NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

İSLAM DİNİN BİR GERÇEĞİ TASAVVUF

Birçok durumda birçok kavram yanlış anlatılır, yanlış anlaşılır. Hani denilir ya yarım doktor insanı candan, yarım hoca dinden eder. Ne acıdır, ne yazıktır, İslam dinini yorumlama... Aynı durum söz konusu. Herkes bilen bilmiyen çoğu kez ahkam keser. bilgiçlik taslar. Bu önemli konu ile ilgili şahsım ahkam kesmeyecek... bildiğim kadarıyla iddialı olmadan sizlere sohbet tadında görüşümü  aktarmak olacak. Zaten yapıcı tartışma, konuşma, yazma olmadan somut durumlar ortaya çıkmıyor. Sürçü lisan edersek afola. İşin yanlış tarafı bazı İslam alimlerinin Kur'ani kerimi ve bazı sahih hadisleri kendi açılarından kesin yorumlamaları. Fetva vermeleri.   Bunu sıradan insanlar yapsa, neyse deriz, cürmü kadar yer yakar deriz. Etkisi yaygınlığı olmaz. Konunun ironisi, Kendilerine selefi diyen yani Hazreti Muhammet (sav) halef Bizde selefiz yani peygamberin gerçek takipçisi biziz diyen, mezhep imamları sayılan Harranlı İbn teymiye, Vahabi mezhebinin kurucusu, Muhammet bin Abdulvehap'ın söylemleri.  Birer ekol sahibi bu kişilerin kutsal kitabın ve sahih hadislerin aksine çoğu kez kendi doğrularına göre yorum getirmeleri, ayrıca belki daha önemli olanı Tasavvufu, evliyaları, velileri, Alllah dostlarını ve kurumlarını kabul etmemeleri inkar etmeleridir. Ehli sünnet alimlerinin. bu arada şahsi görüşümü de belirtirsem Tasavvuf İslam dinin özü ve ruhudur. Bu nedenle Selefileri Tasavvufu inkar etmeleri daha doğrusu kabul etmemeleri kendiliğinden açık ve kaçınılmaz bir şekilde kendi yargıları olduğunu gösteriyor. Çünkü İslam dini, kutsal kitap Kur'an'da maddi manevi düşüncenin önemi konusunda yüzlerce ayet bulunur.  Yani öz oarak düşünün buyrulur. Tasavvuf bu ayetlerle örtüşüyor. Zaten Hazreti Muhammet peygamberlik gelmezden evvel bilindiği gibi sürekli Mekke yakınlarında olan Hira Nur dağına gider, orada Evrenin, Dünyanın oluşumu Yaratıcı bir güç üzerine sürekli tefekkür eder, düşünürdü. Nitekim hira adı verilen Mağarada gelen ilk ayet İkra oldu yani Allah'ın adıyla oku. Bu önemli örnek bilene Tasavvuf'un ne olduğunu anlatır. Nitekim Tasavvuf ehli dediğimiz İslam velileri, Bu doğrultuda yaşamlarını sürdürdüler. Adları bu köşeye sığamayacak kadar çok olan Allah dostlarının bazıları, sırrı sakati, Marufu kerhi, Abdulkadir Geylani, Şahı Nakşibendi, Muhiddin’i Arabi ve Ferıddüni Attar. Allah cümlesine rahmet etsin. Bu değerli zatlar çıkar menfaat peşinde koşmadılar, paylaşmasını bildiler, lüks ve israf içinde yaşamadılar. Gerçek Müslüman tipini çizdiler, gösterdiler. İslam dinin savaş (cihad) ilkesinin asıl mühim noktasının iyilik olması gerektiğini, Nefisle mücadele olduğunu bizlere, yani anlamak isteyenlere gösterdiler. Hazreti Muhammet (sav) bir gün sahabeleri yani arkadaşları, yoldaşları ile oturup sohbet ederken, Hud süresi beni ihtiyarlattı dedi... sahabeler anamız babamız sana feda ya resulullah nedir bu Hud  süresi dediler... Peygamberimiz ayeti kerime nazıl oldu, "emr olduğun gibi dos doğru ol" denildi. buda kolay bir şey değil buyurdu. Bu sebeple böyle dedim cevabını verdi. İşte gerçek evliya dediğimiz bu yolun Ayetlerin Sünetlerin yolcularıdır. Zor olanı başarmak istiyenlerdir. Nefis ile mücadele edenlerdir. Ancak çok acı bir durum olduğu kadar büyük bir mantısızlıkla üstelik, Selefi olan Suudiler, Vahabiler, Daiş, Tasavvufu ve velilerini inkar etmekl yetmiyormuş gibi... Haşa Tasavvufu kabul edenleri tekfir kafir ilan ediyorlar. Ne diyelim bu kadar cehalet olamaz. Oysa asıl tekfirin yani küfre sapanların kim olduğunu Allah iyi bilir. Ama böyle bir suçlama büyük bir saygısızlık. bununla yetinseler neyse denilir. Suudiler, Daişler ele geçirdikleri yerlerin tarihi yerlerini camilere türbelere kadar, yakıp yıktılar. Cihat kavramını bir tek savaş, ganimet, yağma anlayan. evlıya veli kabul etmeyenler belki bilmezler, Dünya'da İslam dinine en büyük zararı kendileri vermiştir. Bu yazıyı çok dindar, merhum babamın sözüyle bitirelim. Allah hırsızını tanır.  
Ekleme Tarihi: 22 Şubat 2018 - Perşembe

İSLAM DİNİN BİR GERÇEĞİ TASAVVUF

Birçok durumda birçok kavram yanlış anlatılır, yanlış anlaşılır. Hani denilir ya yarım doktor insanı candan, yarım hoca dinden eder.

Ne acıdır, ne yazıktır, İslam dinini yorumlama... Aynı durum söz konusu. Herkes bilen bilmiyen çoğu kez ahkam keser. bilgiçlik taslar. Bu önemli konu ile ilgili şahsım ahkam kesmeyecek... bildiğim kadarıyla iddialı olmadan sizlere sohbet tadında görüşümü  aktarmak olacak.

Zaten yapıcı tartışma, konuşma, yazma olmadan somut durumlar ortaya çıkmıyor. Sürçü lisan edersek afola. İşin yanlış tarafı bazı İslam alimlerinin Kur'ani kerimi ve bazı sahih hadisleri kendi açılarından kesin yorumlamaları. Fetva vermeleri.   Bunu sıradan insanlar yapsa, neyse deriz, cürmü kadar yer yakar deriz. Etkisi yaygınlığı olmaz. Konunun ironisi, Kendilerine selefi diyen yani Hazreti Muhammet (sav) halef Bizde selefiz yani peygamberin gerçek takipçisi biziz diyen, mezhep imamları sayılan Harranlı İbn teymiye, Vahabi mezhebinin kurucusu, Muhammet bin Abdulvehap'ın söylemleri. 

Birer ekol sahibi bu kişilerin kutsal kitabın ve sahih hadislerin aksine çoğu kez kendi doğrularına göre yorum getirmeleri, ayrıca belki daha önemli olanı Tasavvufu, evliyaları, velileri, Alllah dostlarını ve kurumlarını kabul etmemeleri inkar etmeleridir. Ehli sünnet alimlerinin. bu arada şahsi görüşümü de belirtirsem Tasavvuf İslam dinin özü ve ruhudur. Bu nedenle Selefileri Tasavvufu inkar etmeleri daha doğrusu kabul etmemeleri kendiliğinden açık ve kaçınılmaz bir şekilde kendi yargıları olduğunu gösteriyor. Çünkü İslam dini, kutsal kitap Kur'an'da maddi manevi düşüncenin önemi konusunda yüzlerce ayet bulunur.  Yani öz oarak düşünün buyrulur. Tasavvuf bu ayetlerle örtüşüyor.

Zaten Hazreti Muhammet peygamberlik gelmezden evvel bilindiği gibi sürekli Mekke yakınlarında olan Hira Nur dağına gider, orada Evrenin, Dünyanın oluşumu Yaratıcı bir güç üzerine sürekli tefekkür eder, düşünürdü. Nitekim hira adı verilen Mağarada gelen ilk ayet İkra oldu yani Allah'ın adıyla oku. Bu önemli örnek bilene Tasavvuf'un ne olduğunu anlatır. Nitekim Tasavvuf ehli dediğimiz İslam velileri, Bu doğrultuda yaşamlarını sürdürdüler. Adları bu köşeye sığamayacak kadar çok olan Allah dostlarının bazıları, sırrı sakati, Marufu kerhi, Abdulkadir Geylani, Şahı Nakşibendi, Muhiddin’i Arabi ve Ferıddüni Attar. Allah cümlesine rahmet etsin. Bu değerli zatlar çıkar menfaat peşinde koşmadılar, paylaşmasını bildiler, lüks ve israf içinde yaşamadılar. Gerçek Müslüman tipini çizdiler, gösterdiler. İslam dinin savaş (cihad) ilkesinin asıl mühim noktasının iyilik olması gerektiğini, Nefisle mücadele olduğunu bizlere, yani anlamak isteyenlere gösterdiler.

Hazreti Muhammet (sav) bir gün sahabeleri yani arkadaşları, yoldaşları ile oturup sohbet ederken, Hud süresi beni ihtiyarlattı dedi... sahabeler anamız babamız sana feda ya resulullah nedir bu Hud  süresi dediler... Peygamberimiz ayeti kerime nazıl oldu, "emr olduğun gibi dos doğru ol" denildi. buda kolay bir şey değil buyurdu. Bu sebeple böyle dedim cevabını verdi.

İşte gerçek evliya dediğimiz bu yolun Ayetlerin Sünetlerin yolcularıdır. Zor olanı başarmak istiyenlerdir. Nefis ile mücadele edenlerdir. Ancak çok acı bir durum olduğu kadar büyük bir mantısızlıkla üstelik, Selefi olan Suudiler, Vahabiler, Daiş, Tasavvufu ve velilerini inkar etmekl yetmiyormuş gibi... Haşa Tasavvufu kabul edenleri tekfir kafir ilan ediyorlar.

Ne diyelim bu kadar cehalet olamaz. Oysa asıl tekfirin yani küfre sapanların kim olduğunu Allah iyi bilir. Ama böyle bir suçlama büyük bir saygısızlık. bununla yetinseler neyse denilir. Suudiler, Daişler ele geçirdikleri yerlerin tarihi yerlerini camilere türbelere kadar, yakıp yıktılar. Cihat kavramını bir tek savaş, ganimet, yağma anlayan. evlıya veli kabul etmeyenler belki bilmezler, Dünya'da İslam dinine en büyük zararı kendileri vermiştir. Bu yazıyı çok dindar, merhum babamın sözüyle bitirelim. Allah hırsızını tanır.  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.