NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

BİR BAŞKA AÇIDAN BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ 31

Said Nursi Barla çam dağında günlerce gece gündüz yanlız kalır. Tefekküre düşüncelere dalardı. Dünyai Kainat nasıl yaratıldı sorusunu kendine sorar, cevabını Ku'an'ın ayetlerinden alır. Zira bilindiği gibi kutsal kitap Kur'an'ın birçok ayetinde dünya, evren, canlı varlıklar nasıl yaratıldı diye düşünün der. Örneğin deveyı örnek verir, deve nasıl yaratıldı, insan eliyle bir şey yaparsa, hazır malzemeler varken, kendisi yapar, bunu kendisine mal eder. Peki bu kocaman kozmos, kocaman kelimesi hafif kalır, sonsuz semavat kendiliğinden veya tesadüfen yaratılmış olamaz. Bunun bu çok büyük, aklın alamayacağı bu muazzam eserin bir sahibi olması gerekir. Bu çok büyük güce insanlar kendi dillerinde bir isimle anarlar. Bizler bu büyük güce sırların sırına Allah deriz. İşte Bediüzzaman çam dağının tepesinde aklında ki sorulara cevap arar, bu çok önemli soruların cevabını Kur'an'da bulur. Zaten Said Nursinin Yazdığı Risaleyi Nur eserleri Kur'an'ın geniş tefsirleri yorumlarıdır. Eserleri, mesajları mektublar şeklinde başlar, "Aziz kardeşlerim , ben şimdi Çam dağında, yüksek bir tepede, büyük bir çam ağacının tepesinde bir yerde bulunuyorum."diye devam eder. On üçüncü mektub. Aziz kardeşlerim, hallım ahvalım, siyesetle ilgili pek çok soru soruyorsunuz. Birinci sorunuz: genel durumun nasıldır? Elcevap: Cenab-ı Erhamürrahine yüz bin şükrediiyorum ki. ehli dünyanın bana ettiği envay-ı zulmü, envay-ı rahmete çevirdi. Şöyle ki: Siyaseti terk ve dünyadan soyutlanarak Van'da bir dağın mağarasında ahireti düşünmekte iken, beni şeyh Said Kürt ve İslam isyani ile ilgili kabul eden ehli dünya ehli siyaset zulmen beni oradan çıkarıp sürgün ettiler. Halbuki: benim o isyanla kesinlikle bir alakam ve ilgim yoktu. Hatta Şeyh Said bana isyana katılmam için haber gönderip ısrar etmesine rağmen bunu kabul etmedim. Türk milleti ve askerleri bizim kardeşlerimizdır dedim. Kesinlikle silah çekmem ve silahlı isyana katılmam bu haramdır dedim. Buna rağmen bunu bildikleri halde beni sürgün ettiler. Ama bu sürgün şükür ediyorum benim ve Milleti İslam için inşallah daha çok faydalı oldu. Rahmet oldu diyebilirim. Zaten Rusya'da esarette iken, niyet ettim ve niyaz ettim ki ahir ömrümde bir mağaraya çekileyım. Erhamarrahimin, bana Barla'yı o mağara yaptı. Mağara faidesini verdi. İkinci sualiniz: Neden vesika almak için müracaat etmiyorsun? El cevap: şu meselede ben kaderin mahkumuyum, ehli dünyanın mahkumu değilim. Madem kader beni buraya getirdi, ben de Allah'a müracaat edeim. Üçüncü sualiniz: Neden siyasete karşı bu kadar lakayd ve ilgisizsin, bu siyasetin sefaletin, sefahatını hoş mu görüyorsun. korkuyor musun sükut ediyorsun? El cevap: Kur'an-ı hakimin hizmeti. beni şiddetli bir şekilde siyasetten men etti. Hatta düşünmesini dahi bana unutturdu. Yoksa bu korkuyla izah edilemez, zira yaşamım dinim uğruna korkmadığımın ispatıdır. Hem neden korkum olacak? Dünya ile ecelimden başka bir alakam yok. Çoluk çocuğumu düşünecek halim yok. Malımı düşüneceğim yok. Hanedanımın şerefini düşüneceğim yok. Zaten izzetle ölümü, zilletle hayata tercih edenlerdeniz. Devam edecek
Ekleme Tarihi: 02 Ağustos 2023 - Çarşamba

BİR BAŞKA AÇIDAN BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ 31

Said Nursi Barla çam dağında günlerce gece gündüz yanlız kalır. Tefekküre düşüncelere dalardı. Dünyai Kainat nasıl yaratıldı sorusunu kendine sorar, cevabını Ku'an'ın ayetlerinden alır.

Zira bilindiği gibi kutsal kitap Kur'an'ın birçok ayetinde dünya, evren, canlı varlıklar nasıl yaratıldı diye düşünün der.

Örneğin deveyı örnek verir, deve nasıl yaratıldı, insan eliyle bir şey yaparsa, hazır malzemeler varken, kendisi yapar, bunu kendisine mal eder.

Peki bu kocaman kozmos, kocaman kelimesi hafif kalır, sonsuz semavat kendiliğinden veya tesadüfen yaratılmış olamaz.

Bunun bu çok büyük, aklın alamayacağı bu muazzam eserin bir sahibi olması gerekir. Bu çok büyük güce insanlar kendi dillerinde bir isimle anarlar.

Bizler bu büyük güce sırların sırına Allah deriz. İşte Bediüzzaman çam dağının tepesinde aklında ki sorulara cevap arar, bu çok önemli soruların cevabını Kur'an'da bulur.

Zaten Said Nursinin Yazdığı Risaleyi Nur eserleri Kur'an'ın geniş tefsirleri yorumlarıdır.

Eserleri, mesajları mektublar şeklinde başlar, "Aziz kardeşlerim , ben şimdi Çam dağında, yüksek bir tepede, büyük bir çam ağacının tepesinde bir yerde bulunuyorum."diye devam eder.

On üçüncü mektub. Aziz kardeşlerim, hallım ahvalım, siyesetle ilgili pek çok soru soruyorsunuz.

Birinci sorunuz: genel durumun nasıldır?

Elcevap: Cenab-ı Erhamürrahine yüz bin şükrediiyorum ki. ehli dünyanın bana ettiği envay-ı zulmü, envay-ı rahmete çevirdi. Şöyle ki:

Siyaseti terk ve dünyadan soyutlanarak Van'da bir dağın mağarasında ahireti düşünmekte iken, beni şeyh Said Kürt ve İslam isyani ile ilgili kabul eden ehli dünya ehli siyaset zulmen beni oradan çıkarıp sürgün ettiler.

Halbuki: benim o isyanla kesinlikle bir alakam ve ilgim yoktu. Hatta Şeyh Said bana isyana katılmam için haber gönderip ısrar etmesine rağmen bunu kabul etmedim. Türk milleti ve askerleri bizim kardeşlerimizdır dedim. Kesinlikle silah çekmem ve silahlı isyana katılmam bu haramdır dedim. Buna rağmen bunu bildikleri halde beni sürgün ettiler.

Ama bu sürgün şükür ediyorum benim ve Milleti İslam için inşallah daha çok faydalı oldu.

Rahmet oldu diyebilirim. Zaten Rusya'da esarette iken, niyet ettim ve niyaz ettim ki ahir ömrümde bir mağaraya çekileyım. Erhamarrahimin, bana Barla'yı o mağara yaptı. Mağara faidesini verdi.

İkinci sualiniz: Neden vesika almak için müracaat etmiyorsun?

El cevap: şu meselede ben kaderin mahkumuyum, ehli dünyanın mahkumu değilim. Madem kader beni buraya getirdi, ben de Allah'a müracaat edeim.

Üçüncü sualiniz: Neden siyasete karşı bu kadar lakayd ve ilgisizsin, bu siyasetin sefaletin, sefahatını hoş mu görüyorsun. korkuyor musun sükut ediyorsun?

El cevap: Kur'an-ı hakimin hizmeti. beni şiddetli bir şekilde siyasetten men etti. Hatta düşünmesini dahi bana unutturdu. Yoksa bu korkuyla izah edilemez, zira yaşamım dinim uğruna korkmadığımın ispatıdır.

Hem neden korkum olacak? Dünya ile ecelimden başka bir alakam yok. Çoluk çocuğumu düşünecek halim yok. Malımı düşüneceğim yok. Hanedanımın şerefini düşüneceğim yok.

Zaten izzetle ölümü, zilletle hayata tercih edenlerdeniz. Devam edecek

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.