Bir Osmanlı öz deyişinde ''hafızayı beşer nisyan ile maluldür'' denilir.Türkçesi insanın belleği unutma özürlüdür.yaşlılık kişilere bir çok şeyi unutturur.ama gençlerin orta yaşlıların nice konularda akıl veren yazarların,hele siyasilerin toplumsal sorunlarda unutkanlığının telafisi zor olur. Sıradan kişiler açısından unutma hata çok fazla önem teşkil etmez.Çünkü kişiseldir büyük bir kitleyi ilgilendirmediği için toplumsal bir niteliği ve bedeli yoktur. Söz konusu yanlışlığı ülkeyi yöneten siyasi irade yapıyorsa olayın işin rengi ciddi bir şekilde değişir.''kırk senelik Kani olumu yani''misalinde olduğu gibi kırk senedir savaşla ölmeyle öldürmeyle çözülmeyen adına ne denirse denilsin ister terör ister Kürt sorunu denilsin bu önemli sorun,sonuç alınmayan eski yöntemlerle millet vekili dokunulmazlığını kaldırıp 22 yıl evvel olduğu gibi HDP Milet vekillerini yaka paça cezaevine atarak bir nevi intikam alınmak isteniyorsa,akıl alacak çözüm olacak bir yöntem değil. Bu kadar acılardan çözüm olmayan savaştan sonra En önemli bir sorunda tekrar Doksanlardaki inkar imha metoduna dönüş sinyalleri iktidarın geçmişte gene çare olmayan Kemalist bir anlayışla birlikte hareket ettiği seziliyor. Çelişki olan bu ideolojiye karşı olan İslami referanslı ak parti hükümetinin Böylesi milliyetçi bir yol seçer hale gelmesi.Aslında sanırım siyasi iktidarın karar vericileri de bu eskimiş yöntemin çare çözüm olmadığını biliyorlar. Ama ne hikmetse veya ne oldu da barış sürecinden sonra acı göz yaşı olan uğursuz savaş yoluna girildi,nihayet HDP Millet vekillerine yönelik dokunulmazlık kaldırma noktasına geldi?.Bunda dönemin başbakanı Erdoğan ve bazı bakanlarla ilgili 17-25 aralık rüşvet yolsuzluk operasyonu sonucu oluşan kişisel kaygılar belirleyici etken olabilir.Türk halkının çoğunluğu ise şahsi denilebilecek bu politika değişikliğinin farkında değil,sorgulamıyor savaşın durması için barış için tepki göstermiyor.Şimdi dokunulmazlığın kaldırılması ceza evi yolunun açılması yanan ateşe yanan yüreklere deyim yerindeyse odun atmaktan öteye geçmez yangını daha çoğaltır. Oysa çözüm süreci ne güzel devam etmişti.Tüm Türkiye de bahar havası estirmişti.Ak parti iktidarı İmralı ile HDP aracılığıyla PKK ile görüşmeler müzakereler yapmış mutabakata varmışlardı. Doğrusu bu önemli hayati konuda gerek iktidar yetkilileri gerek Kürt siyasi hareketi barışı sağlayacak adımları atmadılar,biri birlerini oyaladılar samimi davranmadılar,tekrar kan akmaya devam etti. Olan acıyı yaşayan genç yaşta kara toprağa düşen Türkiye Emekçi yoksul halkının çocuklarına oluyor. Hala Ders alınmıyor,hayret doğrusu hala son terörist bitene kadar bu savaş devam edecek deniliyor. kimse de sormuyor beyler paşalar bu kadar yıldır bu mesele savaşla bitmedi bundan sonra nasıl savaşla bitecek? Artık Yetmedi mı binlerce genç gitti,yüksek sesle sorulmuyor.sizin çocuklarınız neden bu kirli savaşta yok.Sizlerin çocukları bu savaşta olsa böyle devam eder mı? Gene neden kimse sormaz sorgulamaz binlerce PKK mensubu neden nasıl bilerek ölüme gider? Bunu bir tek terörist hareket olarak nitelendirmek bilmem ne denli doğrudur ne denli gerçeği yansıtır.Bu soruların cevabı araştırılsa verilse,belki bu acımasız savaş Anlamını kaybeder sona erer,güzel coğrafya Türkiye barışa kavuşur.şimdi Gene Hataya devam ediliyor Geçmişten ders alınmıyor.Yaklaşık altı milyon insanın oy verdiği bir partinin millet vekillerinin cezaevine atılmak istenmesi fayda değil zarar verir ayrılma fikrini derinleştirir.dokunulmazlık dosyaları mahkemelere geldiği zaman Türk yargısının egemen güçlerin etkisi dışında adil demokratik bir karar vermesi tarihi nitelikte,ülkenin birliğine katkı olacaktır.