Değerli okurlar; Eski Urfa efsanelerini yazarken, öncelikle kısaca bir Urfa tarihini de, herhalde yazmak gerektiğini sanırım sizde takdir edersiniz. Tarih ve sosyal bilimler, afaki soyut bilgilerle değil olgu, belge, somut verilerle en önemlisi tarafsız, objektif araştırmalarla anlam ve gerçeklik kazanır. Vereceğimiz bilgiler genel kabul gören bilgilerden oluşacaktır. Şimdiye kadar Urfa tarihi hakkında elbette birçok kitap yazılmış, araştırmalar yapılmıştır. Tahminim Urfa hakkında en kapsamlı tarih ve araştırma kitabını Edessa (Urfa) Kutsal Şehir adlı bir kitapla Judah Benzion Segal yapmıştır. Bu kitap’tan alıntılar yapacağımızdan, yazarını biraz tanımakta yarar olacak. Segal 1912 yılında İngiltere’nin Newcastle şehrinde doğdu. Doktorasını 1939 yılında Oxford Üniversitesi’nde tamamladı. Kuzey Afrika’da Sudan’da, Mısır’da, Libya’da çeşitli idari görevlerde bulunduktan sonra, 1961 yılında Sami Dilleri (İbrani, Arami, Süryani) profesörü oldu. Yedi yıl süreyle Londra üniversitesi Doğu ve Afrika araştırmaları okulunda yakın ve Ortadoğu Bölümü şefliğinde bulundu. 1968 yılında İngiliz akademisi bilim kurulu Üyeliğine seçildi. Prof. Segal Urfa’ya ilk kez 1952 yılında, Prof. Storm Rice idaresindeki Harran, Prof. Seton Lloyd yönetimindeki Sultantepe kazıları esnasında geldi. Bunu takiben sırasıyla 1956, 1959, 1961 ve 1966 yıllarında olmak üzere Urfa’yı toplam beş kez ziyaret etti. Bu eser bu ziyaretlerinin ve bu ziyaretleri esnasında Urfa’da yaptığı bilimsel arkelojik araştırma ve incelemelerin sonucu olarak ortaya çıktı. Bu kitap1970 yılında İngiltere’de Clarendon Presstarafından Edessa The Blessed City adıyla yayımlandı. Türkçesi Edessa (Urfa) kutsal şehir adıyla kitaplaştı. Şimdiye kadar eski Urfa tarihi ile ilgili en kapsamlı, verilere, belgelere dayanan bir eserdir bu kitap. Urfa tarihi ile ilgili diğer önemli bir eser, değerli bir araştırma kitabı, Fransız tarih araştırmacısı E.R. Hayes’in yazdığı Urfa akademisi adlı kitaptır. Ancak tarih bilimi bazı şehirlerin tarihi ve tarihsel olaylar hakkında kesin bilgi içermiyor. Bu anlamda ilimiz Urfa şehrinin ilk kuruluşu hakkında kesin bilgiler yoktur. Bununla birlikte Şanlıurfa’nın bilinen belgesel tarihi M.Ö 2000 yıllarında Hurri-Mitanni ile başlar deniliyor. Bu devletin başkenti Vaşıgan (Rasulayn) olduğu yazılıyor. Denildiğine göre var sayılan bu dönemde Urfa büyük bir kültür merkezi olmuştur. En eski bir tarihi kayıt olan Kitabı Mukaddes Tevratta, eski adı Keldanilerin Uru olarak geçiyor. Urfa şehri tarihi eski bir ulus olan Keldaniler tarafından kurulmuştur, denilmekte. İlk tarih ve coğrafya ansiklopedisi Kamus’ul Alam kutsal kitabı teyit ederek kentin en eski adının Urel keldaniyyn olduğunu belirtiyor. Daha sonra bu bölgeye büyük tarihi göçlerle Sümerler ve Sümer uygarlığı hakim olmuştur. Hazreti İbrahim’in tevhit dinine davet ettiği tanrı kral Nemrut bir Sümer kralı idi. Daha sonra Urfa ile Harran’a Asurlar egemen olmuştur. Asur devletini kuran, devlet merkezi Asur şehrini yaptıran 1. Şemis Ruman’dır. Asur devletinin M.Ö. 612 yılında Medler tarafından yıkılmasından sonra, M.Ö. 4. Yüz yılda Keyhüsrev kumandasında İran orduları tarafından Pers egemenliği altına sokuluncaya kadar, Urfa ateşgede merkezi olarak yeryüzünde çok önemli bir uygarlık bölgesi sıfatıyla tarih boyunca ün ve önem kazanmıştır. Bu arada Asur prensleri, başkenti Harran olan yeni bir Asur krallığı kurmuşlardır. Bu devletin ömrü pek kısa olmuş, Harran ve Urfa Pers Medler tarafından alınmış, son Asur prensliği de tarihe karışmıştır.
Ancak Edesa Urfa kutsal şehir eserin yazarı Segal üst satırlarda belirtilen bazı tarih yazarlarının yazılı kaynaklar verilmeyen bilgileri teyit etmiyor. Kitabı Mukadeste belirtilen Keldanilerin uru Irak’ta olduğunu belirtiyor.
Prof Segal’in araştırmasına göre, Urfa’nın yazılı belgelere göre ilk kuruluşunun M.Ö. büyük İskender’in bir genareli olan Selevkos tarafından M.Ö. 302-303 yılları arasında kurulmuştur diyor. Segale göre, bundan önce Urfa şehir merkezinde eski bir şehir kalıntısı yoktur. Son araştırmalarda her ne kadar yaklaşık 12 bin yılık Göbeklitepe bir kült, ibadet merkezi bulunmuşsa bile, Urfa şehir merkezinde böyle kapsamlı şehir kalıntı ve belgelerine ulaşılmamıştır. Ayrıca Göbeklitepe gibi Karahantepe ve başka birçok eski tarihi merkezler bulunmuştur. Balıklıgöl civarında 11500 yıllık bir heykel bulunmuştur. Bir örnek, bu şehrin merkezinin bu kadar yıldır vardır, kurulmuştur sonucu ortaya çıkmıyor. Segal bu şehrin her ne kadar Selevkos öncesi bir kuruluş tarihi belgesi olmamasına rağmen çok eski bir tarihinin olma olasılığı bulunduğunu, ama bunun kesin bir kanıtın olmadığını belirtiyor. Devam edecek…