Şeyh Sadi Şirazi (1192-1293) yılları arasında yaşayan İranlı alim ve şairdir. İki ünlü manzum eseri Bostan ve gülistandır. Bu kitaplar Osmanlı devleti dönemlerinde medreselerde ders olarak okutulurdu. Konuları, adalet ve ahlak üzerinedir. Ayrıca kısa anlamlı meseller, yaşanmış ibretli hayat hikayeleri, Allah dostu velilerin yaşamları Tasavufi bir şekilde kitaplarında anlatır. Sadi Şirazi Uzun yaşamında Dünya’nın bir çok ülkesini gezer. Oraların halkını, idarecilerini, Adil ve zalim hükümdarlarını bizlere tanıtır yazar. Epey bir müddet dolaştıktan sonra nihayet doğduğu şehir Şiraz’a geri döner. Sadi’nin anlatımına göre Şiraz o dönem belki Dünya’da En huzurlu ve güvenli bir şehir idi. Çünkü diye ekler Şiraz ve o bölgeyi yöneten hükümdar Adaleti ile ünlü, Oğuz boylarından Salgurlu Türk Atabekleri’nden Ebu Bekir bin Sa’d bin Zengi tarafından yönetiliyordu. Fakir, Zengin bu adil yönetimden çok memnundu. Sadi Şirazi bu adil hükümdara sevgisinden dolayı Sadi adını alır. Bostan adlı kitabını ona ithaf eder. Halkın da memnun olduğu böyle bir hükümdar yönetiminde yaşadıkları için Allah’a şükür eder. Adalet kavramının Dünya dinler tarihinde, insanlık tarihinde mümtaz bir yeri vardır. İslam peygamberi Hazreti Muhammet (SAV) özel yaşamında çağının ilerisinde adalet örnekleri vermiş. Sonradan gelen Hazreti Ömer’e bu anlamda bir Adalet timsali denilebilir. Diğer bir örnek İran’da İslam dini öncesi dönemde yaşamış, Peygamberimizin bile övdüğü denilen, Adaleti ile meşhur Nuşirevan vardır. Türkiye Adliyelerinde Adalet mülkün temelidir yazısı bulunur. Mülk devlet anlamına gelir. Yani devletin temeli adalettir anlamını taşır. Hatta Hazreti Ali’ye atfedilen “Devletin dini Adalettir” sözü bu anlamda çarpıcı bir örnektir. Adalet konusu tüm insanlığı ilgilendirdiği için bu nedenle Cihanşümul yani evrenseldir.gelişmiş Dünya ülkelerinde Adaletin Tam tesisi için olmazsa olmaz kuralı güçler ayrımının olmasıdır. Yani yargı, yürütme,yasamanın hak hukuk içersinde biri birlerinin alanına müdahale etmemesidir. Özelikle en önemlisi yargının hukuk temelli olarak vereceği kararlarda tarafsız ve özgür olmasıdır. Yürütmenin hiçbir şekilde yargının işine karışmamasıdır. Ancak böyle olunca bir ülkede gerçek anlamda demokrasiden, haktan hukuktan söz edilir. Aksi halde o yönetimin adi oligarşi olur. Bir kişi ve bir grubun devleti keyfi bir biçimde yönettiği yönetim biçiminin adıdır oligarşi. Bu tür yönetim biçimleri dinlerin ve gelişmiş insani kuralları temsil etmez. Yeri gelmişken, Adalet konusu açılmışken Dünya’da meşhur olmuş ortaçağ Almanya’sında “Berlin’de hakimler var” sözünün mesellini kısaca anlatmak gerekir. Prusya kralı Büyük II Frederick Berlin yakınlarında Potsdam ormanlarında gezinirken, manzaralı güzel bir yer görür, orayı satın alıp bir saray yapmaya karar verir. Ancak orada bir değirmen bulunur. Değirmenci buranın atalarından kaldığını kendisinin de ekmek teknesi olduğunu bu nedenle satmak istemediğini söyler. Kral değirmenciye bağırır çağırır sen benim Almanya kralı olduğunu bilmiyor musun yoksa? Değirmenci senin kral olduğunu biliyorum. Ama bende bu değirmenin sahibi Sans-Souci’yim. Kral öfkeden deli gibi olur. Madem benim kim olduğumu biliyorsun, o halde burayı zorla alabileceğimi de biliyor olmalısın . Bakalım o zaman ne yapacaksın? Değirmenci hiç telaşa düşmez ve ve tarihe geçecek ve Dünya’nın her yerinde Adalet’in sloganı olacak ünlü lafını söyler: Sen kralsın, ama .. “Berlin’de hakimler var” Sonuçta oluşan özgür yargı değirmenin yıkılıp saray yapılmasını krala rağmen önlemiş olur.
Anasayfa
Yazarlar
NECDET ŞANSAL
Yazı Detayı
Bu yazı 1515+ kez okundu.
ADALET HERKES İÇİN GEREKLİDİR
Şeyh Sadi Şirazi (1192-1293) yılları arasında yaşayan İranlı alim ve şairdir. İki ünlü manzum eseri Bostan ve gülistandır. Bu kitaplar Osmanlı devleti dönemlerinde medreselerde ders olarak okutulurdu. Konuları, adalet ve ahlak üzerinedir. Ayrıca kısa anlamlı meseller, yaşanmış ibretli hayat hikayeleri, Allah dostu velilerin yaşamları Tasavufi bir şekilde kitaplarında anlatır. Sadi Şirazi Uzun yaşamında Dünya’nın bir çok ülkesini gezer. Oraların halkını, idarecilerini, Adil ve zalim hükümdarlarını bizlere tanıtır yazar. Epey bir müddet dolaştıktan sonra nihayet doğduğu şehir Şiraz’a geri döner. Sadi’nin anlatımına göre Şiraz o dönem belki Dünya’da En huzurlu ve güvenli bir şehir idi. Çünkü diye ekler Şiraz ve o bölgeyi yöneten hükümdar Adaleti ile ünlü, Oğuz boylarından Salgurlu Türk Atabekleri’nden Ebu Bekir bin Sa’d bin Zengi tarafından yönetiliyordu. Fakir, Zengin bu adil yönetimden çok memnundu. Sadi Şirazi bu adil hükümdara sevgisinden dolayı Sadi adını alır. Bostan adlı kitabını ona ithaf eder. Halkın da memnun olduğu böyle bir hükümdar yönetiminde yaşadıkları için Allah’a şükür eder. Adalet kavramının Dünya dinler tarihinde, insanlık tarihinde mümtaz bir yeri vardır. İslam peygamberi Hazreti Muhammet (SAV) özel yaşamında çağının ilerisinde adalet örnekleri vermiş. Sonradan gelen Hazreti Ömer’e bu anlamda bir Adalet timsali denilebilir. Diğer bir örnek İran’da İslam dini öncesi dönemde yaşamış, Peygamberimizin bile övdüğü denilen, Adaleti ile meşhur Nuşirevan vardır. Türkiye Adliyelerinde Adalet mülkün temelidir yazısı bulunur. Mülk devlet anlamına gelir. Yani devletin temeli adalettir anlamını taşır. Hatta Hazreti Ali’ye atfedilen “Devletin dini Adalettir” sözü bu anlamda çarpıcı bir örnektir. Adalet konusu tüm insanlığı ilgilendirdiği için bu nedenle Cihanşümul yani evrenseldir.gelişmiş Dünya ülkelerinde Adaletin Tam tesisi için olmazsa olmaz kuralı güçler ayrımının olmasıdır. Yani yargı, yürütme,yasamanın hak hukuk içersinde biri birlerinin alanına müdahale etmemesidir. Özelikle en önemlisi yargının hukuk temelli olarak vereceği kararlarda tarafsız ve özgür olmasıdır. Yürütmenin hiçbir şekilde yargının işine karışmamasıdır. Ancak böyle olunca bir ülkede gerçek anlamda demokrasiden, haktan hukuktan söz edilir. Aksi halde o yönetimin adi oligarşi olur. Bir kişi ve bir grubun devleti keyfi bir biçimde yönettiği yönetim biçiminin adıdır oligarşi. Bu tür yönetim biçimleri dinlerin ve gelişmiş insani kuralları temsil etmez. Yeri gelmişken, Adalet konusu açılmışken Dünya’da meşhur olmuş ortaçağ Almanya’sında “Berlin’de hakimler var” sözünün mesellini kısaca anlatmak gerekir. Prusya kralı Büyük II Frederick Berlin yakınlarında Potsdam ormanlarında gezinirken, manzaralı güzel bir yer görür, orayı satın alıp bir saray yapmaya karar verir. Ancak orada bir değirmen bulunur. Değirmenci buranın atalarından kaldığını kendisinin de ekmek teknesi olduğunu bu nedenle satmak istemediğini söyler. Kral değirmenciye bağırır çağırır sen benim Almanya kralı olduğunu bilmiyor musun yoksa? Değirmenci senin kral olduğunu biliyorum. Ama bende bu değirmenin sahibi Sans-Souci’yim. Kral öfkeden deli gibi olur. Madem benim kim olduğumu biliyorsun, o halde burayı zorla alabileceğimi de biliyor olmalısın . Bakalım o zaman ne yapacaksın? Değirmenci hiç telaşa düşmez ve ve tarihe geçecek ve Dünya’nın her yerinde Adalet’in sloganı olacak ünlü lafını söyler: Sen kralsın, ama .. “Berlin’de hakimler var” Sonuçta oluşan özgür yargı değirmenin yıkılıp saray yapılmasını krala rağmen önlemiş olur.
Ekleme
Tarihi: 03 Ocak 2019 - Perşembe
ADALET HERKES İÇİN GEREKLİDİR
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.