Said Nursi öğrencilerine yönelik konuşmalarında ve yazılarında genelikle Aziz sıddık kardeşlerim diye hitap eder. Bu tarzını bayram mesajlarında kullanmaya daha bir özen gösterirdi.
Yine bir bayram tebriğinde umum (Genel) Nurcuların bayramlarını kutladıktan sonra İslam ve Arab birliğinin din kardeşliği yönünden önemini belirtir.
Ahmet adlı bir Denizli'li nurcu'nun Alman devlet adamı ve filizofu Bismark'ın Kur'an ve Hazreti Muhammed hakkında söyledikleri övücü sözleri aktarır.
Bismark şöyle demştir "Kur'an'ı her yönden inceledim. Her kelimesinde büyük bir hikmet gördüm. Bunun gibi insanlığı ve insanlığı idare edecek hiç bir eser yoktur gelemez."
Peygambere hitaben de "Ya Muhammed! Sana çağdaş olmadığımdan Çok üzgünüm. İnsanlık senin gibi eşsiz bir yeteneği bir defa görmüş, bundan sonra göremeyecektir.Bundan dolayı senin huzurunda tam kusursuz bir saygıyla eğiliyorum." diye imzasını atmıştır. diyerek bu önemli demeci öğrencileriyle paylaşır.
Ayrıca, Amerika'nın ünlü filozofu Kalayi'nın tıpkı Bismark gibi "Başka kitaplar hiç bir yönden Kur'an'a yetişemez. Gerçek söz odur, onu dinlemeliyiz." Diyen, filozof'un İslam dini hakkında yorum ve övgülerini aktarır.
Öğrencileri ile yazışmalarında bir ihlas, samimyet, hatta bir tevazü vardır. Sohbet, muhabet edasında konuşur, yazar.
hükümetin, bir çok mahkemelerden beraat ettiği halde. kendisiyle hala uğraştıklarını, bir suç delili aradıklarını, ama bulamadıklarını ısrarla belirtir.
İktidar mensuplarını insafa, vicdana davet eder.Gençliğinde kendi tabiriyle eski Said döneminde siyasetle uğraştığını itiraf eder.
Ama şimdi yeni Said döneminde kesinlikle siyasetle uğraşmadığını, hatta yirmi yıldır gazete dahi okumadığını, kendisine gelen gazeteleri, arkadaşları huyunu bildikleri için kendisine vermedklerini belirtir.
Bilindiği gibi, sanırım tekrarda yarar vardır. Bediüzzaman hayatını ikiye ayırmıştı. Eski Said dönemi ve yeni said dönemi diye.
Üstad her türlü baskıya ve zorluğa karşı hiç bir zaman umudunu ve metanetini kaybetmez. Hatta öğrencilerine bile bu anlamda dahi Aziz ve Sıddık kardeşlerim diyerek onlara moral verir.
Bu kadar yıldır baskı ve zülum nasıl geçtiyse, onlara nasıl göğüs gerdiysek bunların da geçeğini söylerdi.
Bundan otuz sene evvel şöhretin, gösterişin ne kadar zararlı, bu dünyanın geçici, ahiretin baki devamlı olduğunu Kur'an'ın himmetiyle öğrendiğini ve bundan büyük bir mutluluk duyduğunu gayet samimi bir şekilde anlattığı aktarılır. Devam edecek