Büyük şehirlerde hastahaneye gidenler oralarda büyük bir kalabalığın Oluştuğunu sıra beklediğini görürler.
İlimiz Şanlıurfa iki milyon nüfusu Buna ilaveten beşyüzbinsuriyeli mülteciyle bu konuda belki en önde yetersiz sağlık hizmetleri sorunu yaşayan bir il. Özel hastahaneler de fazla kalabalık değise bile oralar tabir caiz se birer para dolabı.
Ülkemizde gelir dağılımı bozukluğundan dolayı ülkenin çoğunluğunu oluşturan yoksul halkımızın bu kurumlara zorunlu haller dışında gitmesi neredeyse mümkün değil.
Devlet hastahanelerinde doktorlarımız personel alet adavet yetersizliğine rağmen ellerinden gelen özveriyi yapıyorlar. Ama yetersiz. Zira her poliniklikte neredeyse her gün doktorlar yüz yüzelli kadar hastayı ortalama üç beş dakika muayene etmeye çalışıyorlar.
Tabi buna muayene denirse zira süre yeterli değil.
Uzmanların verdiği bilgiye göre sağlıklı bir muayyenin asgari on beşyirmi dakika olması gerektiğini belirtiyorlar.
Çünkü doğru tedavi ancak doğru teşhisle mümkündür.
Tabi toplumsal sağlık Diyalektik olarak tüm maddi ilişkilerde olduğu gibi,ülkenin ekonomik, sosyal, eğitim durumuyla doğrudan ilintilidir.
Çok çocuk yapmadan bilinçsizce ilaç tüketimine kadar. En çok da gereksiz antibiyotik ilaç kullanımı hat safhada.
Yapılan en son araştırmada Türkiye Avrupa ülkeleri arsında en çok antibiyotik kullanan ülke oldu. Ayrıca bu nedenlerden olsa gerek bütçeden sağlık bakanlığına ayrılan para yeterli değil.
Örneğin ilimiz Urfa ülkemiz de en çok nüfusu artan bir il. Feodal nedenlerle açık söylemek gerekirse bize güç lazım Urfa deyimiyle bize değenek, sopa lazım anlayışıyla çok çocuk isteniyor mevcut sağlık kurumları bu nedenle artan aşırı nüfus artışından dolayı yetersiz kalıyor.
Siyasi liderlerin çok çocuk yapın söylemleri ile birlikte mülteciler ne kadar gelirse gelsin boyutunu özenle düşünmelerinde yarar var.
Suudi Arabistan ve Mısır iki büyük Arap ülkesi oralarda yok denecek kadar Arap mülteci var. Ülkemizde nerdeyse dört milyon Suriyeli mülteci bulunuyor. Bunların önemli bir kısmı oralara neden yönlendirilme çalışmaları yapılmasın.
Zira bu mülteci yığılması ülkemizin özelikle de Urfa’nın ekonomik sosyal sağlık sorunlarını doğrudan olumsuz yönde etkiliyor.
Neredeyse yirmi yıldır temeli atılan 1500 yataklı Urfa devlet hastahanesi hala hizmete geçmedi. Burada bir tek iktidarı sorumlu tutmak doğru olmaz. İlimiz milletvekilleri bu konuyu ısrarla takip etmeleri gerekiyor.
İnsanı hayrete düşüren diğer bir sağlık konusu psikiyatri servislerine aşırı yığılmanın olması. İlginç olan yakın bir tarihe kadar psikoloji ismini duymayan bilmeyen kırsal kesim vatandaşlarımızın bu kurumlara yoğun gelmesi.
Bilinçsizce tüketilen ilaçlar, diğer önemli sorun uyuşturucu bağımlılığı gibi, sosyal ekonomik sağlık sorunlarında eğitim çalışmaları iyileştirmeler yapılması önem teşkil ediyor.
Bu sorunlar medrese eğitimi ile değil çağdaş bilimsel eğitim ve anlayışla asgariye iner çözüm aşamasına gelir.