Eyyubiler dönemi. Bilgi beceri akıl, bunlara ilaveten cesaret
cömertlik gibi özelikler yaratan tarafından herkese eşit
dağıtılmamış. Bu duruma, doğuştan gelen bilgilere bilindiği gibi
kalıtım deniliyor.
Kalıtımda doğuştan gelen bilgi, içgüdü, iç görü sezgi karakter
gibi özeliklere ilaveten, insan gelişiminde kalıtım
dışında elbette
eğitimin rolü inkar edilemez.
Tarihi şahsiyetlere baktığımız zaman bunların çoğunun
çağlarına göre iyi eğitimlerden geçtiği anlaşılır.
Konumuzla ilgili bu tarihi ve dini kişilik anlaşılacağı üzere
Selahaddin’i Eyyubi’dir.
Bu zatı muhtereme bir İslam kahramanı demek mümkün.
Hatta abartı olmaz.
Çünkü bu tarihi ve dini kişi İslam dini inancı gereği kutsal
sayılan Kudüs şehrini 88 yıl işgal eden haçlı Hıristiyan
ordularından kurtarmıştır.
Ulusal milli olan tarihi kişilerin etnik kimlikleri bellidir, tartışılmaz.
Gerçekleri belirtmek gerekirse söz konusu din ikimlikler
kahramanlar olunca her millet dini kahramanlara sahip çıkar.
Bu kahramanlardan biri Selahaddin’i Eyyubi’dir. Çeşitli İslam
milletleri bu nedenle bu kahramana sahip çıkar, Araplar, Arap
der,Türkler, Türk der, Farslar, Fars der. Bu sahiplenmeyi çok
yadırgamamak gerek.
Çünkü sonuçta dava mili değil ümmettir. Ama çelişki olan herkesi yani her milli unsuru aidiyeti inanç gereği özünde
barındırması gereken ümmet inanç ve birliğinin aksine çağımız
da Kutsal İslam inancı ve öğretisine son çözümde özünde
milliyetçilik olan milli kavramının eklenmesidir.
Örneğin Arap İslam düşüncesi veya sentezi diyelim. Yada, Türk
İslam sentezi. Veya Fars İslam milliyetçiliği, böylesi yaklaşımlar hiçte İslam dinin ruhuna uygun değildir. Zira İslam dini Milliyetçiliği ret eder. Kuran’ı kerim de Rum süresi, Hucürat süresi ve birçok sürede Allah’ın insanları kavimler halinde yarattığını, ancak üstünlük taslamayan ezmeyen kavim gerçeğinin tanınmasını belirtir. Yazımızın başında belirttiğimiz gibi, sıradan sade bir insanı veya konumuz gereği olan bir lideri oluşturan ana öğenin kalıtım ve eğitim olduğunu belirtmiştik. Selahaddin’i Eyyubi’nin kökeni Kürtlerin revadi aşiretinin Hezbani bölümüne dayanır. Bu aşiret zamanın da kuzey ırak bölgesinden Azerbaycan bölgesine göç ederler. Revadi aşiretinden Muhammed şeddad Kartu 951 tarihin de Başkenti divin olan kendi adıyla şedadi devletini kurar. Bu devlet İran, Irak, Gürcistan, Anadolu da Doğuda Malatya sınırlarına kadar genişler. Türklerle kız alıp verirler akraba olurlar. Bir olguyu vurgulamak gerekirse Türklerle Kürtler arasındaki İlişki en önemli olanı stratejik işbirliği sanıldığının aksine Malazgirt savaşından daha önce ta yedi ve sekizinci asırlar da Kürtlerin bir kolu olan Revadi aşiretiyle başlamış diyebiliriz. Bu bağlamda Çoğu Hıristiyan olan Gürcülerle savaşta Türk Kürt itifakı önem arz eder. Konumuzla ilgili olan husus bu devlet 1170 tarihin de ikiye bölünür nihayi varlığı 1250 yılında sona erer. İşte böyle deneyimli köklü bir aileye mensup olan İslam kahramanı Selahaddin’i Eyyubi’nin babası Necmettin Eyyüp ve amcası şirguh ile birlikte uzun bir mesele kısa kesmek gerekiyor. Şimdiki Azerbaycan bölgesinden önce Irak’a sonra Suriye ve nihayet mısıra yerleşirler. Devam edecek