Bu yazımda birkaç ayet ve bir kaç hadis Mealini vermek istiyorum. Rabbimiz buyurur. ( Siz İnsanlar için çıkarılmış hayırlı bir Ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a İman edersiniz. Ali İmran S.Ayet 110) (Bize düşen ancak açıkça tebliğ etmektir. Yasin suresi Ayet 17)Allah Resulü de SAV. Şöyle buyurur. ( Günahkâr bir toplumda ki, iyi kimseler (Bilenler) kötülükleri düzeltmeye güçleri yettiği halde, düzetmezlerse, Allah ölümlerinden önce onların hepsine şiddetli bir azap gönderir. Ebu Davud.) ( Allaha yemin ederim ki, ya iyiliği emreder, kötülükten men edersiniz, yâda çok sürmez üzerinize bir bela gelir ki, Allaha dua eder, yalvarırsınız ama dualarınızda kabul olunmaz. Tırmizi) ( Kim benim bir hadisimi bir kardeşine ulaştırırsa Allah onun yüzünü ak etsin. Tirmizi) ( Kıyamet günü, kişinin yakasına tanımadığı birisi yapışır ve ondan şikayetçi olarak der ki, sen beni hata yaparken ve günah işlerken görürdün, fakat beni uyarıp, engellemezdin. (Müslim) Anlayana bu kadar yeter.
İyilik belli kötülük bellidir. Dinimizde iyilik, kötülük karşılığı helal ve haramlar olarak izah edilir. İnsanlar hep iyilik yapsın, kötülük işlemesin diye Rabbül Âlemin yeryüzüne peygamberler göndermiş, İslam Dini bu Peygamberler vasıtası ile tebliğ edilmiş, Peygamberlerden sonra bu dini âlimler bilenler anlatılmış, bu anlatım günümüze kadar gelmiş, kıyamete kadar da devam edecektir. Âlimlerin olmadığı dönemlerde gerçek âlimlerin eserleri Ümmetin kılavuzları olmuştur. Gerçek âlimler hiçbir dönemde kötülüklere, isyanlara karşı susmamış, çekinmeden hakkı haykırmaya devam etmişlerdir. Susmayı dilsiz şeytan olarak benimsemişlerdir. Dini anlatırken, Peygamberler, Âlimler, bilenler, dert edinenler bile çok bedeller ödemişler. Peygamberler son bulduğuna göre bu Dini bilenler anlatmak mecburiyetindedir. Bazı farzlar var ki, belirli zamanlarda yapılır, hali vakti yerinde olanın ömründe bir defa hac yapması gibi, ancak Dini anlatma, insanları kötülüklerden alıkoyma böyle değildir. Bu anlatım iyilikler galip gelirse Bazen anlatım farzı Kifaye olur. Ancak, kötülükler, isyanlar ayyuka çıkarsa, Dini anlatmak tebliğ etmek, dert edinmek bilenler için farzı ayın olur. Bu tebliğ anlatmaya cihatta denilebilir.
Cihat dil ile mal ile el ile yapılır. Günümüzde bırakın İnanmayanları, İnananlar bile sıkılmadan Allah’a karşı günah işleme isyan bayrağını çekmede arşı alayı titretiyor. İnsanlar içinden çıkarılmış hayırlı Ümmet böyle mi olmalıydı? Görünürde dini tebliğ etmede çok zevat var. Her sarıklı, her sakallı, her cübbeli Dini anlatamaz (İyileri müstesna) Ekranlarda, görsel yazılı basında her kes Din Allamesi kesilmiş, bu dini ehil olanlar anlatmalı, Dini anlatımda Meşrepçilik, Particilik, Mezhepçilik, fanilere bağlılık o kadar çoğalmış ki, saydıklarım dinin önüne geçmiştir. Bazıları insanları Allaha, Peygambere, İslam Dinine davet edeceğine, kendi meşreplerine davet ediyor ki, bu tutum Mübarek dinimiz için en büyük yıkımdır. Ülkemizin çok sorunları var çözümü için çalışanlar emek veren babayiğitler var. Kim iyilik taraftarı ise Mevlam yardım etsin ve razı olsun. Ülkemizin en büyük sorunu İnsanların dinden uzaklaşma sorunudur. Gerçek hocalarımız Bu dini mutlaka anlatmalıdır. Günümüzde İrtica yaftası 163. Madde de yok. Niçin susuyorlar? Anlamış değilim.
Faiz, Zina, Uyuşturucu, nikâhsızlık, Yolsuzluk, densizlik, donsuzluk, haramları işleme her tarafımızı sarmış, sadece Namaz, süper ömre bizi kurtaramaz. Din nasihattir. İfsat ekibi varsa ıslah ekibi de gerçek hocalarımızla tesis edilmelidir. Kötülüklerle mücadele seferberliği ilan edilmelidir. Kadim aile yuvaları dağılıyor, gençlik sanal âlem kurbanı, haramları işlemek için zeminler hazırlanıyor. Toplum ferlerinin dertlerini dert edinen, tiryak gibi dertlere deva dini tebliğ eden gerçek hocalarımız mumla aranıyor. Dini her kes, her kesim değil, ehilleri anlatmalı. Vesselam…