NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

BİR BAŞKA AÇIDAN BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ -61

EMİRDAĞ'DAN AFYON'A GETİRİLİR CHP iktidarı Said Nursi ile hala uğraşıyordu. Bu zatın hiç bir siyasi harekete katılmadığını bildikleri halde, sırf yıldırma, taciz etme hareketi devam ediyordu. Daha önce belirtildiği üzere, iktidar, Said Nursi'nın ülkenin ve halkın birliğine zarar değil yarar sağladığını biliyordu. Ancak fazla taraftar kazanması, halkın nazarında daha fazla rağbet görmesi işlerine gelmezdi. Bunun kendilerine siyasi, sosyal zararları olacağının bilirlerdi. İktidar olaganüstü bu zatı sürekli kontrol altında tutma ihtiyacını hisediyordu. Bu nedenle devamlı ikemetgahını değiştiriyor, bir yerde sürekli kalması işlerine gelmiyordu. 1947 yılının son aylarında kendisi ve bazı öğrencileriyle birlikte bu defa Emirdağ'dan Afyon'a getirilir. Düzmece bir sorgudan sonra tutuklanır. Diğer bazı şehirlerde olan Risale-i Nur talebeleri de cezaevlerine konulur. Bediüzzaman'nın bir özeliği buna kerameti de denilebiliri her gittiği cezaevinde mahkumları iman ve İslam yoluna getirmesidir. Bu defada öyle olur. Afyon cezaevinde bulunan adli mahkumlar Nur yolcuları olurlar. Bundan dolayı üstadın kaldığı cezaevlerine Hazreti Yusuf'un Mısır cezaevinde kalmasından, oradaki mahkumları irşat etmesine atfen, Medresey-i Yusufiye denilir. Hapishane bir nevi Nur okulu olur. Daha önce Denizli cezaevi nerdeyse büyük bir okul olmuştu. Hatta tahliye edilen genç mahkumlar cezaevinden üstada hürmetten, sevgiden dolayı çıkmak istemezler.Küçük bir olay yapıp tekrar üstadın yanına gitmek için cezaevine girmek isteyenler olmuştur. Afyon cezaevine konulması yine yalanlar üzerine olmuştur. Yine eski nakaratlar devam etmiştir. Güya Said Nursi gizli dini cemiyet kurmuştur, rejimi yıkacaktır, Mustafa Kemal'e, İslam decallı, Süfyan demiştir iddiasıyla mahkemede ispatsız yargılama sonucunda kendisine yirmi ay hüküm veriyor. Diğer bir alime on sekiz ay, talebelere altı ay hüküm verilir. Bu karara derhal itiraz edilir, dava Ankara'ya yüksek mahkemeye temyize gönderilir. Orada verilen haksız hüküm kararı geçerli sayılmaz, beraat eder. Ancak Afyon mahkemesi Said Nursiyi tahliye edip etmeme üzerine teredüt eder, kararsız kalır. Bazı hukuki olmayan gerekçeler öne sürülerek karar verme uzatılır. Nihayet üstadın hükmü sona erdikten sonra davanın beraatıne karar verilir. İslam tarihinde böylesi emsali olmayan bir zata karşı uygulanan baskı, tecrit vicdanlara zor geliyordu. Ama halk Said Nursi'nin emriyle siyasete, isyana kalkışmiyordu. Sabırlı davranılıyor, İslami düşünür ve alim Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin dediği gibi "Görelim mevlam ne eyler, ne eylerse güzel eyler." sözünde olduğu gibi bir tevekül içerisinde gelişmeleri metanetle beklediler. Said Nursi Denizli cezaevinde çektiği sıkıntıyı Afyon cezaevinde bir günde çektiği söylenir. Hapishanede tam yirmi ay kışın dondurucu soğuk günlerinde yalnız başına hasta halıyle koğuşun penceresinin iki milim buz tutuğu bir yerde kalmıştır. Öyleki yatağında sağa, sola dönemeyecek, kalkıp gezecek bir durumda değildir. Böyle vahim bir durumda olduğu halde kendisine bir yardımcı verilmemiştir Devam edecek.
Ekleme Tarihi: 13 Eylül 2023 - Çarşamba

BİR BAŞKA AÇIDAN BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ -61

EMİRDAĞ'DAN AFYON'A GETİRİLİR

CHP iktidarı Said Nursi ile hala uğraşıyordu. Bu zatın hiç bir siyasi harekete katılmadığını bildikleri halde, sırf yıldırma, taciz etme hareketi devam ediyordu.

Daha önce belirtildiği üzere, iktidar, Said Nursi'nın ülkenin ve halkın birliğine zarar değil yarar sağladığını biliyordu. Ancak fazla taraftar kazanması, halkın nazarında daha fazla rağbet görmesi işlerine gelmezdi. Bunun kendilerine siyasi, sosyal zararları olacağının bilirlerdi.

İktidar olaganüstü bu zatı sürekli kontrol altında tutma ihtiyacını hisediyordu. Bu nedenle devamlı ikemetgahını değiştiriyor, bir yerde sürekli kalması işlerine gelmiyordu.

1947 yılının son aylarında kendisi ve bazı öğrencileriyle birlikte bu defa Emirdağ'dan Afyon'a getirilir. Düzmece bir sorgudan sonra tutuklanır. Diğer bazı şehirlerde olan Risale-i Nur talebeleri de cezaevlerine konulur.

Bediüzzaman'nın bir özeliği buna kerameti de denilebiliri her gittiği cezaevinde mahkumları iman ve İslam yoluna getirmesidir. Bu defada öyle olur. Afyon cezaevinde bulunan adli mahkumlar Nur yolcuları olurlar.

Bundan dolayı üstadın kaldığı cezaevlerine Hazreti Yusuf'un Mısır cezaevinde kalmasından, oradaki mahkumları irşat etmesine atfen, Medresey-i Yusufiye denilir.

Hapishane bir nevi Nur okulu olur. Daha önce Denizli cezaevi nerdeyse büyük bir okul olmuştu. Hatta tahliye edilen genç mahkumlar cezaevinden üstada hürmetten, sevgiden dolayı çıkmak istemezler.Küçük bir olay yapıp tekrar üstadın yanına gitmek için cezaevine girmek isteyenler olmuştur.

Afyon cezaevine konulması yine yalanlar üzerine olmuştur. Yine eski nakaratlar devam etmiştir. Güya Said Nursi gizli dini cemiyet kurmuştur, rejimi yıkacaktır, Mustafa Kemal'e, İslam decallı, Süfyan demiştir iddiasıyla mahkemede ispatsız yargılama sonucunda kendisine yirmi ay hüküm veriyor. Diğer bir alime on sekiz ay, talebelere altı ay hüküm verilir.

Bu karara derhal itiraz edilir, dava Ankara'ya yüksek mahkemeye temyize gönderilir. Orada verilen haksız hüküm kararı geçerli sayılmaz, beraat eder. Ancak Afyon mahkemesi Said Nursiyi tahliye edip etmeme üzerine teredüt eder, kararsız kalır.

Bazı hukuki olmayan gerekçeler öne sürülerek karar verme uzatılır. Nihayet üstadın hükmü sona erdikten sonra davanın beraatıne karar verilir.

İslam tarihinde böylesi emsali olmayan bir zata karşı uygulanan baskı, tecrit vicdanlara zor geliyordu. Ama halk Said Nursi'nin emriyle siyasete, isyana kalkışmiyordu. Sabırlı davranılıyor, İslami düşünür ve alim Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin dediği gibi "Görelim mevlam ne eyler, ne eylerse güzel eyler." sözünde olduğu gibi bir tevekül içerisinde gelişmeleri metanetle beklediler.

Said Nursi Denizli cezaevinde çektiği sıkıntıyı Afyon cezaevinde bir günde çektiği söylenir. Hapishanede tam yirmi ay kışın dondurucu soğuk günlerinde yalnız başına hasta halıyle koğuşun penceresinin iki milim buz tutuğu bir yerde kalmıştır. Öyleki yatağında sağa, sola dönemeyecek, kalkıp gezecek bir durumda değildir. Böyle vahim bir durumda olduğu halde kendisine bir yardımcı verilmemiştir Devam edecek.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.