Bunu yazdığı mektuplarda, talebelerinin kendisine yazdıkları mektuplarda, açık, seçik, saklamadan olduğunu belirtiyorlardı. Ama buna rağmen iktidar, anlaşılan, Şeyh Said, Ağrı Zilan, Dersim Kürt isyanlarının korkusuyla Said Nursiye şüphe ile yaklaşıyorlardı. Bundan dolayı, Üstad işin esası benden korkmayın benim vatanı milleti bölmem diye bir düşüncem ve planım asla olamaz demek istiyordu. Geçmişi zaten söylediklerinin kanıtıdır. Haddim olmasa da şunu demeden kendimi alıkoyamıyorum, Üstadın hayatını okuduğumuzda, bunun sahi olduğunu, ayrıca kişilik çözümlemesi yapan her vicdanlı insan bunu görüyor, kendisinde asla yapmacık davranışlar yoktur şeklinde bir düşünce ortaya çıkıyor. Said Nursi eklıyor, İsparta, Denizli, Ankara mahkemeleri eserlerim, didik didik ettiler, kesinlikle bir siyasi suç unsuru bulamadılar. Ayrıca defalarca belirtir, yıllardır, gazete, kitap okumadığını, üst düzey br hükümet yetkilisiyle teması olmadığını belirtir. Kendisini bu konuda aslı astarı olmayan itham ve iddiaları yapanlara " Asıl sizleri mahkemeye vermek gerekir" diyordu. Çünkü millet Risle eserlerinden yararlanıyor, seviyor, bundan mutluluk duyuyorlar. Bu serlerin siyasetle, dünya ile ilgileri yoktur. Doğusuyla, batısıyla, Kürdü ile Türkü ile İslamiyet istikametinde insanları yek vücud etmek, birleştirmek istiyordu. Saidi Nursiyi üzen bu yalın gerçeğin hala anlaşılmamış olmasıdır. Hükümet aslında bunu biliyordu. Üstadın yaptığı çalışmaların milletin birliği açısından önem teşkl ettiğini anlamışlardı. Ancak diğer sayfalarda belirtildiği gibi İslami faaliyetlerin fazla ileri gitmesini de istemiyorlardı. CHP İktidarı son zamanlarda Said Nursi'nın çalışmalarının siyasi olmadığın, ülke, millet bütünlüğüne hizmet ettiğini anlamış olacak ki, Emirdağ hükümet yetkililerinin Ankara üst mercilere Said Nursi'nın iaşesi, günlük masrafıları için para yardımında bulunmuştur. Bu istek karşılık bulmuştur. Said Nursi gösterilen ilgiye karşılık teşekkür eder ve ekler " En ziyade muhtaç olduğum ve hayatımda en esaslı prensip olan hürriyetimdir. Asılsız şüphe yüzünden, eşsiz bir tarzda hürriyetimin kayıtlar ve baskılar altına alınması, beni hayattan cidden usandırıyor. Değil hapis ve zindanı belki kabri bu hale tercih ederim. Fakat iman hizmeti bana sabır veriyor. Madem bu zatlar artık biraz beni anlamışlar, hakkımda ki şüpheler zail olmuş, giderilmiş ise, benim hürriyetime karışmasınlar. "Evet ben ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşayamam." Evet on dokuz sene bu gurbette yalnız iki yüz lira, şiddetli bir iktisatl ve kuvvetli bir rıza ile, kendini idare ederek, hürriyetini ve izzeti-, lmiyesini muhafaza için kimseye hacet ve minet etmeden, sadaka ve zekat ve maaş ve hediyeleri kabul etmeyen bir adam elbette ihtiyaçlarından ziyade adalet içinde hürriyete muhtaçtır. " Devam edecek