Bardaysan adının anlamı, Edessa deresinden geliyordu. Karakoyun deresinin eski adı Süryani'ce daysan deresi idi. Bardaysan derenin oğlu anlamı taşıyor.
Filozof ve şair Bardaysan'ın ailesinin de mecazi ilginç isimleri vardı.
Babasının adının Nuhama (dirilme, yeniden canlanma), annesininkinin ise Naşiram (avlanma) olduğu söylenmektedir.
Müzik alanındaki başarılarıyla ünlü oğlunun adı ahenk idi.
Ünlü düşünür Bardaysan müzik, felsefe,astronomi, tarih gibi her alanda bilgi sahibi bir kişiydi.
Gezegenler ve yıldızlar ile ilgili bir kitap bile yazmıştır.
Bardaysan Kilise ile çoğu fikirleri çelisiyordu
Doğmalara karşı bilimi savunurdu.
Öldükten sonra bedenin dirilmesine inanmıyor, ancak bir kişinin ruhu olduğunu veya ruhun dirilmesine inanıyordu.
Bir defasında bir Hristiyan yetkili kendisini dinden Afaroz Etmiş Kiliseden kovmuştur.
Sonradan kendi mezhebini kurduğu söylenir.
Bardaysan'ın fikirleri bölge ülkeleri dahil Horasan, Çin gibi uzak ülkelere yayılmıştır.
Hatta ilerki yüzyıllara kadar M.S bin yılına kadar devam etmiştir.
Bardaysan isminin derenin oğlu olduğunu öğrendik.
Birazda Urfa'nın bu tarihi deresi üzerinde duralım.
Daysan, şimdi karakoyun deresinin diğer eski adı Yunanca skirtos deresi idi.
Daysan deresi yani karakoyun deresi sehrin kuzey batı tarafında 25 yerden, çaylardan, pınarlardan, dağlarda yağan kardan, şiddetli yağıştan dolayı taşar. Hatta yakın bir zamana kadar altmışlı ve yetmişli yıllarda kış ve bahar aylarında birkaç metre yükseklikte günlerce heybetli bir şekilde akardı.
Biz çocuktuk hatırlıyorum, Urfa deyimi ile karakoyun geli denilirdi
Bizler yağmur altında derenin gümbürtülü, haşmetli suyu ve sesini izlerdik.
Daysan deresi yüzlerce belki binlerce yıl önce bizim aşağı çarşı dediğimiz bölgede şehrin içerisinden geçermiş.
Çok yağış yağdığı zaman dere taşar, can ve mal kaybına yol açarmış. Tarihsel süreçte
Bu derenin yaptığı en büyük tahribat M.S 201 yılının kasım ayında şiddetli yağış sonucunda yüzlerce insanın ölümüne neden olmuştur.
Akşamleyin başlayan şiddetli yağış gece yarısında şehrin kuzey batı kapısındaki mazgalları aşarak şehri sular altında bırakmış.
Çoğu uykusunda olan insanlar boğularak ölmüştür.
Bu felaketten sonra Abgar ve Roma yönetimi bazı önlemler almıştır.
Dere kenarındaki iş yerleri yasaklanmıştır.
Ayrıca dere kemerleri duvarları üzerine nöbetçi bekçiler yerleştirilmiş, derenin taşıma ihtimali haber verilirmiş
Sonraki yıllarda Roma imparatoru Justinyen döneminde tahribatı önlem için kalıcı bir önlem alınmış dere şehrin dışına şimdiki yönü olan kuzey tarafına kazıılmıştır. Devam edecektir.