NECDET ŞANSAL
Köşe Yazarı
NECDET ŞANSAL
 

SİPAHİ PAZARI ESKİ GÜNLERİNİ ARIYOR

Sipahi pazarı Urfa’nın en eski çarşısı. Gümrük hanı, kazaz pazarı ile birlikte Diyarbakır valisi Behrem paşa tarafından 1565 yılında yapılan kapalı bir çarşıdır. Yaklaşık 40 dükkânı bulunan bu tarihi çarşı Dergâh dediğimiz Hazreti İbrahim makamı, Balıklı göl ile birlikte tarihi Urfa merkezde bulunmaktadır. Tarihsel süreç içersinde kısa sayılacak bir dönemde, Urfa’nın en iş yapan bu tarihi çarşısı, şimdi en iş yapamaz duruma gelmiştir. Dışarıda yol üzerinde ki dükkanlar iş yapamazken, burası bir panayırdı. Bu çarşıda bir zaman buranın bir dükkanı Dergah yol üzerinde iki dükkana bedelken şimdi açık farkla bedel ve iş bakımından maalesef tersi oldu. Elbette bu çarşının iş yaparken iş yapamaz hale gelmesinin, iş anlamında bir sefaleti yaşamasının birçok nedeni var. Bunlardan en önemlisi bir dönem bu çarşı el işleri dönemi ürünlerinin bir tek Urfa merkeziydi. Çünkü sanayi makine ürünleri halılar kilimler henüz ilimizde yoğunluk kazanmamıştı. Urfa’nın el işi yünden yapılmış temiz halı, kilimlerin, keçelerin, ve çeşit, çeşit yine el işi giyecekler, şalvar, yün kazak, kürk ve aba gibi ürünlerin satılan bir tek pazarı olmasıdır. Ayrıca Sipahi pazarı yalnız ilimizin değil bölgemiz Güneydoğu’nun hatta Türkiye’nin en iş yapan pazarlarından biriydi. Sabahları dernek başkanı eski deyimle çarşı şığının huzurunda Ahilik duasıyla açılan bu çarşıda il ve il dışından gelen eşyaları gezdirip mezat usulü açık artırmayla satan 40-50 tane dellal bulunurdu. İsparta halıları, Manisa Demirci halıları, Malatya halıları en çok satılan halılardı. Şimdi doğruyu demek gerekirse iş ortamı dolaysıyla dellal da kalmadığından doğal olarak artık iş başı yapılamıyor, bu nedenle dua da okunamıyor. Şimdi el işleri dönemi bitti. Sanayi makine halıları Urfa’nın her tarafında satılıyor. Bu tarihi çarşı eski cazibesini kaybetti. Sipahi pazarı diğer iki adı oturakçı ve mezat pazarı olan bu tarihi çarşı eski verimli günlerini arıyor özlüyor desek doğrudur. Köroğlu’nun dediği gibi “delikli demir icat oldu mertlik bozuldu” yani sanayi makine çıktı, el işleri bitti. Genel olarak el işleri alanlarında kendi işlerinin sahibi patronu olan insanlar, fabrikalarda patronların işçilerin emeğiyle alın terinden kazandıkları artı değer denilen parayla işçiler, kendilerine yabancılaşarak, makinelerin bir bakıma parçaları haline gelen ücretli köleler haline geldi.Sipahi pazarı çarşısının esnafının bir işçi asgari ücret kadar aylık para ellerine geçmiyor. Şimdi daha evvel kazandıkları parayı yiyorlar. Urfa’da buna eski deyimle havuttan yiyor denilirdi. Bu çarşı ekonomik bir trajediyi yaşıyor. Çünkü daha evvel çevre çarşılarla mukayese edilmez bir şekilde iş yaparken şimdi o fakir çarşıların gerisinde kalmak trajedi yani acı değilse nedir. Yani Urfa’nın zengin çarşısı fakir çarşısı oldu. Fakir çarşıları zengin çarşısı oldu. Eskilerin deyimiyle bir kararda kalan Allah’tır. Acı olan üzücü olan taraf ise diğer çarşılarla komşu iç içe olduğu halde ekonomik olarak iş bakımından viran hale gelmesidir. Buradan bu köşeden yani Yeniurfa gazetesi köşesinden söyleşide bulunduğum çarşı esnafı ve dernek başkanı Ramazan yıldız tarafından, başta Şanlıurfa valisi sayın Abdullah Erin, Büyük şehir belediye başkanı sayın Zeynel Abidin Beyazgül, Eyyübiye belediye başkanı Mehmet Kuş’a çağrıyı duyuruyoruz. Tarihi Urfa’nın merkezinde bu tarihi çarşının böyle atıl iş yapamaz duruma gelmesinin önlenmesi konusunda yardım ve istişarede bulunulması arz ve talep ediliyor. Gerçekten bu tarihi mekanda bu çarşının böyle biçare kalmasının Urfa turizmi açısından eksik bir puan ve imaj bozulmasına neden olacağını tahmin etmek zor değil. Bu nedenle bir ilin ekonomik ve sosyal sorunlarının giderilmesi konusu İl yöneticilerinin görevi olsa gerek.
Ekleme Tarihi: 04 Temmuz 2019 - Perşembe

SİPAHİ PAZARI ESKİ GÜNLERİNİ ARIYOR

Sipahi pazarı Urfa’nın en eski çarşısı. Gümrük hanı, kazaz pazarı ile birlikte Diyarbakır valisi Behrem paşa tarafından 1565 yılında yapılan kapalı bir çarşıdır. Yaklaşık 40 dükkânı bulunan bu tarihi çarşı Dergâh dediğimiz Hazreti İbrahim makamı, Balıklı göl ile birlikte tarihi Urfa merkezde bulunmaktadır. Tarihsel süreç içersinde kısa sayılacak bir dönemde, Urfa’nın en iş yapan bu tarihi çarşısı, şimdi en iş yapamaz duruma gelmiştir. Dışarıda yol üzerinde ki dükkanlar iş yapamazken, burası bir panayırdı. Bu çarşıda bir zaman buranın bir dükkanı Dergah yol üzerinde iki dükkana bedelken şimdi açık farkla bedel ve iş bakımından maalesef tersi oldu. Elbette bu çarşının iş yaparken iş yapamaz hale gelmesinin, iş anlamında bir sefaleti yaşamasının birçok nedeni var. Bunlardan en önemlisi bir dönem bu çarşı el işleri dönemi ürünlerinin bir tek Urfa merkeziydi. Çünkü sanayi makine ürünleri halılar kilimler henüz ilimizde yoğunluk kazanmamıştı. Urfa’nın el işi yünden yapılmış temiz halı, kilimlerin, keçelerin, ve çeşit, çeşit yine el işi giyecekler, şalvar, yün kazak, kürk ve aba gibi ürünlerin satılan bir tek pazarı olmasıdır. Ayrıca Sipahi pazarı yalnız ilimizin değil bölgemiz Güneydoğu’nun hatta Türkiye’nin en iş yapan pazarlarından biriydi. Sabahları dernek başkanı eski deyimle çarşı şığının huzurunda Ahilik duasıyla açılan bu çarşıda il ve il dışından gelen eşyaları gezdirip mezat usulü açık artırmayla satan 40-50 tane dellal bulunurdu. İsparta halıları, Manisa Demirci halıları, Malatya halıları en çok satılan halılardı. Şimdi doğruyu demek gerekirse iş ortamı dolaysıyla dellal da kalmadığından doğal olarak artık iş başı yapılamıyor, bu nedenle dua da okunamıyor. Şimdi el işleri dönemi bitti. Sanayi makine halıları Urfa’nın her tarafında satılıyor. Bu tarihi çarşı eski cazibesini kaybetti. Sipahi pazarı diğer iki adı oturakçı ve mezat pazarı olan bu tarihi çarşı eski verimli günlerini arıyor özlüyor desek doğrudur. Köroğlu’nun dediği gibi “delikli demir icat oldu mertlik bozuldu” yani sanayi makine çıktı, el işleri bitti. Genel olarak el işleri alanlarında kendi işlerinin sahibi patronu olan insanlar, fabrikalarda patronların işçilerin emeğiyle alın terinden kazandıkları artı değer denilen parayla işçiler, kendilerine yabancılaşarak, makinelerin bir bakıma parçaları haline gelen ücretli köleler haline geldi.Sipahi pazarı çarşısının esnafının bir işçi asgari ücret kadar aylık para ellerine geçmiyor. Şimdi daha evvel kazandıkları parayı yiyorlar. Urfa’da buna eski deyimle havuttan yiyor denilirdi. Bu çarşı ekonomik bir trajediyi yaşıyor. Çünkü daha evvel çevre çarşılarla mukayese edilmez bir şekilde iş yaparken şimdi o fakir çarşıların gerisinde kalmak trajedi yani acı değilse nedir. Yani Urfa’nın zengin çarşısı fakir çarşısı oldu. Fakir çarşıları zengin çarşısı oldu. Eskilerin deyimiyle bir kararda kalan Allah’tır. Acı olan üzücü olan taraf ise diğer çarşılarla komşu iç içe olduğu halde ekonomik olarak iş bakımından viran hale gelmesidir. Buradan bu köşeden yani Yeniurfa gazetesi köşesinden söyleşide bulunduğum çarşı esnafı ve dernek başkanı Ramazan yıldız tarafından, başta Şanlıurfa valisi sayın Abdullah Erin, Büyük şehir belediye başkanı sayın Zeynel Abidin Beyazgül, Eyyübiye belediye başkanı Mehmet Kuş’a çağrıyı duyuruyoruz. Tarihi Urfa’nın merkezinde bu tarihi çarşının böyle atıl iş yapamaz duruma gelmesinin önlenmesi konusunda yardım ve istişarede bulunulması arz ve talep ediliyor. Gerçekten bu tarihi mekanda bu çarşının böyle biçare kalmasının Urfa turizmi açısından eksik bir puan ve imaj bozulmasına neden olacağını tahmin etmek zor değil. Bu nedenle bir ilin ekonomik ve sosyal sorunlarının giderilmesi konusu İl yöneticilerinin görevi olsa gerek.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yeniurfagazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.