Talebelerın üstadı anlatmalarına devam ediyoruz.  "Bediüzzaman, hür adamların, hür memleketinin ilahi kuruluş felsefesini, akıllara nakşeden din adamıdır. Bu necib millet Bediüzzaman gibi nefsindeki menfaat putunu deviren insanların hizmetine çok ama çok muhtaçtır." Hukuk fakültesinden talebesi Ziya Nur. 19. Yüzyılın önemli düşünürü Bergson. Ahlakla dinin kaynağı adlı son kitaplarıından birisinde, özelikle ahlakın bir insan toplumunda, aşinmasindan, tekrar  yükselen bir değer haline gelmesi için, dindar, temiz, ahlaklı, önder olabilecek üstün şahsiyetlerin etkinliğiyle mümkün olabileceğini söyler. Elhak bu sosyolojik tespit doğrudur. Said Nursi'nin bir talebesinin üstadı hakkında yazdıklarının giriş bölümü özetle böyledir. Ziya Nur devam eder: Türk milletini mahvetmek isteyen, iç ve dış düşman güçler, Türk milletinin bekası çin çalışan Bediüzzaman'ı yalan dolanla etkisiz hale getirmek istediler. Diyor. Adını yukarda andığımız, Said Nursi'nin bu talebesi üste belirttiği görüşle gerçekleri saptırıyor. Bediüzzaman, Türklük veya Kürtluk davası peşinde olan bir kişi değildir. Onun yegane amacı  İslam davasıdır.  Ancak Türk milletinin İslam dinine yaptığı hizmetlerden dolayı bu halka derin, samimi bir sevgi besler. Ama son çözümde, yaptığı dini çalışmalar Türk milletinin halk ve de milet olarak İslam dinine önemli ölçüde yararları olmuştur kanaatinden doayı Türk milletine karşı özel bir sevgi besler. Biz yine  bu konuda yargılarını okuyuculara bırakalım. Said Nursi'nin daha birçok öğrencisi, hakkında, kendisini öven, çok içten, samimi beyanlarda bulunmuştur. Biz ancak bunların bazılarını belirttik. Hepsini okumak isteyenler Said Nursi'nin Tarihçe-i Hayat kitabını okuyabilirler. Bizim amacımız, yazmaya çalıştığım kitabın adından da anlaşılacağı üzere, Bir başka açıdan Bediüzzaman Said Nursi'dir. Yeri gelmişken şunu da belirtmekte yarar var. Said Nursi veya toplumda öne çıkmış fikir ve bilge insanların hayatı hakkında  bir değil, binlerce kitap yazılabilir düşüncesindeyim.  Hani denir her yiğidin bir yoğurt yiyişi, her insanın kendine özgü bir bakış açısı vardır. Üstad Afyon hapsinden tahliye edildikten sonra yanındaki talebeleriyle birlikte Emirdağ'a gider. Emirdağ'da  iki ay kaldıktan sonra Eskisehir'e gelir, Yıldız otelde iki ay kalır. Bir müddet sonra İsparta'ya gider. Yetmiş gün kadar orada kalır. Bu arada Istanbul'da faal öğrencileri Üstadın gençlik rehberi isimli kitabını yayınlar. Bunun üzerine üstada bir dava açılır. Mahkeme için Istanbul'a çağrılır.1952 tarihinde açılan dava gereğince mahkemeye gelir yargılanır. Ögrencileri yoğun bir kalabalık halinde duruşmayı izlerler. Duruşma başka bir tarihe ertelenir, dışarıda üç dört bin kişi toplanmıştır, kalabalığın yoğun tezahuratiyla karşılanır, bir otomobile bindirilir, kalabalık kitle hep beraber otomobille giderek öğle namazını hep birlikte Sultan Ahmet Camide kılarlar. Devam edecek