyorlar. Biz sanki onların ayrıcalıklarının esiriyız gibi oluyoruz.
Cevap- Yetenek, alim olmak, şeyhlik gibi özelikleri olanların alçak gönüllü, mütevazi olmaları gerekir. Yok eğer böyle yapmıyor kendilerini üstün görürlerse onların bir özeliği yoktur olamaz. Onlara saygı göstermeyin, büyük olarak kabul etmeyin.
S- Gayri müslimlerle nası eşit olacağız?
C- Eşitlik makam ve mevkide değil, hukuktadır. Hukukta ise şah ve sıradan bir insan aynıdır, ayrım yapılmaz.
Şeriat "karıncaya bilerek kasten ayak basmayınız" dediği halde, inanan bir müslüman nasıl başka insaların haklarını çiğner! İslam tarihinde farklı dinlerdeolsa dahi insan hakları hukuku uygalanmıştır.
Örneğin: Hazreti Ali düzenbaz bir Yahudi ile mahkemede yargılanmıştır. Bu mahkeme sonunda İmam aliinin suçsuz olduğu anlaşılmış, berat etmiştir.
Yine başka önemli bir örnek, Kudüs Fatihi Selahaddini Eyyubi bir Hristiyan ile mahkeme olmuştur. Ben haksız isem bana ne ceza verirseniz buna razıyim demiştir.
"Meşrutiyette eğemenlik milletindir. Hükümet ise halkın hizmetkarıdır. Vali, kaymakam reis değil, ücretli çalışanlardır. Yönetenlerin iradesi asla halkın üstünde olamaz. Devam edecek