NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

DEVLETLERİN SAYGINLIĞI ADALETTİR

Adalet mülkün temelidir denilir, mülkle kastedilen devlettir. Demek oluyor ki bir devletin, hatta bir insanın saygınlığı, temelli adalettir denilirse doğrudur. Söz konusu olan, hangi devlet olursa olsun adalet, hukuk, kanun olmadı mı işlemedi mi gerçek bir devlet vasfını kazanmaz. Bu duruma insanlığın gelişmesi adalet ile olmuş ve olacaktır demek mümkün. Bundan dolayı eskiler "Küfür devam eder, zülum devam etmez." Demişlerdir. Yani adalet olduğunda sorun olmuyor, demek isteniyor. Küfür kelimesi islam dinini kabul etmeyen, yanlış yolda olanlar anlamına gelen bir kavramdır. Böyle olmasına rağmen adaletin önemi ortaya çıkıyor. Tarihte adalet ve hukuka uyan sultanların, hükümdarların isimleri tarihe altın harflerle yazılmıştır. Bunlardan ilk akla gelen İran hükümdarı Nişanur'dur. İslam dinin ortaya çıktığı çağda yaşayan adalet timsali Nişanur'un adaletinden, halifeler ile ihtimaldir Hazreti Muhammed bahsetmiş olabilir.  Adalet ve hukukun benzer örneklerini tarihte Sümerler ile Babiller devletinde emareleri görülüyor. Örneğin, Babil hükümdarı, Hamurabi kanunları diye ün salmıştır.  Antik Yunanistan demokrasi ile hak, hukukla dünya tarihinde kendilerinden söz etmişlerdir. Roma imparatorluğunun dünya'ya hakim olması yalnız askeri savaş gücüyle degil, yasalarının varlığı ve bir kanun devleti olmasıdır. Bir devleti çeteden, feodal düzenden, derebeylikten ayıran hukuk devleti olmasa da hukuka uygun bir kanun, yasa devleti olmasıdır. İslam tarihinde, Îslam şeriatını uygulayan, Hazreti Ömer'in adaleti meşhurdur.  Osmanlı devleti tarihinden  bir örnek verecek olursak Fatih Sultan Mehmet ile  Kanuni Sultan Süleyman yasalar hazırlamışlar. Kendisinden kanuni diye söz edilmiştir. 36 tane Osmanlı devleti padişahları içerisinde adaleti ve merhametiyle adından söz edilen, çoğu kimsenin bilmediği, Padişah ikinci Ahmet (1643- 1695) yılları arasında yaşamıştır. İkinci Ahmet dört yıllık kısa sayılacak padişahlık döneminde sık sık tebdilli kiyafet yaparak halk arasında dolaşır, halkın sorunlarını dinler adalet ile hükmederdi. Bundan dolayı halk arasında "Şeriatın kestiği parmak acımaz" denilir.  Geçen gün bir bilge kişiyle insani erdem, meziyetler, konusunda sohbet ediyorduk, vicdan, merhamet, acıma duygusu önemlidir dediğimde, bunlardan en önemli olan adalettir dedi. Yine merhametten söz ettiğimde, adalet, yine adalet dedi. Bu yazının konusunu ve ilhamını ordan aldım. Demek, adalet, hak, hukuk herşeyden önce geliyor, temel değerde önemlidir. Bu nedenle büyuk Islam düşünüru ve alimi Said Nursi "Ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşayamam demiştir." Hürriyet, yani özgürlük, adalet olarakta anlaşılabilir. Türkiye'de cumhuriyetin kurulmasından sonra, Atatürk ve İnönü döneminde tekparti, tekadam rejimi uygulandı. Bunun sonucunda insan hakları, adalet önemli ölçüde ihlal edildi. 1950 yılında yapılan çok partili seçimde yeter söz milletindir söylemiyle DP demokrat parti büyük bir çoğunlukla iktidara geldi. Türkiye halkı adalete önem veren bir haktır. Bundan dolayi 1965'te Adalet partisi adıyla kurulan parti  iktidara geldi. Yine 2002 yılında Adalet ve Kalkınma partisi, hak, hukuk, adalet, benzeri sloganla iktidar oldu. 22 yıldır ülkeyi yönetiyor. Bu parti ilk iki döneminde oldukça başarılı icraatlar ve uygulamalar yapmıştır. Ancak daha sonra bu çizgisinden sapmıştir. Hele MHP ile ortaklıktan sonra adalet hukuk konusunda gerilemeye, bunun sonucunda ekonomik gerileme de başlamış, enflasyonda dünya'da ilk sıralarda yer almıştır. Adalet uygulanmayınca, adaletsiz bir gelir dağılımi oluşmuş, zengin daha zengin, fakir daha fakir haline gelmistir. Ayrıca yasalar bile tam uygulanmaz hale gelmiştir. Bunun en somut göstergesi Ak Parti genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan en yüksek bir yargı organı olan Anayasa mahkemesi hakkında "Anayasa mahkemesi kararlarını tanımiyorum ve saygı'da duymuyorum"  demiştir. Bunun somut göstergesi anayasa ve yasalara göre milletvekili seçilmiş Hatay milletvekilli Can Atalay'ın anayasanın bariz hükümlerine rağmen milletvekilliği yürütme tarafından engellenmiş, yargının verdiği karar uygulanmiyor. Böylesi tutumlardan dolayı olsa gerek,  Uluslararası demokrasi ve seçim yardımı enstisü'nün 2023 sayılı  raporuna göre, Türkiye hukukun üstünlüğü kategorisinde 173 ülke arasında 148. Sırada bulunuyor. Ezcümle Başkanlık rejimi sorun oluşturuyor. Sorun çözmüyor. Ak Partinin yapması gereken, böylesi olumsuz durumları bertaraf ederek, fabrika ayarlarına dönmesi, başkanlık rejiminden vazgeçerek, güçlendirilmiş parlamenter rejime geçmeleri, kuruluş tüzüklerini uygulamalarıdır. Böyle yaparlarsa, kendileri ve bu millet için hayırlı olur. Ülke koşullarına uygun bir yönetimden başka bir çare ve ve çözüm yoktur.
Ekleme Tarihi: 12 Ağustos 2024 - Pazartesi

DEVLETLERİN SAYGINLIĞI ADALETTİR

Adalet mülkün temelidir denilir, mülkle kastedilen devlettir. Demek oluyor ki bir devletin, hatta bir insanın saygınlığı, temelli adalettir denilirse doğrudur. Söz konusu olan, hangi devlet olursa olsun adalet, hukuk, kanun olmadı mı işlemedi mi gerçek bir devlet vasfını kazanmaz. Bu duruma insanlığın gelişmesi adalet ile olmuş ve olacaktır demek mümkün. Bundan dolayı eskiler "Küfür devam eder, zülum devam etmez." Demişlerdir. Yani adalet olduğunda sorun olmuyor, demek isteniyor. Küfür kelimesi islam dinini kabul etmeyen, yanlış yolda olanlar anlamına gelen bir kavramdır. Böyle olmasına rağmen adaletin önemi ortaya çıkıyor.
Tarihte adalet ve hukuka uyan sultanların, hükümdarların isimleri tarihe altın harflerle yazılmıştır. Bunlardan ilk akla gelen İran hükümdarı Nişanur'dur. İslam dinin ortaya çıktığı çağda yaşayan adalet timsali Nişanur'un adaletinden, halifeler ile ihtimaldir Hazreti Muhammed bahsetmiş olabilir. 
Adalet ve hukukun benzer örneklerini tarihte Sümerler ile Babiller devletinde emareleri görülüyor. Örneğin, Babil hükümdarı, Hamurabi kanunları diye ün salmıştır.  Antik Yunanistan demokrasi ile hak, hukukla dünya tarihinde kendilerinden söz etmişlerdir. Roma imparatorluğunun dünya'ya hakim olması yalnız askeri savaş gücüyle degil, yasalarının varlığı ve bir kanun devleti olmasıdır.
Bir devleti çeteden, feodal düzenden, derebeylikten ayıran hukuk devleti olmasa da hukuka uygun bir kanun, yasa devleti olmasıdır. İslam tarihinde, Îslam şeriatını uygulayan, Hazreti Ömer'in adaleti meşhurdur. 
Osmanlı devleti tarihinden  bir örnek verecek olursak Fatih Sultan Mehmet ile  Kanuni Sultan Süleyman yasalar hazırlamışlar. Kendisinden kanuni diye söz edilmiştir. 36 tane Osmanlı devleti padişahları içerisinde adaleti ve merhametiyle adından söz edilen, çoğu kimsenin bilmediği, Padişah ikinci Ahmet (1643- 1695) yılları arasında yaşamıştır. İkinci Ahmet dört yıllık kısa sayılacak padişahlık döneminde sık sık tebdilli kiyafet yaparak halk arasında dolaşır, halkın sorunlarını dinler adalet ile hükmederdi. Bundan dolayı halk arasında "Şeriatın kestiği parmak acımaz" denilir. 
Geçen gün bir bilge kişiyle insani erdem, meziyetler, konusunda sohbet ediyorduk, vicdan, merhamet, acıma duygusu önemlidir dediğimde, bunlardan en önemli olan adalettir dedi. Yine merhametten söz ettiğimde, adalet, yine adalet dedi. Bu yazının konusunu ve ilhamını ordan aldım. Demek, adalet, hak, hukuk herşeyden önce geliyor, temel değerde önemlidir. Bu nedenle büyuk Islam düşünüru ve alimi Said Nursi "Ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşayamam demiştir." Hürriyet, yani özgürlük, adalet olarakta anlaşılabilir.
Türkiye'de cumhuriyetin kurulmasından sonra, Atatürk ve İnönü döneminde tekparti, tekadam rejimi uygulandı. Bunun sonucunda insan hakları, adalet önemli ölçüde ihlal edildi. 1950 yılında yapılan çok partili seçimde yeter söz milletindir söylemiyle DP demokrat parti büyük bir çoğunlukla iktidara geldi. Türkiye halkı adalete önem veren bir haktır. Bundan dolayi 1965'te Adalet partisi adıyla kurulan parti  iktidara geldi. Yine 2002 yılında Adalet ve Kalkınma partisi, hak, hukuk, adalet, benzeri sloganla iktidar oldu. 22 yıldır ülkeyi yönetiyor. Bu parti ilk iki döneminde oldukça başarılı icraatlar ve uygulamalar yapmıştır. Ancak daha sonra bu çizgisinden sapmıştir. Hele MHP ile ortaklıktan sonra adalet hukuk konusunda gerilemeye, bunun sonucunda ekonomik gerileme de başlamış, enflasyonda dünya'da ilk sıralarda yer almıştır. Adalet uygulanmayınca, adaletsiz bir gelir dağılımi oluşmuş, zengin daha zengin, fakir daha fakir haline gelmistir. Ayrıca yasalar bile tam uygulanmaz hale gelmiştir.
Bunun en somut göstergesi Ak Parti genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan en yüksek bir yargı organı olan Anayasa mahkemesi hakkında "Anayasa mahkemesi kararlarını tanımiyorum ve saygı'da duymuyorum"  demiştir. Bunun somut göstergesi anayasa ve yasalara göre milletvekili seçilmiş Hatay milletvekilli Can Atalay'ın anayasanın bariz hükümlerine rağmen milletvekilliği yürütme tarafından engellenmiş, yargının verdiği karar uygulanmiyor. Böylesi tutumlardan dolayı olsa gerek,  Uluslararası demokrasi ve seçim yardımı enstisü'nün 2023 sayılı  raporuna göre, Türkiye hukukun üstünlüğü kategorisinde 173 ülke arasında 148. Sırada bulunuyor. Ezcümle Başkanlık rejimi sorun oluşturuyor. Sorun çözmüyor. Ak Partinin yapması gereken, böylesi olumsuz durumları bertaraf ederek, fabrika ayarlarına dönmesi, başkanlık rejiminden vazgeçerek, güçlendirilmiş parlamenter rejime geçmeleri, kuruluş tüzüklerini uygulamalarıdır. Böyle yaparlarsa, kendileri ve bu millet için hayırlı olur. Ülke koşullarına uygun bir yönetimden başka bir çare ve ve çözüm yoktur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.