NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

BİR BAŞKA AÇIDAN BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ -60

Üstad, hayatını gurbet ellerde geçirdiğini, bundan asla şikayetçi olmadığını, tek amacının insanların imanını güçlendirmek ve İslam davası olduğunu belirtir. Yirmi sene sürgün edildiğini, serbest bırakıldığı halde, binlerce akraba ve yakınlarının olduğu, doğduğu memleketine gitmediğini, gurbeti, kimsesizliği dine hizmet etmek için tercih ettiğini,bunun bilinmesine rağmen, yaşlılığı, hasta halinde eziyetlere uğradığını söyler. Yeni Said döneminde siyasetle meşgul olmadığını hatta bunu bilinçli bir şekilde tercih etmediğini bu konuda ünlü sözü "Siyasetten ve şeytandan Allaha'a sığınırım." demiştir. Kendisinin zevk aldığı davranışın evinde tek başına huşü içerisinde namaz kılmaktır. Üstad namazı çok sever, bazen sabaha kadar namaz ve ibadetle meşgul olduğu söylenir. Namaza dinin bir gereği olarak o kadar önem verir ki, nitekim "Peygamberimiz "Namaz dinin direğidir." demesi Kur'an ayetlerinin tefsir ve yorumları sonucunda "Namaz kılmayan haindir, merduttur." Hatta, mecliste bunu Mustafa Kemal'ın yüzüne karşı söylemekten çekinmemiştir. Camide cemaatle namaz kılmayı çok sever ve ister. Ancak halkın hürmet ve ilgisi bir anlamda şöhret duygusu yaratacağı endişesıyle namazını evde kılmayı tercih eder. Yirmi sene Türk halkıyla yakın ilişkisinin gösterdiği gerçek, yüz binler kıymetli Türk zatların bildiği üzere, bir dindar imanlı Türk'ü lakayd, ilgisiz çok Kürtlere tercih eden, hatta mahkemede Hafız Ali gibi imanı çok kuvvetli bir Türkü, yüz Kürdlere değiştirmeyeceğini ispat ettiğini söyler. Said Nursi buna rağmen kendisine karşı ayrım yapıldığını bunu içine sindiremediğini belirtir. Kırk seneden beri bütün kuvvetıyle verdiği eserleriyle, İslam kardeşliğine ve müslümanların birbirlerıyle sevgisi için çalıştığını, ama buna rağmen, tüm bu durum bilindiği halde, bazı güçler tarafından dostalarını ürkütmek için o Kürttür, siz Türksüsünüz, o Şafiidir siz Hanefisiniz diye ayrım yapıldığını, bunu içine sindiremediğini bunun büyük bir haksızlık olduğunu üzülerek acı bir şekşilde ifade eder. Halbuki Üstad kendi deyimiyle, Türk milletinin İslam dinin bayraktarlığını yaptığını, hiç bir zaman Kürtlüğünü öne çıkarmadığı bılindiği ve bunu defalarca söylemesine rağmen bu propağandanın yapılmasını büyük bir haksızlık olduğunu söylemiştir. Kendisiyle gereksiz çok uğraşıldığını bunu tekrarladığı ünlü deyimiyle "habbeyı kubbe" yaptıklarının diğer bir somut örneğini verir: İçişleri bakanı yardımcısının emriyle Afyon valisi emniyet müdürü Emirdağ'a gelirler, Said Nursi'nin gece evini basmak isterler, ancak Emirdağ savcısı buna izin vermez. Sabah olunca val, ile emniyet müdürü bir yığın güvenlik mensubu ve devletin emrinde çalışan iki kişi Said Nursi'nin kaldığı evi basarlari kşilidi kırarlar, orada yoktur. Sai Nursi her zaman yaptığı gibi faytonla kırlara tenha yerlere gitmiştir. Bu heyet bunu haber alınca Ankara'ya haber verilir. Oradan gelen beş uçak üstadın bulunduğu faytonun üzerinden uçar. Evine gelince uçaklar yine evin çevresinde uçarlar. Kendisine karşı yapılan bu yıldırma hareketinin aslında dış güçlere yaradığını belirtir. Devam edecek
Ekleme Tarihi: 07 Eylül 2023 - Perşembe

BİR BAŞKA AÇIDAN BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ -60

Üstad, hayatını gurbet ellerde geçirdiğini, bundan asla şikayetçi olmadığını, tek amacının insanların imanını güçlendirmek ve İslam davası olduğunu belirtir.

Yirmi sene sürgün edildiğini, serbest bırakıldığı halde, binlerce akraba ve yakınlarının olduğu, doğduğu memleketine gitmediğini, gurbeti, kimsesizliği dine hizmet etmek için tercih ettiğini,bunun bilinmesine rağmen, yaşlılığı, hasta halinde eziyetlere uğradığını söyler.

Yeni Said döneminde siyasetle meşgul olmadığını hatta bunu bilinçli bir şekilde tercih etmediğini bu konuda ünlü sözü "Siyasetten ve şeytandan Allaha'a sığınırım." demiştir.

Kendisinin zevk aldığı davranışın evinde tek başına huşü içerisinde namaz kılmaktır. Üstad namazı çok sever, bazen sabaha kadar namaz ve ibadetle meşgul olduğu söylenir.

Namaza dinin bir gereği olarak o kadar önem verir ki, nitekim "Peygamberimiz "Namaz dinin direğidir." demesi Kur'an ayetlerinin tefsir ve yorumları sonucunda "Namaz kılmayan haindir, merduttur." Hatta, mecliste bunu Mustafa Kemal'ın yüzüne karşı söylemekten çekinmemiştir.

Camide cemaatle namaz kılmayı çok sever ve ister. Ancak halkın hürmet ve ilgisi bir anlamda şöhret duygusu yaratacağı endişesıyle namazını evde kılmayı tercih eder.

Yirmi sene Türk halkıyla yakın ilişkisinin gösterdiği gerçek, yüz binler kıymetli Türk zatların bildiği üzere, bir dindar imanlı Türk'ü lakayd, ilgisiz çok Kürtlere tercih eden, hatta mahkemede Hafız Ali gibi imanı çok kuvvetli bir Türkü, yüz Kürdlere değiştirmeyeceğini ispat ettiğini söyler.

Said Nursi buna rağmen kendisine karşı ayrım yapıldığını bunu içine sindiremediğini belirtir.

Kırk seneden beri bütün kuvvetıyle verdiği eserleriyle, İslam kardeşliğine ve müslümanların birbirlerıyle sevgisi için çalıştığını, ama buna rağmen, tüm bu durum bilindiği halde, bazı güçler tarafından dostalarını ürkütmek için o Kürttür,

siz Türksüsünüz, o Şafiidir siz Hanefisiniz diye ayrım yapıldığını, bunu içine sindiremediğini bunun büyük bir haksızlık olduğunu üzülerek acı bir şekşilde ifade eder.

Halbuki Üstad kendi deyimiyle, Türk milletinin İslam dinin bayraktarlığını yaptığını, hiç bir zaman Kürtlüğünü öne çıkarmadığı bılindiği ve bunu defalarca söylemesine rağmen bu propağandanın yapılmasını büyük bir haksızlık olduğunu söylemiştir.

Kendisiyle gereksiz çok uğraşıldığını bunu tekrarladığı ünlü deyimiyle "habbeyı kubbe" yaptıklarının diğer bir somut örneğini verir: İçişleri bakanı yardımcısının emriyle Afyon valisi emniyet müdürü Emirdağ'a gelirler, Said Nursi'nin gece evini basmak isterler, ancak Emirdağ savcısı buna izin vermez.

Sabah olunca val, ile emniyet müdürü bir yığın güvenlik mensubu ve devletin emrinde çalışan iki kişi Said Nursi'nin kaldığı evi basarlari kşilidi kırarlar, orada yoktur.

Sai Nursi her zaman yaptığı gibi faytonla kırlara tenha yerlere gitmiştir. Bu heyet bunu haber alınca Ankara'ya haber verilir. Oradan gelen beş uçak üstadın bulunduğu faytonun üzerinden uçar. Evine gelince uçaklar yine evin çevresinde uçarlar. Kendisine karşı yapılan bu yıldırma hareketinin aslında dış güçlere yaradığını belirtir. Devam edecek

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.