NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

ESKİ URFA TARİHİ VE KÜLTÜRÜ -103

Değerli okurlar, Mübarek Ramazan ayının son günlerinde bulunuyoruz. Rabbim sırf Allah rızası için oruç tutup, İslami şartları yerine getirip hayır ve yardımlarda bulunan tüm Müslümanların orucunu kabul etsin. Oruç tutmak isteyip orucunu tutamayan Müslüman kardeşlerimizin rabbim oruç tutmuş gibi sevap yazdırsın. Bu haftaki konumuz Enbiya ve Evliya diyarı Urfa’nın devrin büyük evliyası, alimi ve hafızı Nakşibendi tarikatı halifesi Hacı Müslüm Hafızdır. Hacı Müslüm hafız 1884 yılında Urfa’nın tarihi kalakoyun şimdiki adıyla tepe mahallesinde dünyaya gelmiştir. 1958 tarihinde hakkın rahmetine kavuşmuştur. Babası Abdullah, Urfa merkez ve Suruç ilçesinin tanınmış aşireti, Kudüs fatihi Selahaddin’i Eyyubi’nin de aşireti olan Kürt Şeddadi aşiretine mensuptur. Annesi Hediye Hanım ise Şeyhan aşiretindendir. Genç yaşta Abdurrahman Dede köyünden Rahime adlı bir hanımla evlenmiş. Bu evlilikten bir oğlu Bahaddin, üç kızı Saliha, Emine ve Zeynep oldu. Abdullah efendi Urfa’da abacılık mesleğini icra eden kendi halinde halim selim bir insandır. Oğlu Müslüm’ün abacılık yapmasını ister. Bu aile soyadı kanunu çıkınca Abacı soyadını alır. Ancak Müslüm babasının ısrarına rağmen abacı olmak istemez. Okumak ister. İlme bilgiye önem verir. Hizan oğlu cami yakınında bulunan Haydariye medresesine girer. Burada Kürt Hacı Ali Efendi’den ders alır. Allah vergisi bir zekaya sahip olan Müslüm 9 –10 yaşlarında hafız olur. Yani Kur’ani Kerimi ezbere okumayı öğrenir. Sonra Hasan padişah medresesinde ilim tahsil etmeye başlar. Anlatıldığına göre o zaman medresenin aylık bir Reşat altın ücreti varmış. Ailesi bunu verecek durumda değildir. Bu ücreti Müslüm hafızın akrabası maddi durumu iyi olan Şeddadi aşiretine mensup Ali Maksut zade Ali Efendi Şansal, her ay bir Reşat altını Hasan padişah medresesine vererek Müslüm hafızın burada öğrenim görmesine vesile olur. Hasan Paşa camide Ramazan ayında çocuk yaşta hafızlık yapar. Burada bir menkıbeyi anlatalım. Sabah namazı öncesi okunan cüze kalkamayan çocuk yaştaki Müslüm hafız, yatsı namazlarından sonra abdest alır evine gider uyumaz. Bir defa gene yatsı namazından sonra abdest alırken nurani yüzlü bir ihtiyar, çocuk hafızı görür. Ne yapıyorsun evladım der. Hafız durumu anlatır. Adam der sen merak etme, sabah ezanı vaktinde seni kaldırırlar der. Evine gelen hafız uyur. Tam sabah namazı vaktinde kapısı birileri tarafından çalınır. Hafız kalkar abdestini alır camiye gider. Hasan Paşa camide kuran okumaya devam eder. Artık her sabah namazı vakti birileri gelir kapıyı çalar, böyle devam eder. Müslüm Hafız Hasan Paşa medresesinde yeddi sene tahsil gördükten sonra, hocası ve devrin müftüsü Hasan Efendi Açalan tarafından kendisine diploma verilir. Bir ara Rızvaniye medresesinde de ilim okur. İlmi çalışması ve başarıları nedeniyle askerlik yapmaktan muaf olur. Eğitimini tamamladıktan sonra Hasan Paşa camide parasız olarak vaiz hocası olur. Hafızlık yapar. Diyanet işleri, müftülüğün kadroya geçme maaş alma teklifini tüm ısrarlara rağmen ret eder kabul etmez. Yapılan dini görevlerden dolayı ücret almanın İslam dininde caiz olmadığını belirtir. Burada bir parantez açacak olursak, diyanet işleri başkanlığı Atatürk tarafından 3 Mart 1924 tarihinde dini kendi politikalarına göre dizayn etmek için kurulmuştur hatırlatmasını yapalım. Hoca ve müezzinlere devlet memuru olarak ücret verilmeye başlanmıştır. Somut durum budur. İslam dini şartlarında din görevlilerinin ücret alması yoktur. Bir miktar ücret almaları ancak günlerinin çoğunu camide geçirmek talebe okutmakla ancak mümkün olur. Mala mülke önem vermeyen ehli takva Müslüm Hafız geçimini Maşuk köyünde olan bağın az bir mahsulüyle karşılar. Genç yaşında Nakşibendi tarikatına katılır. Bu tarikatın şeyhi Irak Kerkük’ten gelip Urfa’ya yerleşen şeyh Abdurrahman efendidir. Bu şeyh efendinin vefatından sonra bu tarikatın halifesi olur. Urfalılar keşfi Keramet sahibi Müslüm hafızı çok severler, döneminde yaşayanlar babo diye hitap ettikleri şeyhin Kerametlerini çok anlatırlar. Yaşamı ibadet ve cami yapımlarıyla geçer. Bir mimar mühendis gibi cami yapımlarında ve tamiratlarında bulunur. 1951 yılında dergah caminin şimdiki şeklini projesini çizer, yaptırır. Vefatına kadar yeni çıkan aletleri elektrik ve aletlerini evinde kullanmamıştır. Elektrik Urfa’ya geldiğinde Hafıza evine elektrik çekelim dendiğinde fanus neyimize yetmez demiştir. Evinde bulunan kuyu suyunu kullanır, şehir suyunu dahi evine getirmemiştir. Nihayet 28 haziran 1958 kurban bayramının birinci günü sabah vaktinde vefat eder. Cenazesine Urfa ve diğer yerlerden gelen binlerce kişi katılır. Harran kapı mezarlığında kendi yaptırdığı mezarlığa defin edilir. Hacı Müslüm Hafızın vefatına dayanamayan eşeği üç gün ağlar bir şey yemez ölür. Kabrine gelen giden çok olur dua ederler. Allah Rahmet Eylesin Mekânı Cennet Olsun…
Ekleme Tarihi: 08 Mayıs 2022 - Pazar

ESKİ URFA TARİHİ VE KÜLTÜRÜ -103

Değerli okurlar, Mübarek Ramazan ayının son günlerinde bulunuyoruz. Rabbim sırf Allah rızası için oruç tutup, İslami şartları yerine getirip hayır ve yardımlarda bulunan tüm Müslümanların orucunu kabul etsin. Oruç tutmak isteyip orucunu tutamayan Müslüman kardeşlerimizin rabbim oruç tutmuş gibi sevap yazdırsın.

Bu haftaki konumuz Enbiya ve Evliya diyarı Urfa’nın devrin büyük evliyası, alimi ve hafızı Nakşibendi tarikatı halifesi Hacı Müslüm Hafızdır. Hacı Müslüm hafız 1884 yılında Urfa’nın tarihi kalakoyun şimdiki adıyla tepe mahallesinde dünyaya gelmiştir. 1958 tarihinde hakkın rahmetine kavuşmuştur. Babası Abdullah, Urfa merkez ve Suruç ilçesinin tanınmış aşireti, Kudüs fatihi Selahaddin’i Eyyubi’nin de aşireti olan Kürt Şeddadi aşiretine mensuptur.

Annesi Hediye Hanım ise Şeyhan aşiretindendir. Genç yaşta Abdurrahman Dede köyünden Rahime adlı bir hanımla evlenmiş. Bu evlilikten bir oğlu Bahaddin, üç kızı Saliha, Emine ve Zeynep oldu. Abdullah efendi Urfa’da abacılık mesleğini icra eden kendi halinde halim selim bir insandır. Oğlu Müslüm’ün abacılık yapmasını ister. Bu aile soyadı kanunu çıkınca Abacı soyadını alır. Ancak Müslüm babasının ısrarına rağmen abacı olmak istemez. Okumak ister. İlme bilgiye önem verir. Hizan oğlu cami yakınında bulunan Haydariye medresesine girer. Burada Kürt Hacı Ali Efendi’den ders alır. Allah vergisi bir zekaya sahip olan Müslüm 9 –10 yaşlarında hafız olur. Yani Kur’ani Kerimi ezbere okumayı öğrenir.

Sonra Hasan padişah medresesinde ilim tahsil etmeye başlar. Anlatıldığına göre o zaman medresenin aylık bir Reşat altın ücreti varmış. Ailesi bunu verecek durumda değildir. Bu ücreti Müslüm hafızın akrabası maddi durumu iyi olan Şeddadi aşiretine mensup Ali Maksut zade Ali Efendi Şansal, her ay bir Reşat altını Hasan padişah medresesine vererek Müslüm hafızın burada öğrenim görmesine vesile olur. Hasan Paşa camide Ramazan ayında çocuk yaşta hafızlık yapar.

Burada bir menkıbeyi anlatalım. Sabah namazı öncesi okunan cüze kalkamayan çocuk yaştaki Müslüm hafız, yatsı namazlarından sonra abdest alır evine gider uyumaz. Bir defa gene yatsı namazından sonra abdest alırken nurani yüzlü bir ihtiyar, çocuk hafızı görür. Ne yapıyorsun evladım der. Hafız durumu anlatır. Adam der sen merak etme, sabah ezanı vaktinde seni kaldırırlar der. Evine gelen hafız uyur. Tam sabah namazı vaktinde kapısı birileri tarafından çalınır.

Hafız kalkar abdestini alır camiye gider. Hasan Paşa camide kuran okumaya devam eder. Artık her sabah namazı vakti birileri gelir kapıyı çalar, böyle devam eder. Müslüm Hafız Hasan Paşa medresesinde yeddi sene tahsil gördükten sonra, hocası ve devrin müftüsü Hasan Efendi Açalan tarafından kendisine diploma verilir.

Bir ara Rızvaniye medresesinde de ilim okur. İlmi çalışması ve başarıları nedeniyle askerlik yapmaktan muaf olur. Eğitimini tamamladıktan sonra Hasan Paşa camide parasız olarak vaiz hocası olur. Hafızlık yapar. Diyanet işleri, müftülüğün kadroya geçme maaş alma teklifini tüm ısrarlara rağmen ret eder kabul etmez. Yapılan dini görevlerden dolayı ücret almanın İslam dininde caiz olmadığını belirtir. Burada bir parantez açacak olursak, diyanet işleri başkanlığı Atatürk tarafından 3 Mart 1924 tarihinde dini kendi politikalarına göre dizayn etmek için kurulmuştur hatırlatmasını yapalım. Hoca ve müezzinlere devlet memuru olarak ücret verilmeye başlanmıştır.

Somut durum budur. İslam dini şartlarında din görevlilerinin ücret alması yoktur. Bir miktar ücret almaları ancak günlerinin çoğunu camide geçirmek talebe okutmakla ancak mümkün olur. Mala mülke önem vermeyen ehli takva Müslüm Hafız geçimini Maşuk köyünde olan bağın az bir mahsulüyle karşılar. Genç yaşında Nakşibendi tarikatına katılır.

Bu tarikatın şeyhi Irak Kerkük’ten gelip Urfa’ya yerleşen şeyh Abdurrahman efendidir. Bu şeyh efendinin vefatından sonra bu tarikatın halifesi olur. Urfalılar keşfi Keramet sahibi Müslüm hafızı çok severler, döneminde yaşayanlar babo diye hitap ettikleri şeyhin Kerametlerini çok anlatırlar. Yaşamı ibadet ve cami yapımlarıyla geçer. Bir mimar mühendis gibi cami yapımlarında ve tamiratlarında bulunur. 1951 yılında dergah caminin şimdiki şeklini projesini çizer, yaptırır. Vefatına kadar yeni çıkan aletleri elektrik ve aletlerini evinde kullanmamıştır.

Elektrik Urfa’ya geldiğinde Hafıza evine elektrik çekelim dendiğinde fanus neyimize yetmez demiştir. Evinde bulunan kuyu suyunu kullanır, şehir suyunu dahi evine getirmemiştir. Nihayet 28 haziran 1958 kurban bayramının birinci günü sabah vaktinde vefat eder. Cenazesine Urfa ve diğer yerlerden gelen binlerce kişi katılır. Harran kapı mezarlığında kendi yaptırdığı mezarlığa defin edilir. Hacı Müslüm Hafızın vefatına dayanamayan eşeği üç gün ağlar bir şey yemez ölür. Kabrine gelen giden çok olur dua ederler. Allah Rahmet Eylesin Mekânı Cennet Olsun…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.