NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

BİR BAŞKA AÇIDAN BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ -66

Said Nursi'nin eski bir arkadaşı, önde gelen bir fikir insanı ve gazeteci Eşref Edip 1952 yılında Bediüzzaman'la birröpotaj yapar bu önemli röpartaj'dan bazı bölümleri nakledelim "Üstadla tanışmamız kırk yılı geçti. O zamanlar hemen her gün iderehaneye gelir, Akifler, Naimler, Feritler, İzmirli'lerle birlikte saatlerce tatlı tatlı sohbetlerde bulunurduk. Üstad kendisine mahsus şivesiyle yüksek ilmi meselelerden konuşur. Onun konuşmasındaki yiğitlik ve cesaret bizi de heyecanlandırırdı. Sohbeti Kur'an ve iman üzerineydi. Millet ve memleket için canını vermekten zerre kadar çekinmeyen bir fedai. Milletin menfaati için her türlü zulme, işkenceye tahamül eder. Ona zulmedenlere beddua bile etmez. Onu zindanlara atanlara, ancak salah ve iman temmeni eder. Gaye uğrunda ölüm onun için basit bir şeydir. "Bana ızdırap veren, yalnız İslam'ın maruz kaldığı tehlikelerdir. Eskiden tehlikeler dışarıdan gelirdi: onun için direnmek kolaydı. Şimdi tehlike içeriden geliyor. Kurt, gövdenin içine girdi. Şimdi mücadele etmek zorlaştı. Korkarım ki cemiyetin bünyesi buna dayanmaz. İşte benim ızdırabım yegane ızdırabım budur. Yoksa şahsımn maruz kaldığı zahmet ve meşakaatleri, düşünmeğe bile vaktim yoktur. Keşke bunun bin misli meşakate maruz kalsam da İslam kalesinin istikbali selamette olsa!" demiştir. Böylesi, çıkarsız, karşılıksız bir memleket, millet, İslam iman sevgi ve mücadelesi herkeste bulunmayan bir özellik ve yetenektir. Tarafsız, objektif bir Bir tesbit yapacak olursak, böylesi üstün vasıflar ancak Said Nursi gibi her yüz yılda bir dünyaya geldiği söylenen kişilerden biri olan bu şahsiyette bulunur. Eşref Edip devam eder. Kendisi bir tabak çorba, bir bardak su, bir lokma ekmekle beslenirdi. Yapısı ufak tefek ama heybetli ve görkemliydi. Madetten belki dünyanın en fakir adamıdır, fakat maneviyat aleminin sultanıdır. En sevmediği şey siyassettir. 35 senede bir gazeteyi eline almış değildir. Dünya ile alakasını kesmiştir. Akşam namazından sonra ertesi öğleye kadar kimseyi kabul etmez. İbadetle meşgul olur. Pek az uyur. Talebelerini de siyasetten şiddetle men'eder. memleketin her tarafında yüz binlerce taraftarı ve talebeleri, ayrıca mühtelif üniversitelerde öğrenim gören çok sayıda öğrencileri vardır. Memleketin her tarafında bulunan Nur cemaatinden olan kişiler asayiş dışı hiç birdavranışları olamamıştır. Hatta anarşi çıkmaması için güvenlik kuvvetlerine yardımcı olmuşlardır." tespitinde bulunmuştur. Devam edecek
Ekleme Tarihi: 14 Eylül 2023 - Perşembe

BİR BAŞKA AÇIDAN BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ -66

Said Nursi'nin eski bir arkadaşı, önde gelen bir fikir insanı ve gazeteci Eşref Edip 1952 yılında Bediüzzaman'la birröpotaj yapar bu önemli röpartaj'dan bazı bölümleri nakledelim "Üstadla tanışmamız kırk yılı geçti. O zamanlar hemen her gün iderehaneye gelir, Akifler, Naimler, Feritler, İzmirli'lerle birlikte saatlerce tatlı tatlı sohbetlerde bulunurduk. Üstad kendisine mahsus şivesiyle yüksek ilmi meselelerden konuşur.

Onun konuşmasındaki yiğitlik ve cesaret bizi de heyecanlandırırdı. Sohbeti Kur'an ve iman üzerineydi. Millet ve memleket için canını vermekten zerre kadar çekinmeyen bir fedai. Milletin menfaati için her türlü zulme, işkenceye tahamül eder. Ona zulmedenlere beddua bile etmez. Onu zindanlara atanlara, ancak salah ve iman temmeni eder. Gaye uğrunda ölüm onun için basit bir şeydir. "Bana ızdırap veren, yalnız İslam'ın maruz kaldığı tehlikelerdir. Eskiden tehlikeler dışarıdan gelirdi: onun için direnmek kolaydı. Şimdi tehlike içeriden geliyor. Kurt, gövdenin içine girdi. Şimdi mücadele etmek zorlaştı.

Korkarım ki cemiyetin bünyesi buna dayanmaz. İşte benim ızdırabım yegane ızdırabım budur. Yoksa şahsımn maruz kaldığı zahmet ve meşakaatleri, düşünmeğe bile vaktim yoktur. Keşke bunun bin misli meşakate maruz kalsam da İslam kalesinin istikbali selamette olsa!" demiştir.

Böylesi, çıkarsız, karşılıksız bir memleket, millet, İslam iman sevgi ve mücadelesi herkeste bulunmayan bir özellik ve yetenektir. Tarafsız, objektif bir Bir tesbit yapacak olursak, böylesi üstün vasıflar ancak Said Nursi gibi her yüz yılda bir dünyaya geldiği söylenen kişilerden biri olan bu şahsiyette bulunur.

Eşref Edip devam eder. Kendisi bir tabak çorba, bir bardak su, bir lokma ekmekle beslenirdi. Yapısı ufak tefek ama heybetli ve görkemliydi. Madetten belki dünyanın en fakir adamıdır, fakat maneviyat aleminin sultanıdır.

En sevmediği şey siyassettir. 35 senede bir gazeteyi eline almış değildir. Dünya ile alakasını kesmiştir. Akşam namazından sonra ertesi öğleye kadar kimseyi kabul etmez. İbadetle meşgul olur. Pek az uyur. Talebelerini de siyasetten şiddetle men'eder. memleketin her tarafında yüz binlerce taraftarı ve talebeleri, ayrıca mühtelif üniversitelerde öğrenim gören çok sayıda öğrencileri vardır.

Memleketin her tarafında bulunan Nur cemaatinden olan kişiler asayiş dışı hiç birdavranışları olamamıştır. Hatta anarşi çıkmaması için güvenlik kuvvetlerine yardımcı olmuşlardır." tespitinde bulunmuştur. Devam edecek

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.