Bu bölümde Osmanlı devleti döneminde 17, yüz yılda yaşamış, dünyaca ünlü gezgin Evliya çelebi, Anadolu şehirlerinin tümünü gezer gezdikleri şehirleri, küçük yerleşim yerlerini, halkın sosyal, kültürel durumlarını bundan yaklaşık dört asır evvel yazdığı Seyahatname kitabında belirtir. Urfa’ya da gelir. Urfa izlenimlerini Seyahatname kitabında yazar. Seyahatname gezi kitabını okuyamayan ve bulamayan okuyucular için Urfa bölümünü yazmak uygun olur diyerek Urfa tarihi kitabımıza ekledik. Seyahatname de yazılan bilgilerin hepsinin doğruluğu şüphelidir, tartışılır. Ancak bu kitap kültürel bir çalışma olduğu için bunları yazmakta bir beis olmasa gerek.
Urfa ( Roha, Reha) Nuh tufanından sonra kurulan Eski şehirlerin biri de bu Urfa’dır. Urfa eyaleti altı sancaktır. Cemasi sancağı, Habur sancağı, Dicle sancağı, Beni Rebia sancağı, Suruç sancağı, Baka sancağı. Bu sancakların merkezi Urfa’dır. Bütün beyler orada otururlar. Burası eski bir eyalet olup, üç tuğlu vezirlere verilmiştir. Kadı nahiyeleri: Suruc, Harran, , Baka, Samsad’dır. Bu nahiyelerin sahipleri , yurt sahipleri olan Türkmenlerle Kürtler’dir. Dağlık yerleri çoktur. Şehir Haliliü’r- Rahman’ın nazargahıdır. Dört mezhepten fetva sahibi şeyhül’islamı, nakibeşrafı, ayan ve eşrafı, sipahi kethüda yeri, yeniçer, serdarı, şehir naibi, şehir muhtesibi, vergi toplayanı ve şehbenderi ile kaban emini vardır. Urfa kalesi: bu kalenin üst kısmında Damlacık adında kayalık, yüksek bir dağ vardır ki, lanetli Nemrud’un yaylak merkezi imiş. Bu dağın yarısında göğe yükselmiş yalçın bir kaya üzerinde büyük taşlarla yapılmış, sağlam surlu yüksek bir kaledir. Her taşı fil büyüklüğünde vardır. Yuvarlak şekil olup, benzeri olmayan güzel bir kaledir.
Burç ve kuleleri çok kuvvetlidir. Etrafında hendeği yoktur. Zira dört tarafı gayya kuyusu gibi uçurum kayalarıdır. Batı tarafına açılan gayet sağlam demir kapısı vardır. Burada yirmi ev vardır ki Dizdar ağa burada oturur. İki yüz kadar askeri, cephanesi, buğday ambarı ve su sarnıçları bulunur. Kale kapısının iç yüzünde bir camii vardır. Minareleri küçük, fakat güzeldir. Bundan başka bir imareti yoktur. Evler iç kalede olduğundan, bağsız ve bahçesiz küçük asker evleridir. Hazreti İbrahim’i lanet olası Nemrud’un ateşe attırdığı mancınık bu kale içinde durur. Aşağı varoşundaki büyük kale, dört köşeli eski bir kaledir. Taşları gayet büyük olup iç kalenin eteğinde yapılmıştır. Bunun da burç ve kuleleri sağlamdır. Bu varoşun üç kapısı vardır: Bağdat tarafında doğuya açılan bey kapısı; batıya açılan Samsat kapısı; yine batıya açılan Harran kapısı. Burası yukarı kale gibi kayalar üzerinde olmayıp alçakta’ geniş bir yerdedir.
Urfa camileri: Hepsi yirmiiki mihrabdır: iç kalede eski mabed olan minaesiz cami: Paşa Sarayı yanında çok cemaati olan Kızılcami, Nemrud zamanından kalmış eski bir Kilise imiş. Harun el – Reşid fethinde Kiliseden değiştirilerek cami yapılmıştır. Hala minarelerinde Erganon haneleri vardır: Akcami bu da eski bir yapıdır; Hazreti İbrahimhalil cami, ilk yapıcısı Halife Memun’dur: Bazar Camii cemaati çoktur: Sultanhasan camii bu da güzel bir camiidir: Tarihli Camii; Caygırlı Cami; Ihreyn Cami, iki kardeş tarafından yaptırılmış güzel bir Camidir; Debbağhane-Tabakhane. Bu son altı camiye İbrahim Halilullah suyu gelip havuz ve şadırvanlara verilir; Fiskiyelerinden bol su akar; Beykapısı camii; Hekim dede camii; Kara meydanı camii; Uğurlumeydan camii, bu dahi eski bir yapıdır. Ayrıca altmışyedi mahalle mescidi vardır. Bazı mahallede iki üç tekke vardır. Çünkü halkı gayet dindar; tarikat ehli, iyi huylu kimselerdir.
Medreseler: Kızıl cami Medresesi. Firuz bey Medresesi, Sultanhasan Medresesi. Her camide ayrıca talebe odaları da vardır. Üç adet Kur’an ve hadis okunan Medresesi vardır. Öğrencileri gayet çok ve bilginlerin sayısı da fazladır. Bütün ilimlerin öğrenimini yapmış tefsirci, hadisci, musannif, ve derin bilgi sahibi kimseleri vardır. Otuz adet ebced okuyan mektebi vardır. Kızıl cami mektebi. Hazreti İbrahimhalil Mektebi, Sultanhasan ve Ak cami Mektebi önde gelenleridir. Her sene başında bayramlık giyimleri vakıf tarafından yetim çocuklara dağıtılır. Surre ve hediyeleri boldur. İmaretleri de vardır. Meşhurları: İbrahim Halil Tekkesi imareti ki bütün gelen giden misafirler ve komşulara günde iki defa pilav verilir. Çorbası da boldur.
Tekkeleri: Tekkelerinden birincisi İbrahim Halil Tekkesi’dir. Kale içinde iç hisar dibinde Halife Memun yapısıdır ki Rum, Arap, Acem’de velhasıl bütün İslam ülkelerine meşhurdur. Lanetli Nemrud tanrılık iddiasında bulunup kartal kuşlar ile göğe çıkarak – haşa sümme haşa gök tanrısı ile savaşmaya karar verir. Bu düşünce ile göğe oklar atmış, Allah’ın emri ile oku kanlı olarak içinde bulunduğu ve kartal bağladığı sandukasına düşmüştür. Devam Edecek…