Objektif bit tespit yapacak olursak son yıllarda demokratik cumhuriyet ve demokratik siyaset söylemini gündeme getiren daha çok Abdullah Öcalan olmuştur. Bu iki önemli kavram nedir, biraz hatırlayalım, inceleyelim.  Demokratik cumhuriyet ve demokratik siyaset elbette önemli politik kavramlardır.  Siyaset sözcüğü Arapça kökenlidir. Anlamı at bakıcısı demek olan  seyyis kelimesinden türemiştir. Atı terbiye etmek, eğitmek anlamına gelir.   Son tahlilde insana ve insan toplumlarına uygulanan yönetim biçimine de siyaset demek oluyor. Böylece eğitmek kadar yönetmek anlamı da ihtiva ediyor. Eğitmek ve yönetmek kavramları üzerinde de biraz duralım. Siyaset aslında iyi bir şekilde uygulandığı zaman  kutsal bir kavramdır diyebiliriz. Bir devlet ve toplum yönetim biçimi olan siyaset ahlaklı ve adil olduğu zaman erdemli bir yönetim biçimi olur. Hak ve hukuka dayalı olur. Demokratik adil bir siyaset ancak gerçek bir demokrasi ile mümkün olacaktır. Bunun olması için olmasa olmaz koşullu güçler ayrılığıdır. Yani yasama, yürütme, yargının bağımsız olmasıdır. Yürütmenin yani hükümetin yargıya müdahale etmemesidir. Bir devlet yönetimi böyle olmadığı zaman otakratik bir yönetme şekli olur. Bunun sonucu zorbalık, ceberut, oligarşik ve faşist bir siyaset haline gelebilir. Bunun dünya toplum tarihinde örnekleri çokça vardır. Almanya'da faşist ırkçı Hitler, Italya'da Musoloni, İspanya'da Franko rejimleridir. Yakin bir tarihte devrilen Suriye'de Baas Beşar Esad yönetimi, Irak Baas ırkçı Saddam Hüseyin yönetimi. Kuzey kore, Sudan, Suudi Arabistan, Mısır gibi, tek adam otokratik yönetimlerini örnek verebiliriz. Işte bu ülkelere bakınca demokrasinin, dolaysıyla   demokratik siyasetin ne kadar değerli ve önemli olduğu ortaya çıkıyor.  Böyle olunca hak hukuk adalet gerçekleşmiş oluyor. Bizim gibi toplumlarda bir algı vardır. Siyaset yalandır. Siyaset kirlidir. Siyasetçilerin sözlerine güvenilmez. İste bu algı ve düşünce siyaseti kendi çıkarları için kullananlar  denilse doğru olur. Ancak, ama siyaseti bir hizmet olarak kabul edenler için elbette doğru bir deyim olmaz.  Siyaset kavramı aslında hayatın her alanında şöyle, ya da böyle bir siyaset vardır. Bu durum toplumsal yönetim şeklinden başka, kişisel birey davranışlarında bile kendini gösterir. Önce ailesel, kişisel ilişkilerde, davranışlarda,  düşünmekten, konuşmaya yürüyüşe kadar bir siyaset içerir. Dedik ya siyasetin bir anlamı eğitim ve terbiyedir. Bundan dolayı halk arasında, partillerle iliskisi olmayan kişilere bile, filan kişi siyasetçidir denilir, yani akıllı zeki biridir demek istenir. Demokrasi ve demokratik yönetim, bunun doğal uzantısı demokratik siyasetin üstünlüğü dünya örneklerinde bariz bir şekilde ortaya çıkiyor. Şunu demek gerekiyor ki demokrasi önce ailede eşler, çocuklar arasında ortaya çıkar, başlar. Siyasi partilerde parti içi demokrasi önem kazanır. Demokrasinin bir toplumda  oluşması, haksızlıkların, adaletsizliklerin önlenmesi için bazı kurallar vardır. En önemlisi hatayı kabul etme, yanlışı düzeltmek için eleştiri ve özeleştiri yapmak gerekir. Bir kimse hatam yok derse, hatasını kabul etmezse tehlikeli, yanlış bir davranışın içerisine girmiş olur. Turkiye cumhuriyeti Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından kurulduğu zaman kralık ve Padisahlık idarelerine karşı ilerici bir harekettir. Çünkü tek adam idarelerinde vatandaşların gerekli sosyal hakları yok denecek kadar azdır,  bir teba, neredeyse bir kuldur.  Cumhuriyet yönetimlerinde insanlar bir vatandaştır, bazı sosyal hakları vardır. Ama bu yeterlimidir hayır, bir cumhuriyet demokrasi ile demokratik bir siyasetle birlikte anlam ve değer kazanır. Ülkemizin en önemli sorunu olan Kürt sorunu da ancak demokratik tarzda çözülebilir.  Bunun koşulu hak, hukuk adalet ve en önemlisi hukuk devleti olmasıdır. Ülkemizde geçmişte  çok sözü edilen muasır medeniyete, yani çağdaş uygarlığı yakalaması hatta geçmesi ancak gerçek bir demokrasi ile mümkün olacağının artık bilinmesi gerekiyor.