İki gün önce Gazeteciler gününü kutladık
10 Ocak Dünya Gazeteciler günü, öncelikle bu alanda ekmeğini kazanan, sahada efor harcayan, parasıyla bu işe gönül koymuş, girmiş, perde arkasında yöneticilik yapan tüm Gazeteci arkadaşlarımızın Gazeteciler gününü kutluyorum…
Gazeteciler olarak, genel itibari ie Türkiye’de çok zor şartlar altında çalışıyoruz.
Yerelde bu şartlar daha ’da zor hale gelmekte; bunu yaşıyoruz; görüyoruz…
Sosyal güvencenin oldukça zayi olduğu bir alanda, bununla beraber can güvenliği yok.
Hukuksal düzenlemelerin çoğu aleyhimizde olduğu bir sistem karşımızda duruyor.
Yazdığımız haberden dolayı veya makaleden dolayı bir ayağımız mahkeme koridorunda, bir ayağımız gazete Ofisinde; elimizde belgesi bulunan haberden dolayı bile bazen sanık sandalyesine oturmak zorunda kalıyoruz
Gönül isterdik ki, bugün ki yazımıza başlarken, Basın alanında ne kadar Demokrasiye bağlı olduğumuzu; Yasama, yürütme, Yargıdan sonra 4. Güç olan gazeteciliğin baskı, altında olmadığından, tehdit edilmediğinden, Türkiye’deki gazeteciliğin, Avrupa’nın tüm gelişmiş Ülkelerin seviyelerine yakınlığında konuşsaydık, yazsaydık.
Ne kadar güzel olurdu, bizim için, hepimiz için…
Maalesef bugün bunların hiçbirinden bahs edemiyoruz.
Cezaevinde gazetecilerin sayısını bilmiyoruz; kimine göre 167, kimine göre 190 gazeteci içerde…
Suçlamalara bakıyoruz; ya tv’lerde konuştuğu birkaç cümle veya yazdığı bir makale…
Oysa gazeteciler sözde “fikri hür nisanlardı…” bu teori tabii, işin pratiği tamamen farklı
Gazeteciler bu Ülkede maalesef siyasilerin gölgesinde yaşamaya mahkum edilmiş. Bunu genel anlamda net görüyoruz; yandaş medya ve muhalif medya diye Türkiye’de medya bile bölünmüş hale geldi. Buda ister istemez güveni sarsıyor.
Zor mesleği icra ediyoruz; kamu adına hareket ediyoruz, toplumun dili, sesi oluyoruz. Bunları yaparken bile birçok hengemenin içinde kendimizi buluyoruz
Urfa’da birkaç örnek vereyim…
Tehdit edilmeyen gazeteci( bende dahil) yok gibi.
Kaç arkadaşımız vuruldu…
Faili Meçhule gidenler oldu.
Şantaj yapanlar oldu.
Haber için para teklif edenler…
Bazen 50 lehte haber yaparsınız, bir teşekkür bile çok görülür, Fakat aleyhte bir haber yapıldığı zaman fırtınalar kopar, gider…
İşte bu koşullarda gazetecilik yapıyoruz Urfada…
Aslında bir yerde Urfa Türkiye’nin aynasıdır.
Burdan bakınca, tüm Türkiyenin aşağı, yukarı aynı olduğunu görüyoruz, takip ediyoruz.
Bugün yine adımıza, siyasiler atıp tutacak “basın büyük 4. güç…” diyecekler…
Lakın ertesi gün yine bildiklerini okuyacaklar…
Basının gününde bu nakaratları hep duyarız..
Yinede umudumuzu Basın olarak yitirmiyoruz.
Güzel günler elbette gelecektir.
Demokrasi, Hukuk, İnsanları hakları bu Ülkede yeşerecektir.
Herşeye rağmen bizler demokrasi diyoruz. Tüm zor koşullara rağmen işimizi seviyoruz.
Günümüz Kutlu olsun Arkadaşlar…