Said Nursi'nın Türkiye devletinin kurulmasında ve devamında önemli katkıları olmuştur. Bunu psikiatri profesörü Nevzat Tarhan Yazdığı "Çağın vicdanı Bediüzzaman" adlı kitabında sosyal ve siyasal olarak saptamıştır.
Said Nursi 5.12.1908 de Ey Kürtler diye bir bildiri yayınlamıştır. Bediüzzaman'nı iyi takip etmeyen, kendisini iyi okumayan bazı önyargılı kişiler bu bildiriden dolayı kendisini bölücülük yaptığını zanneder.
Oysa gerçek bambaşkadır. şöyle der: "Kürdistan'a verilecek muhtariyetten bahsediliyor! Kürdler, ecnebi himayesinde bir muhtariyeti kabul etmektense ölümü tercih ediyorlar." demiştir.
Türkiye'nin birliğini samimi bir şekilde istemiş, Emperyalist devletlerin himayesinde Bir Kürt devletini kabul etmemiştir.1 Şubat 1920'lere gelindiğinde bağımsız Kürdistan sesleri yükselmeye başlamıştı. Kürdlerin temsilcisi Serif Paşa. Ermeni heyet başkanı Bogos Nubar Paşa ile 20 Şubat 1920'de bağımsız Kürdistan'ı kurmak için antlaşma imzaladılar.
Said Nursi 7 Mart 1920 İkdam gazetesinde bu anlaşmayı sert bir şekilde eleştirmiştir. Daha evvel Şerif Paşa'ya evet diyen Kürt aşiret reisleri, Said Nursin'nin bu oyuna katılmayın mektubu üzerine, Şerif Paşa'ya çektikleri telgraflarda bu harekete katılmayacaklarına dair kesin ifade kullanmışlardır. Hal böyle olduğu halde Said Nursi halkı cahil kalmasın Ey Kürtler diye bir bildiri yayınlamasına bölücülük diyenler utanmalıdır.
Asıl bölücü olanlar, bölücülük yapanlar Bediüzzaman'ın kendi ırkı ile ilgili söylediklerini, yazdıklarını kabul etmeyenlerdir. Said Nursi'nin yazdğı eserler 50'ye yakın dünya diline çevrilmiştir. Eserlerini Arapça, Türkçe, ve Kürtçe olarak kaleme lmıştır. Örneğin İşarat'ül İcaz kitabının aslı kürtçedir. Tarihçe-i Hayat kitabını yazan Müküslü Hamza Said Nursi hakkında şöyle der: "Hazreti üstad Kelam-ı Kadimi eline alıp Kürtçe anlatırdı. Hiç kitaba ve tefsire bakmazdı. Arkadaşlarımızdan Molla Habib namında bir efendi Kürtçe not tuttardı. Bu gün Evkaf matbaasında basımını gerçekleştirmeye çalıştığımız bu İşarat'ül-İcaz kitabının kaynağı, Harbi umumide Harp cephesinde kaydedelen o notlardır" Münazarat adlı Kürtçe yazdığı kitabının önsözünde şöyle der: "Ben Kürtçe
düşünürüm, Arapça ve Türkçe yazarım." demiştir. Manifesto denilen kürtçe yazılan bu bildiriyi önce orjinal şeklinde, sonra Türkçesini verelim.
Ey Geli Kurdan!
İttifakake de kuvet ittihade de heyat, di biratiye de seadet, hükümete da selamet heye. Kapika ittihade ü şirita muhebette kevi bigrin, da we ji belaye xilas ke.
Kenc guhe xwe bidine, ez etiştekki ji wera bibejim: Hun bizinin ku se cewhere me hene; hıfza xwe ji me dixwazin. yek İslamiyet: Ku hezar hezar xuna şehidan, buhaye ve dane. e duduyan İnsaniyet: Ku lazıem e em xwe nezare xelke da bi xizmeta ekli ciwanmereni ü insaniyeti, xwe nişani dune bidin. e sisiyan Milliyeta me ye: Ku meziyete da me e bere ku bi kenciye xwe sax in, em bi kare xwe hıfza milliyeta xwe, ruhe wan kebra wan de şad bikin. Pişti we se dijmine me hene, xerb dikin: yek fekirti ye: Çil hezar hemmale İstenbole delile we ye. e dudiyancehalat ü bexandini : Ku hezar ji me da yek kezata' nikarin bixwinin; delila we ye. esisiyan dijmini ü ixtilaf e: ku ew edawet, kuveta me wunda dike ü hukümet ji ji beinsafiya xwe zulm li me dikir. Ku ew seh kir, bizanin çara me ev e ku em se şure elmas bi dest vwe ji dest xwe nekin ü her se dijmin xwe ser xwe rakin. ü şure ewil: Mearif ü xvendin e. E dudiyan: İttikak ü milli ye. Esisiyan : İnsane bi nefsa xwe şuxla xwe bike ü mimna sefilan ji kudreta xelke hevi neke u pişta xwe nedete. Üwesiyata paşi : xwendin,xwendin, xwendin. Dest hewgirtin, desthew girtin, dest hewgirtin... Mela Said.
Ey Kürtler!
Birlikte kuvet, beraberlikte hayat, kardeşliikte saadet, hükümette düzen (düzen/hukukta) selamet vardır. Muhabet bağını ve sevgi ipini sağlam tutunuz. Ta ki sizi belalardan kurtarsın. İyice dinleyin size bir şey diyeceğim: Biliniz ki üç temel değerimiz vardır; kendilerini korumamızı bizden istmektedir. Birincisi İslamiyettir ki binlerce şehidin kanı bedel verilmiştir. İkincisi İnsaniyettir ki dünya alem uluslar arası toplum nazarında değer biçilen ilmi fikri çalışmalrla, fazilet ve insaniyetimizle kendimizi dünyaya göstermeliyiz kabul ettirmeliyiz. Üçüncüsü: Milli kimlğimzdir ki bizim onurumuzdur. bizler bu alandaki çalışmalarımızla ve milli kimliğimizi, kültürümüzü koruyarak, tarihten bize bıraktıkları bu miras, iyilikleri ile var olan, yaşayan ecdadımızın ruhlarını kabirde şad etmeliyiz, bizimle gurur duymalarını sağlamaliyiz. Üç düşmanımız da vardır
ki bizi mahvediyorlar: Birincisi fakirliktir: İstanbul'daki kırk bin Kürt hamal bunun delilidir. İkincisi, cehalet ve eğitimsizliktirBizde binde bir kişinin gazete okuyamaması bunun göstergesidir. Üçüncüsü: Kendi aramızdaki düşmanlıklar, ihtilaflar ve ayrılıklardır. Bu düşmanlık gücümüzü kırmakta, enerjimizi tüketmektedir. Bizi terbiye edilmeesi gereken durumuna düşürüyor. Hükümet Devlet de insafsızlığından bize zulmediyordu. Bunları anladiysanız eğer, biliniz ki çaremiz şudur; Bizler bu üç değerimizi yitirmemek ve bu üç düşmanı başımızdan defetmek için, şu üç kılıcı kuşanmaliyiz. Birinci kılıç: Eğitim ve okumak. İkincisi: Birlik olmak, milli kimlik bilincine sevgisne sahip olmak. Üçüncüsü: Özgüven sahibi bir kişilikle özgücüne dayanarak girişimci bir anlayışla hareket etmek, sefiller, asalaklar gibi başkalara dayanmamak ve umudunu bağlamamak. Ve son vasiyet: Okumak, okumak, okumak!... El ele vermek, el ele vermek, el ele vermek!... Devam edecek