Durum ne olursa olsun, Urfa şehrinin kuruluşunun her ne kadar yazılı belgeler yoksa bile seleukos öncesi bir dönem öncesine gittiği muhtemeldir.
Zaten Urfa coğrafi olarak ortaçağ ticaretinin kesiştiği ipekyol denilen bir yoldaydı.
İran, Hindistan, Ermenistan, Kürdis'tan bölgesinden gelen ticaret kervanları Urfa'ya gelir Arabistan bölgesine giderdiler.
Bu nedenle eski dönemlerin iki güçlü imparatorluğu Roma ve İran Part imparatorluğu Urfa olan bu yerde kolonlar kurmuşlardır.
Sanırım Part devletini çoğu okuyucu bilmiyordur.
Belki yeni duymuşlardır.
İran Part deyince Part bir İran Acem devleti olup olmadığı konusunda fikir ayrılığı vardır.
Bazıları buna Fars derken, bazı görüş ise Med halkına akraba bir halk olduğunu söyler.
Bilindiği gibi Medler vatandaşlarımız olan kürtlerin ataları olduğu bilimsel bir şekilde kanıtlanmıştır.
Partlar üzerinde özelikle durmamız nedeni Urfa bölgesi eski tarihte uzun süreler Roma ve Part egemenliğinde kalmışlardır.
Hatta Seleukos sonrası kurulan Ağar kıralığı görünüşte sonradan bağımsız bir Hristiyan kıralığı olarak bilinirse bile aslında Roma imparatorluğuna bağlı bir devletti.
Burada ilginç bir paradoks vardır her ne kadar abgar kıralığı Roma'daki bağlı ise, Edessa halkı kendilerini Partlar'a daha yakın hisseder Part'ları desteklerdiler.
Tarihçi Segal Edessa Partların ekonomik, kültürel ve politik bir merkezi olduğunu söyler.
Nitekim ileride sözünü edeceğimiz Abgar kıralığının en önde gelen filozof şairi, birde müzik besteleri yapan, olasıdır Edessa halkına şarkı, türkü çalıp söyleyen aynı zamanda bir müzizyen olan ünlü Bardaysan iran'dan gelip Edessa'ya yerleşmiştir.
Aynı şekilde Hristiyan Aziz Efraim İran'dan gelip Edessa'ya yerleşmiştir.
Aziz Efraim ilk defa Edessa'ya geldiğinde Kara Koyun deresi kenarında çamaşır yıkayan bir kadın Edessa'lıların nuktedanlığiyla ilgili ilk dersini almıştır.
Sözünü ettiğimiz kadın Efraim kendilerine yaklaştığında başını yere etmeden ona uzun uzun bakar.
Efraim onun bu tavrını eleştirmeye kalkınca kadın ona anlamlı bir yanıt verir. Kadın Efraim'e der, " yere bakacak ola sizsiniz; çünkü topraktan gelen sizsiniz.
Benim size bakmam gerekir.
Çünkü ben sizden geldim."
Efraim kadının verdiği bu zekice yanıt üzerinde düşünür.
Bu şehrin kadınları bu kadar akılı ise kim bilir erkekleri ne kadar akıllıdır der.
Devam edecek