Eski Urfa tarihini yazarken, Urfa'ya yaklaşık 18 km uzaklıkta Göbekli tepeyi elbette yazmak gerekiyor.
Göbeklitepe de ilk olarak arkeolojik bulgular yabancı bazı bilim İnsanları tarafından 1963 te keşfedilmiş.
Ancak göbeklitepe de kapsamlı çalışmayı Alman Prof. Klaus Schmt 1995 yılında başlatmış.
214 yılında ölümüne kadar yaklaşık 20 yıl bu çalışma devam etmiştir.
Bu yoğun ve özverili çalışma ve emek sonucunda göbeklitepe'nin gizemi ortaya çıkartılmıştır.
Göbeklitepe bir yerleşim alanı değildir.
Bir kült inaç merkezi ve tapınağıdır.
12 bin yıllık bir tarihi olduğu tespit edilmiştir.
Bu tapınağın içerisinde yaklaşık 20 tane boyları 5 metre civarında olan t şeklinde taşlar, daire biçiminde dizilen bu taşların ortasında iki tane bu taşlardan daha uzun yine t biçiminde karşılıklı iki büyük taş bulunmaktadır.
taşlar muhtemelen bu bölgede kayalardan oyulmuştur.
İnsanı asıl düşündüren 40 ton ağırlığında olan bu taşlar nasıl olurda buraya kadar getirilmiştir.
Bu konuda fikir yürüten uzmanlar taşların göbeklitepe'nin dikilmesinde olasıdır 500 işçi çalışmıştır.
Taşların üzerlerinde insan el, kol figürleri dışında, yaban domuzu, tilki, yılan, akbaba gibi hayvan figürleri bulunuyor.
Ayrıca dikkat çeken büyük miktarda çeşitli hayvan kemikleri bulunmuştur.
Buraya gelen ayın yapan insanlar tanrılara hayvan adak yapma ve yemek için kurban edildikleri düşünülüyor.
Neolotik çağdan kalma bu tapınak dışında Urfa bölgesinde 6 tane daha tapınak daha bulunuyor.
Bu nedenle göbekli tepe ismi değiştirilerek adlarının 7 tepe olması tartışılmıştır.
Bu tarihi mabetlerin özelliği hepsinin tepeler üzerinde inşa edilmiş olmasıdır.
Yapılan çalışmalar sonucunda anlaşılan göbeklitepe tapınağı M.Ö 8 bin yılında terk edilmiştir.
Bu tapınak 2018 yılında unesco tarafından dünya kültür mirasına dahil edilmiştir.
Göbeklitepe'nin bulunduğu köyün Türkçe adı Örencik, Kürtçe adı ise Gırê mırazan, Türkçe adak tepesi anlamı taşıyor.
Köyde olan arkadaşların verdiği bilgiye göre Gırê mırazan denilmesinin nedeni göbeitepe'nin üzerinde bir ağaç varmış.
Köylüler bunu bir evliya mezarı olduğunu var sayarak 21 Mart nevrozda oraya gidip adak arayıp kurban keserek yüzlerce insana yemek verirmişler.
Göbeklitepe'nin diğer düşündürücü yönü avcı toplayıcı ilkel denilebilecek insan topluluklarının böylesi bir sanat mimarisini yapmış olmalarıdır.