Canan Kaftancıoğlu kamu oyunun bildiği üzere İstanbul CHP il başkanıdır. Kaftancıoğlu yaklaşık beş yıl evvel sosyal medyada siyasi içerikli bir kaç tivit atıyor. İstanbul cumhuriyet savcılığı beş yıl sonra dava açıyor. Dava sonucu mahkeme Kaftancıoğlu’na yaklaşık 10 yıl ceza veriyor. Ayrıca verilen hükmün yasalarda bulunan tecil, erteleme gibi bazı kolaylıkları uygulanmıyor ceza indirimi yapmıyor. İnsan tabi düşünüyor savcılık neden beş yıl sonra dava açıyor. Çünkü Canan hanım İstanbul il başkanlığına seçildiği için mi dava açılıyor algısı oluşuyor. Gene haklı olarak insan soruyor. Daha evvel niye bir dava açmadınız. Niye bu kadar yıl beklediniz. Ayrıca bu yargı kararının kesinleşmesinin İstanbul belediye seçimlerinden yaklaşık üç ay sonra açıklanması beraberinde bazı haklı soru işaretlerini oluşturuyor. Kaftancıoğlu İstanbul belediye başkanlığı seçiminde CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun kazanmasında etkili oluyor. Açık demek gerekirse Hukuk ve yargı Ak parti iktidarının son yedi- sekiz yılında olduğu kadar diğer cumhuriyet iktidarları döneminde bu kadar vesayet altına girmemiştir, denilebilir. Bu duruma gelmesinde bu iktidarın talihsiz bir biçimde kuruluş programının dışına çıkması ile olmuştur. Ak parti iktidarı kendilerinden önceki iktidarları askeri vesayetçi iktidarlar olarak suçlarlar. Ama şimdi bir öz eleştiri yapsalar kendileri de yaptıkları uygulamalarla bir anlamda sivil vesayetçi duruma gelmiş olmuyorlar mı ?. Her şeyde olduğu gibi bu çok önemli yargı konusunda toptancı bir görüşle genelleme yapmanın doğru olmadığını bilirim. Elbette ülkemizde yasalardan yana, tarafsız vicdanlı adaletli birçok yargıç ve savcı vardır. Şurası şüphe götürmeyen bir gerçektir, bir ülkenin bir halkın geleceği umudu tarafsız, hak ve hakaniyet içerisinde olan bir yargı kurumudur. Bir ülkenin temel taşı yargıdır. Güçler ayrımıdır. Yargıç yasalara göre karar vermelidir. Yargıç kendi siyasi görüşüne göre karar verirse hukuk yok olur. Kuvvetler güçler ayrılığı yasama, yürütme, yargı demokratik bir yönetimin olmazsa olmaz şartıdır. Ama ne yazık ki bu çok değerli yönetim birimleri gerektiği gibi sağlıklı işlemiyor. Bu bağlamda asıl sorun yargının rahat çalışmaması oluyor. Bunun nedeni yürütmenin yargı üzerinde vesayetçi bir rol takınmasıdır. Ülkemizde kim ne düşünürse düşünsün. Şahsım istisnalar hariç özelikle Demokrat parti iktidarı ile birlikte, darbe dönemlerinde dahil nispetten bağımsız bir Türk yargısı olduğuna inanlardanım. Tıpkı kıralık dönemi Almanya’da bir değirmencinin değirmenini yıkıp saray yapmak isteyen krala karşı bunu kabul etmeyen değirmencinin Alman Hukuk tarihine mal olmuş ünlü ”Berlin’de hakimler var” sözünü kendi ülkemize uyarsak Türkiye’de hakimler var sözünü öteden beri içimde düşünürüm. Kaftancıoğlunun demecine katılmayabilirsiniz. Doğruyu demek gerekirse ceza alan bu tivitleri ben de doğru bulmadım . Ancak anayasa ve yasalar da şiddet içermeyen düşünce ve ifade özgürlüğünün olduğunu da bilmek gerek. Yazımızın başlığının bize düşündürdüğüne gelirsek, bu konuda yani yargı alanında bilerek veya bilmeyerek birçok hatanın yapıldığı görülüyor. Bunun en önemli dikkat çekeni Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı Kemal Kılçdaroğluna yapılan saldırının cezasız kalmasıdır. Özelikle Ankara Çubuk ilçesinde organize, örgütlü bir öldürme linç girişimi oluyor. Kılıçdaroğlunu yumruklayan şahsın tutuklanmadan Salı verilmesi, olacak bir durum değil. Bir devletin kurucu partisinin genel başkanı tokatlanıyor, sonra serbest bırakılıyor. Bunu anlamak izah etmek çok zor değil. Demek yargının üzerinde sivil bir vesayet var anlamına geliyor algısı oluşuyor. Ayrıca özelikle hunharca işlenen kadın cinayetlerinde, kravat takmış, uysal durmuş, hakim bey demiş diyen katillere ceza indirimi yapılması. Daha birçok örnek verilebilir. Gerek yok. Ezcümle bu köşeden bir yerel yazar olarak, bir vatandaş olarak, HSYK ya bir çağrıda bulunmak istiyorum. Bu halkın bu devletin yararını istiyorsanız, seçeceğiniz savcı ve hakimlerin hiçbir parti ile yakın bir teması kararı olmaması gerekir. Verecekleri tüm kararlar adalete ve yasalara uyumlu olmalıdır.
Anasayfa
Yazarlar
NECDET ŞANSAL
Yazı Detayı
Bu yazı 819+ kez okundu.
KAFTANCIOĞLUNA VERİLEN HÜKMÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Canan Kaftancıoğlu kamu oyunun bildiği üzere İstanbul CHP il başkanıdır. Kaftancıoğlu yaklaşık beş yıl evvel sosyal medyada siyasi içerikli bir kaç tivit atıyor. İstanbul cumhuriyet savcılığı beş yıl sonra dava açıyor. Dava sonucu mahkeme Kaftancıoğlu’na yaklaşık 10 yıl ceza veriyor. Ayrıca verilen hükmün yasalarda bulunan tecil, erteleme gibi bazı kolaylıkları uygulanmıyor ceza indirimi yapmıyor. İnsan tabi düşünüyor savcılık neden beş yıl sonra dava açıyor. Çünkü Canan hanım İstanbul il başkanlığına seçildiği için mi dava açılıyor algısı oluşuyor. Gene haklı olarak insan soruyor. Daha evvel niye bir dava açmadınız. Niye bu kadar yıl beklediniz. Ayrıca bu yargı kararının kesinleşmesinin İstanbul belediye seçimlerinden yaklaşık üç ay sonra açıklanması beraberinde bazı haklı soru işaretlerini oluşturuyor. Kaftancıoğlu İstanbul belediye başkanlığı seçiminde CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun kazanmasında etkili oluyor. Açık demek gerekirse Hukuk ve yargı Ak parti iktidarının son yedi- sekiz yılında olduğu kadar diğer cumhuriyet iktidarları döneminde bu kadar vesayet altına girmemiştir, denilebilir. Bu duruma gelmesinde bu iktidarın talihsiz bir biçimde kuruluş programının dışına çıkması ile olmuştur. Ak parti iktidarı kendilerinden önceki iktidarları askeri vesayetçi iktidarlar olarak suçlarlar. Ama şimdi bir öz eleştiri yapsalar kendileri de yaptıkları uygulamalarla bir anlamda sivil vesayetçi duruma gelmiş olmuyorlar mı ?. Her şeyde olduğu gibi bu çok önemli yargı konusunda toptancı bir görüşle genelleme yapmanın doğru olmadığını bilirim. Elbette ülkemizde yasalardan yana, tarafsız vicdanlı adaletli birçok yargıç ve savcı vardır. Şurası şüphe götürmeyen bir gerçektir, bir ülkenin bir halkın geleceği umudu tarafsız, hak ve hakaniyet içerisinde olan bir yargı kurumudur. Bir ülkenin temel taşı yargıdır. Güçler ayrımıdır. Yargıç yasalara göre karar vermelidir. Yargıç kendi siyasi görüşüne göre karar verirse hukuk yok olur. Kuvvetler güçler ayrılığı yasama, yürütme, yargı demokratik bir yönetimin olmazsa olmaz şartıdır. Ama ne yazık ki bu çok değerli yönetim birimleri gerektiği gibi sağlıklı işlemiyor. Bu bağlamda asıl sorun yargının rahat çalışmaması oluyor. Bunun nedeni yürütmenin yargı üzerinde vesayetçi bir rol takınmasıdır. Ülkemizde kim ne düşünürse düşünsün. Şahsım istisnalar hariç özelikle Demokrat parti iktidarı ile birlikte, darbe dönemlerinde dahil nispetten bağımsız bir Türk yargısı olduğuna inanlardanım. Tıpkı kıralık dönemi Almanya’da bir değirmencinin değirmenini yıkıp saray yapmak isteyen krala karşı bunu kabul etmeyen değirmencinin Alman Hukuk tarihine mal olmuş ünlü ”Berlin’de hakimler var” sözünü kendi ülkemize uyarsak Türkiye’de hakimler var sözünü öteden beri içimde düşünürüm. Kaftancıoğlunun demecine katılmayabilirsiniz. Doğruyu demek gerekirse ceza alan bu tivitleri ben de doğru bulmadım . Ancak anayasa ve yasalar da şiddet içermeyen düşünce ve ifade özgürlüğünün olduğunu da bilmek gerek. Yazımızın başlığının bize düşündürdüğüne gelirsek, bu konuda yani yargı alanında bilerek veya bilmeyerek birçok hatanın yapıldığı görülüyor. Bunun en önemli dikkat çekeni Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı Kemal Kılçdaroğluna yapılan saldırının cezasız kalmasıdır. Özelikle Ankara Çubuk ilçesinde organize, örgütlü bir öldürme linç girişimi oluyor. Kılıçdaroğlunu yumruklayan şahsın tutuklanmadan Salı verilmesi, olacak bir durum değil. Bir devletin kurucu partisinin genel başkanı tokatlanıyor, sonra serbest bırakılıyor. Bunu anlamak izah etmek çok zor değil. Demek yargının üzerinde sivil bir vesayet var anlamına geliyor algısı oluşuyor. Ayrıca özelikle hunharca işlenen kadın cinayetlerinde, kravat takmış, uysal durmuş, hakim bey demiş diyen katillere ceza indirimi yapılması. Daha birçok örnek verilebilir. Gerek yok. Ezcümle bu köşeden bir yerel yazar olarak, bir vatandaş olarak, HSYK ya bir çağrıda bulunmak istiyorum. Bu halkın bu devletin yararını istiyorsanız, seçeceğiniz savcı ve hakimlerin hiçbir parti ile yakın bir teması kararı olmaması gerekir. Verecekleri tüm kararlar adalete ve yasalara uyumlu olmalıdır.
Ekleme
Tarihi: 12 Eylül 2019 - Perşembe
KAFTANCIOĞLUNA VERİLEN HÜKMÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.